Yakın bir arkadaşım anlatıyor;
“Eşimin komşularla ayda bir katıldığı günleri var...
Bir çeyrek altın için para topluyorlar.
Geçen gün benden rica etti, aldım...
29 Şubat Perşembe...
Bir çeyrek altın 3 bin 510 TL idi...
5 Mart Salı günü tesadüfen öğrendim ki, 3 bin 835 TL olmuş...
Ağzım açık kaldı...
Evet, 4-5 günde tam 325 TL artmış fiyatı...”
Altınla falan işim yok ama bu artışları görünce, piyasadaki fiyatlar hiç de garip görünmedi gözüme...
ABD Merkez Bankası bir rapor yayınlıyor;
Altındı, dövizdi ya tepe üstü çakılıyor ya da füze gibi yükseliyor...
Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan,
“2002’de biz iktidara geldiğimizde asgari ücret 164 liraydı...
Şimdi 17 bin lira...
Nereden nereye görüyorsunuz değil mi?”
Evet ama,
2002’de dolar da 1 buçuk lira imiş...
Sonrasında TL’den altı sıfır atıldı ve hesaplar karıştı...
En azından beni aşıyor...
***
Sizi de öyle değil mi?
Kiminle ayak üstü sohbet etseniz,
Bir dost meclisinde karşı karşıya gelseniz;
İnsanların ağzından çıkan ilk kelime hayat pahalılığı...
Hele bir de emekliyse karşınızdaki,
Evi kiraysa...
Evi kira olup da,
Emekli bir karı-kocanın tek maaşla geçinebileceklerine inanmıyorum...
İnanamıyorum...
Normal bir evin kirası 7-8 bin liradan aşağı değil...
Eeee?
Geriye ne kaldı?
İlla ki, çoluk çocuk, gelin-damat bir yerlerden destek alıyor olmaları gerek...
Yoksa matematik bile çaresiz kalıyor böyle bir durumda...
Anlatıyor bir emekli...
“Valla diyorum ki hanıma;
“Hanım maaşı verelim devlete, gidelim bir huzurevine...
Maaşı devlet alsın, baksın bize...
İyi fikir değil mi?”
Sonra yine kendisi veriyor cevabı;
“İyi fikir, iyi fikir ama, her ikimiz de sağ olduğumuz için onu da kabul etmiyor devlet...
30-35 sene bu devlet için çalış,
Sonunda reva görülen şey bu...”
***
Ülkede, 16 milyona yakın emekli var...
Ne diyor Cumhurbaşkanı;
“Emekli maaşlarında 7 bin liralık iyileştirme yapsak,
Bize maliyeti şu kadar milyar lira...
Askere, polise maaş ödemezsek, belki olur;
Ama o da mümkün değil...”
Ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek, sanırım böyle bir şey...
“Sen bu maaşı aldığına şükret” der gibi...
