Rivayet, hikaye, efsane, söylence...

Ne isterseniz deyin...

Anlatırlar ki,

Orta Çağ'da Papa XI. Gregory...

Müthiş bir kedi düşmanı...

Bugün hala var olan, kedilerle ilgili batıl inanışların ortaya çıkmasını sağlayan din adamı...

Papa IX Gregory, kedilerin şeytan olduğunu ilan ediyor.

Zaten Avrupa'da o dönem bir şeylere şeytan damgası yapıştırmak, her şeyi şeytan görmek çok popüler...

Aynı zamanda,

Bu dönemde çıkarılan 'Vox in Rama' adındaki kilise belgesi, siyah kedilerin satanik bir simge haline gelmesinin ilk ortaya çıkış sebebiydi...

Papa, bölgedeki bütün kedilerin, onlarla iş birliği yapan cadılarla (yani sahipleriyle) beraber yakılması için ferman veriyor...

Bunun üzerine Avrupa'da yüz binlerce kedi katlediliyor...

Onlarcası aynı çuvallara konulup ya yakılıyor ya da nehirlere atılıyor...

Artık sadece birkaç sayılı aristokratın kedisi hayatta kalmıştı...

Ama bu korkunç şeytan temizleme ayininden sonra, ölen masum hayvanların ve doğanın adaletinin vereceği ders çok ama çok büyük olacaktı...

***
İntikam, Kırım'dan İtalya'ya yolculuk yapan bir geminin ambarında geliyor...

Geminin ambarından limana inen birkaç fare, veba mikroplarıyla birlikte Avrupa sokaklarında fink atmaya başlıyor...

Mikroplarını insanlara bulaştıracak olan bu fareleri, ortadan yok edebilecek bir tane bile kedi yok ortalarda...

Avrupa nüfusunun neredeyse üçte biri sayılan 75 milyon insanın (bazı kaynaklarda bu sayı 200 milyona kadar çıkmaktadır) yani katledilen kedi sayısından çok daha fazla insanın vebadan helak olmasının arkasındaki sebep, Papa'nın nefret ve cehaletinin sonucuydu...

Bitmedi...

Kilisenin kedi katliamları Gregory ile birlikte son bulmuyor.

Papa 8'inci Innocent, 1400'lü yıllarda Papa olduğunda Avrupa cadı hikayeleriyle çalkalanıyordu.

Tabii ki hikayelerin baş kahramanları her zaman masum kediler oldu.

Kedi yakma gibi nefret dolu olaylar uzun süre devam etti.

Öyle ki Belçika'da kedilerin çatılardan atılarak, daha sonra yakıldığı festivaller düzenlendi ve İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth'in taç giyme töreni oyuncak bir kedi yakılarak başlamıştı...

***
Çok değil...

7-8 yıl önce, yine bir salgın çıkmıştı...

Kuş gribi...

Nerede bir kuş görsek,

Nerede uçmasa bile kanatları olan bir hayvan görsek (tavuk gibi örneğin) telef etmeye başladık...

Tavukları katledip, iş makineleriyle çukurlara gömdük...

Ertesi yıl,

Kene belası başımıza musallat oldu...

Zira tavuklar, doğada en önemli kene temizleyicilerinden biriydi...

Demem o ki,

Doğa kendisine öyle bir denge kurmuş ki,

Eğer insan eliyle bir tarafını bozarsanız, başka bir şekilde bunun bedelini ödetiyor...

Kedilerle fareler,

Tavuklarla keneler gibi...

Eko sistem içinde canlılar, gerek beslenme, gerekse korunma iç güdüleriyle aşırı popülasyonu bir şekilde önlüyorlar...

***
Bence,

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde, sokak hayvanlarının barınaklara kapatılması gerektiği şeklinde sözleri, kendisine verilen yanlış bir bilgilendirmeden kaynaklandı...

Zira Cumhurbaşkanı,

Altında kendi imzası olan ve geçtiğimiz Temmuz ayında yürürlüğe giren 5199 Sayılı Hayvan Haklarını Korumu Kanununda yapılan değişikliklere tamamen zıt ifadeler kullandı...

Ülke çapında büyük tepki topladı...

Hayvan severler gerek Cumhurbaşkanlığını, gerekse Bakanlığı mesaj yağmuruna tuttular...

Bir düzeltme eğrisi gerekiyordu ve o yapıldı...

Şuradan anlıyoruz ki,

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önceki gün 81 ilin Valiliklerine gönderdiği genelge ile yapılması gerekenleri 17 madde halinde sıraladı...

Ve bu genelgedeki ifadelerin önemli bir kısmı doğru ve yasaya uygun ifadelerdi...

Denetim ve kontrol en önemli unsurdu...

Bazı cinsler kesinlikle çoğaltılamayacak, sahiplenilmeyecek, satışı yapılamayacak ve çocuk oyun parklarına giremeyecekler...

Sahipsiz hayvanlar da gerekli özen gösterilerek kısırlaştırılacak, gerekli rehabilitasyon yapılacak...

***
Doğrusu da buydu ve yapıldı...

Zira Cumhurbaşkanının sözlerinden sonra ülkede adeta sokak hayvanlarına karşı bir linç havası doğdu...

Diyelim ki,

Doğadaki tüm köpekleri topladınız, telef ettiniz...

Memlekette köpek kalmadı...

Neler olur acaba?

bur kere,

'Köpeksiz köyde değneksiz gezenler çoğalır...'

'Kurdun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi denir...'

'Sizi dünya üzerinde sizden bile daha çok seven canlı olmaz...'

Gibi, gibi...

Bu arada,

Bir köpeğin en büyük korkusunun ne olduğunu bilir misiniz?

'Evden çıktığınızda tekrar geri gelmeyecek olmanızın korkusu...'