Eskişehir Madencilik Kümesi Başkanı Metin Çekiç, ES TV’de yayınlanan günaydın Eskişehir programında gazeteciler Tarkan Demir ve Ayşegül Hümmet'in sorularını yanıtladı. Eskişehir'de hayata geçirilmek istenen altın madeni projelerine dikkat çeken Eskişehir Madencilik Kümesi Başkanı Çekiç, madenlerin çevreye zarar vermeden çıkarılmasının önemine vurgu yaptı. Beylikova'da bulunan ve dünya gündeminde önemli yer kaplayan Nadir Toprak Elementlerinin işlenme süreçlerine ve Türkiye ekonomisine kazandıracağı katkıya vurgu yapan Çekiç, "Biz bunu işlediğimizde trilyonlarca dolara sahip bir kaynağa Türkiye sahip olacak." dedi.
DOĞAYLA UYUM İÇİNDE ÇALIŞMALIYIZ
“Eğer biz bağımsız bir ülke olmak, kendi ham maddemizi üretmek, dışa bağımlı olmak istemiyorsak bu, sahip olduğumuz ham maddeleri üretmemiz lazım.” diye konuşan Eskişehir Madencilik Kümesi Başkanı Metin Çekiç, “Dünyada 90 çeşit bilinen maden varlığı var. Bunlar da 75 tanesi ülkemizde bulunuyor. Bu madenlerden ithalatla ödediğimiz en büyük pay da altın, demir, bakır, alüminyum diye gidiyor. Bunlar bizim ülkemizde olan madenler. Fakat biz ithalata bunları ödediğimiz için cari açımız büyüyor. Yani madenler hem cari açığı kapatacak, bir de aynı zamanda yöre insanına istihdam sağlayacak, ülke kalkınmasına katkı sunacak bir sektör. Dünyanın en büyük bor rezervi şehrimizde Seyitgazi Kırka’da yüzde 73 dünya rezervine sahibiz. Onun haricinde Eskişehir nezdinde baktığımızda çevremizde altın madenleri var. Onun haricinde manyezit var. Onun haricinde doğal taşlar bakımından çok zengin bir bölgeyiz. Feldspat dediğimiz seramiğin ham maddesi Türkiye, şu anda dünyanın en büyük rezervine sahip ve en büyük ihracatçı konumunda. Kromda dünya rezervinde üçüncü, ihracatta dünyanın ikincisi ülkesiyiz. Yani baktığımızda her türlü maden ülkemizde var. Bazı madenler yeryüzüne çıkarılmış ama hala çıkarılmayı bekleyen milyonlarca ton maden Türkiye'nin zenginliği olarak duruyor. Son yıllarda söylenen vahşi madencilik şeklinde bir olguya biz madenciler olarak karşıyız. Madenlerimizi tüm çevreye rağmen değil, çevreyle beraber doğayla, insanla uyumlu bir şekilde çıkarmamız gerekiyor. Bunu yaparken de, yanlış yapanlarla doğru yapan madencilerin ayrılmasını istiyoruz. Tüm madencilerimiz kötüdür; madenlerimizi çıkarmayalım şeklindeki olumsuz algıya katılmıyoruz. Yanlış olan bir şey varsa, çevreye zararlı bir maden işletmesi varsa, onun gerekli tedbirleri alması lazım.” dedi.



