İzlediğimiz üzere biteceğe benzemeyen bir savaş devam ediyor. Petrol savaşı mı? Dinler savaşı mı? Milliyetçilik savaşı mı? Kapitalizm gereğini yapıyor ve harita savaşlarını devam ettiriyor. Ölen kadın, çocuk, genç demeden bombaların altında bırakıyor terör hepimizi. Sorun çok ciddi. Anlaşılan o ki sadece hükümetler sorumlu değil. Konjonktür nasıl işliyor tam olarak bilemeyiz.

Ben yine de tek bir suçlu olduğuna inanmıyorum. Olay CIA filmlerindeki gibi hal almaya başladı. Hortlatılan kökten dinci bir zemin ve sonuçlarına katlanan masum insanlar. Komplo teorisi üretmemek elde değil. Acaba diyorum bunları planlı bir şekilde nüfus müdürlüğü azaltıyor dünyada. Evet, petrol paylaşımını ve harita stratejilerini biliyoruz ama vicdanın bu kadar körelmiş olması akıl alacak gibi değil.

Emperyalizme savaş açıp kazanan ülke bu coğrafyada pek huzurla yaşayamayacak elbette. Aslına bakarsanız hiç bir zaman huzur olmadı bu coğrafyada. Din ve mezhep savaşlarını körükleyenler acaba halkların bunun farkına varmamasına şaşırmıyor mu? Bu kadarına onlar da şaşırmıyor mu acaba? Üç beş lidere maddi destekle ayağa kaldırılan eski hesaplar ve bitmek tükenmek bilmeyen intikamlar. Ayrıca Doğu sorunu denilen sorun da her basamakta nasıl da şekil değiştiriyor değil mi? Amacın ne olduğu tam anlaşılmış değil asla. Kim kimi kışkırtıyor anlamış değiliz.
Savaş, Ortadoğu halkları için tarifi güç korkunç bir katliam ve yıkım getirmekle kalmamış; bizzat bu yıkıma yol açan emperyalist barbarlığın, kapitalist çürümüşlüğün ve umutsuzluğun bir sonucu olarak, son derece ilkel vahşet sahneleri sergileyen tepkisel hareketler de ortaya çıkarmıştır. İşte Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) denen gözü dönmüş cani örgüt, bu gerçekliğin sonucudur. Dolayısıyla emperyalist güçlerin, IŞİD benzeri örgütlerin sahnelediği ilkel vahşeti kendi suçlarını saklamak amacıyla kullanmaları tam anlamıyla riyakarlıktır. Afganistan ve Irak'ı en gelişmiş savaş uçaklarıyla yerle yeksan edip yüz binlerce insanı katleden, üstelik bunu aksiyon filmi gibi televizyonda canlı yayın eşliğinde sunan emperyalist barbarlıkla, insanların kafalarını keserek ilkel bir vahşet sergileyen IŞİD gibi gerici hareketler kapitalist çürümüşlüğün değişik ifade biçimlerinden başka bir şey değildir.
Savaş mühendisleri, halkları da yanına çekip özendirecek söylemlerle yola çıkabiliyor ve Avrupa'da da olmak üzere birçok kişi her türlü radikal örgüte katılıyor ve kahraman olarak ilan edilip ne istenirse yapıyor. Bilinen, bilinmeyen ya da her kim içinden de destekliyor olsa bile bu tutum değişmedikçe var olan imkanlar asla kullanılmaz. Savaş el ele olarak kazanılır. Yürek yüreğe kazanılır. Yılları ve alınan onca yolu, medeniyeti, elinin tersiyle itmesin kimse.