Koronavirüs sebebiyle insanların kaygılanmasının çok normal olduğunu vurgulayan Turgut, 'Çin'de başlayıp tüm dünyaya yayılan böyle salgın bir hastalıkta esasen baktığımız zaman insanların psikolojilerinin etkilenmesi, kaygı yaşamaları aslında çok olağan, çok normal. Ancak bunu dozunda yaşamak önemli. Yani olayın şiddetinin daha üstünde bir panik ya da kaygıya dönüşmemesi lazım' dedi.
TAKİP ETMEYİN
Aşırı kaygı durumunun sağlıklı düşünmeyi engelleyebileceğini ve tedbir almanın önüne geçebileceğini belirten Turgut, 'Çok zorunlu değilse evden çıkmamakta fayda var. Evde kalındığı süre içerisinde sakinliği korumak, bu süre içerisinde de mümkün olduğunca ev içerisinde günlük rutinimize devam etmek ve eğer çok etkileniyorsak sürekli koronavirüs haberlerini takip etmemek, sanal ortamlardaki mevcut olan bilgi kirliliğini çok fazla takip etmemek, yetkililerin verdiği bakanlığın açıkladığı resmi rakamları dikkate almakta fayda var' ifadelerini kullandı.
KORKMAYIN
'Yaşadığımız her belirtinin, her semptomun koronavirüs olmadığını da düşünmemiz gerekiyor' diyen Turgut, şöyle devam etti: 'Çünkü psikolojik olarak bir şeyi ne kadar takip edersek bu belirtilerden etkilenir hale geliyoruz. Yaşadığımız her belirtide acaba korona mıyım diyerek endişemizi daha da arttırıyoruz. Zihnimizde yarattığımız kaygıların ya da endişelerin gerçek olmadığını, ancak gerçekliği resmi sonuçlarla takip edip Sağlık Bakanı'nın da verdiği bilgiler doğrultusunda bir değerlendirme yapmanın gerekliliği olduğunu mutlaka bilememiz gerekiyor.' HM
Muhabir: TE Bilisim