AHMET ÖZLEM

Otobüs alev alev yandı

Bende ilk deplasman anımı anlatmak isterim ama bu tribünlerin çoğunun ilk deplasmanı hemen hemen aynıdır. Babaya söylenen belki de ilk yalandır. O yüzden ilk deplasmanımı değil, efsane bir Karşıyaka deplasmanımı anlatmak isterim.

Sene kaç tam olarak hatırlamıyorum. Karşıyaka tribünleri uzun zamandır bizi bekliyorlardı. Malumunuz geçmişten bu yana onlarla bir husumet aldı başını gidiyordu. Uzun zaman sonra karşılaşacağımız için bizde onlarda bu maça hayli önem veriyordu. Çünkü tribün raconunda ezilmek her tribüncü için büyük yıkılıştır. O zamanlar böyle e-bilet sistemleri yok. İman gücüyle gidiliyor maçlara. Türk diliyle 'yaratana sığınıp' yani. Cepte 5 yok. Bilet yok. 'Nasıl olacak' diye soranlara abiler 'Bir şekilde hallolur, gelin.' derdi ve gidilirdi. İşte o maçta bunlardan biriydi. Otobüslere bindik. Makara gırgır gittik. O zamanlar hiç yapılmayan bir işi yaptı bize İzmir Emniyeti. Biletleri İzmir girişine getirip sattılar. İzmir girişinde otobüsler durduruldu. Biletliler stadyuma yollandı. Biletsizler Eskişehir'e. İki otobüs kaldık biletsiz. Seneler sonra Karşıyaka maçı var ve kaç saat yol gelmişiz. Emniyet 'Geri Eskişehir'e' dedi. Biz dönmedik tabi. Bir şekilde emniyeti atlattık. Tabi o ara unutulmayacak anlar yaşadık. Taksici, Karşıyakalılar. Rahmetli Deli Kubilay. Fakat onları anlatmak için şu an burası müsait değil.

Her neyse, güzel maç oldu. Güzel de tribün yaptık. Çıktık dönüş yoluna. Uşak sınırlarında otobüs yandı. Gecenin bir vakti. Dağın başındayız. Şaka değil bildiğiniz otobüs alev aldı. Başladık 50 kişi yolda yürümeye. Biz işin keyfini çıkarıyoruz. Yollarda besteler, türküler. Ben şarkı söylüyorum. Herkes eşlik ediyor falan. Belki o an çok kötü bir durumdu ama muhteşem bir ortam vardı. Hiç pişman olmadık. Yolda bir köy gördük ve köye giriş yaptık. Gecenin bir vakti hiç unutmam. Köylü kahveyi açtı. Köylülerle 1 gün boyunca okey oynadık. Birde güzel şiveleri var adamların. Zaten bize de o lazım. Bir gün boyunca kahkahalar attık. Bizi çok iyi ağırladılar. Hepsinden Allah razı olsun. Bir gün sonra Eskişehir'den otobüs geldi. Öyle döndük Eskişehir'e. Bir Karşıyaka deplasmanı 3 günümüze patladı fakat hayatımızda unutamayacağımız bir anı bıraktı. Eskişehir'de tribün geçmişi olan herkes bu şehri başka sever. Daha farklı sahiplenir. Bize bu armayı miras bırakan büyüklerimize bizden selam olsun. Hepsine saygımız sonsuz. İnşallah bizlerde kardeşlerimize kendimize yakışır bir tribün bırakmak için çaba göstereceğiz.

-------------------


ADNAN ÇAKICI

Kafamı sıyıran darbuka

1985-86 sezonu, 1. Lig 15'inci hafta maçı… Tarih yaprakları 8 Aralık 1985'i gösteriyor. Saat 13.30, yer Hüseyin Avni Aker Stadyumu. Maça gitmek için hafta içi kayıt yaptırmıştım, cuma günü dedem vefat etti. Bizimkiler cenazeye gitti. O zaman bakkal işletiyorduk. Cumartesi akşamı dükkanı kapatıp maça gitmek için yola çıktık. Davulcu İsmail, Suadiyeli eskiler bilir şeftali Atilla abi de vardı. Bir otobüsün yarısı anca doluydu. O zamanlar deplasmana beleş otobüs yoktu. Giderken keyifliydi fakat maç pek keyifli olmadı. Trabzonspor taraftarı ile beraber maç izlemek zorunda kaldık. 3-4 tane polis koruması vardı sadece bayağı tedirgin olmuştuk. Maç kötü bitti. Esas sorun bundan sonra yaşandı. Dönüş yolunda birden kendi aramızda otobüs de kavga çıktı. Hiç unutmam kafamı sıyırıp giden darbukayı. Samsun'a yakın bir yerdeydik. Kavganın nedeni iki kişinin ücreti tam ödememesi. 14 kişi parasını geri alıp inmiştik. Otobüste geri 5-6 kişi kaldı. Yola devam etmişlerdi. Bizde dolmuş kiralayıp Samsun'dan sabah tren ile Ankara oradan da aktarmayla Eskişehir'e gelmiştik. Üç dört günlük bir deplasman olmuştu.

Editör: TE Bilisim