Türkiye bankacılık sektöründe iklim değişikliği ve sürdürülebilir finansman politikaları 2024 yılında sınırlı ilerleme kaydetti. İklim İçin 350 Derneği ile Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği’nin (SEFiA) yayımladığı “Türkiye’deki Bankaların İklim Değişikliğine Yaklaşımı” raporu, sektörün net sıfır ve kömür finansmanı politikalarında sınırlı adımlar attığını ortaya koydu.
Rapora göre, Türkiye’de faaliyet gösteren 17 banka, iklim değişikliğine karşı stratejilerini beş temel kriter üzerinden değerlendirildi: fosil yakıt finansmanı, net sıfır hedefleri, karbon ayak izi, temiz enerji yatırımları ve ESG derecelendirmeleri.
Kömür finansmanında değişiklik yok
2024’te bankaların kömür finansmanı politikalarında kayda değer bir değişiklik gözlemlenmedi. Yeni kömür projelerini finanse etmeyeceğini taahhüt eden banka sayısı 11’de, mevcut projelerden çıkış vaadi veren banka sayısı ise 6’da kaldı. Net sıfır hedefi açıklayan bankalara yalnızca QNB Türkiye eklendi ve toplam sayı 13’e yükseldi. Ancak 17 bankanın 11’inde, kömür finansmanı ve net sıfır hedefi gibi temel taahhütlerden biri ya da daha fazlası eksik bulunuyor.
Sektörde somut yol haritaları eksik
Raporda, sektörün sürdürülebilir finansman hacminin 20 milyar doları aştığı belirtilse de çoğu hedefin 2050 ve sonrası için planlandığı ve ara hedeflerin belirlenmediği vurgulandı. SEFiA Kıdemli Enerji Analisti Dr. Evrim Özyorulmaz Akcura, “Bankaların büyük kısmı net sıfır hedeflerini uzak bir tarihe koyuyor. 5-10 yıllık somut yol haritaları eksik veya hiç yok. Bu, iklim stratejilerinin sağlam bir zemine oturmadığını gösteriyor,” dedi.
Geçiş riski yükseliyor
İklim İçin 350 Derneği Koordinatörü Efe Baysal, bankacılık sektöründe “geçiş riski”nin yükseldiğine dikkat çekti. Baysal, uluslararası platformların faaliyetlerini askıya almasının, sektörün iklim hedefleri konusunda kırılgan bir yapıya sahip olduğunu gösterdiğini belirtti. Bankaların tutarsız veya eksik iklim taahhütleri, hem finansal sistemin güvenilirliğini hem de sürdürülebilirliğini riske atıyor.
Raporda, bankaların finansal sistemdeki etkilerini sınırlı verilerle ölçtüğü, veri toplama süreçlerinin kurumsallaşmadığı ve denetim eksikliklerinin sektörde sistemli bir dönüşümü ertelediği de vurgulandı. Sektörün, net sıfır hedefleri ve sürdürülebilir finansman politikalarını somut ve şeffaf bir şekilde uygulaması, geçiş risklerini azaltmanın yanı sıra Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefiyle uyumunu güçlendirecek.