Kentler; işçilerin, emekçilerin alın teri ve sanatçıların renklerinin harmonisiyle kimlik edinir ve yaşar. Siyasetin bize öğrettiği kirli yüzü, hak edilenin verilmemesi ve uzakların daha uzak olması, çocukların karanlık bir geleceğe itilmesi; sanatın ötekileştirilmesiyken bu kentte açılan çığırlar her şeyin anlamını yeniden öğrenmemize yardımcı oluyor. Korkuyla örülen duvarlara sevgi ve barışın baş harflerini kendi elleriyle yazan biri daha katılacaktır çocuklara. Evet siyaset ürkütücü, evet siyaset halka uzak bir kavrama dönüştü; ancak bu kentte elinde sihirli değnek varmışçasına çalışan beyinler var, yürekler var. Tarihe yazılan bu günler sanatın gücüyle halka da büyük farkındalıklar öğreterek yeni bir çizgi çiziyor. Ahmet Ataç, Eskişehir'de daha önce açılan çığırları tarifsiz bir plan ve proje tasarımıyla daha da geliştirerek fark yaratmaya devam ediyor. Kendisine sanat adına, şiir adına, çocuklar adına teşekkür ederim. Sevgi, şiir ve dostluk ile…

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Eskişehir'de doğdu. Maarif Koleji'ni bitirdikten sonra 1969 yılında İstanbul Diş Hekimliği Yüksek Okulu'ndan mezun oldu ve serbest Diş Hekimi olarak çalışma hayatına atıldı. 1986 yılında Eskişehir-Kütahya-Afyon-Bilecik illeri Diş Hekimleri Odası Başkanı seçilen Ataç, 1994-1999 yıllarında Anadolu Üniversitesi Mediko-Sosyal Öğrenci Hastanesi'nde Diş Hekimi olarak görev aldı. 18 Nisan 1999 yılı yerel seçimlerinde DSP listesinden Tepebaşı Belediyesi'nin bölge-kent verileri ışığında kentsel fonksiyonlar arasında sağlanacak mevcut olanaklar ölçüsünde, kentlerin gelişim sürecini de dikkate alarak, kültür ve tabiat varlıkları ve tarihi dokuyu, kültürel, tarihsel, fiziksel özelliklere dayalı arazi kullanımı ve korunumu ilkelerine uygun, kamu yararı ve şehircilik ilkelerine bağlı yaşam kalitesini arttırıcı fiziki planlamalar yanında: Sosyal belediyecilik gereği spor, dinlenme ve eğlence yerleri ile parklar yaparak, yaşlılar özürlüler kadınlar gençler ve çocuklara yönelik sosyal ve kültürel hizmetler sunan, mesleki eğitim ve beceri kursları açarak, sağlık, eğitim ve kültür tesis ve binaları yaparak, mevcutları bakım onarım ile korumak ve tüm tesislerin işlevlerinin geliştirilmesine ilişkin projeler ve uygulamalar ile Tepebaşı Belediyesi'ni önder ve örnek bir belediye konumuna gelmesini sağlayan Ahmet Ataç'ın gerçekleştirdiği, 'Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu', 'Ulusal Sanat çalıştayı','Enerji Etkin Bina', 'Altın Ayaklar' ,'Evde Sağlık Hizmetleri', 'Belde evleri', 'Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi', 'Yaşam Köyü ve Alzheimer Merkezi', 'Behiç Erkin' ve 'Efsane Es-Es 1965' spor kompleksleri, 'Atilla Özer Karikatürlü Ev 'Down sendromlu çocukların rehabilitasyonuna katkı sağlayan Gökkuşağı Kafe', '23 Nisan Çocuk Sanat Merkezi' gibi bir çok projeleriyle farklı ve başarılı çalışmalara imza atmaya devam etmektedir. Eski fabrikalar bölgesi olarak anılan alanda yaşanılabilir bir çevre, sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelecek politikası ile üretilen proje ile bölge Eskişehir 'in yeni yaşam merkezi olmaya şimdiden adaydır.Evli ve 3 çocuk babası olan Ahmet Ataç İngilizce bilmektedir.

………

GENÇ KALEM: İREM ÖNGEL

KİŞİSEL ALGILA

bir düğüm olursun sen
çöz baştan bir hece
bulaşıcıdır mesela
elime dokunursun
kazara
gözlerime bulaşır
gönlüme dokunmuşsundur bir kere
özüme bulaşır

geçmişimle buluşup boğazıma akar oradan
geleceğime tutturulmuşsundur
üflesem küflenecek bir zımba misali
misinanın ucunda çırpınması
canına minnet bir kuş misali
soluğunda tutuşurum
kazara sönmek isterim bazen aldırma
kalp alışkanlığı
kişisel algıla
baharın verdiği yetkiye dayanarak
ben hala körlüğe sığınayım
sen yeter ki kişisel algıla

………

FELSEFE: CEMİL MERİÇ

'Marksizm de dışardan gelen bütün ideolojiler gibi bir felaket kaynağı olmuştur. Çünkü çocuklarımız hazırlıksızdılar.' Ama marksizm şuurlanmamıza da yardım etmiştir. Evet, Türk insanı papağan batıcılıktan gerçek batıcılığa marksizmin sayesinde geçebilmiştir... Batı'dan icazet almadıkça Batı'yı tenkit edemezdik. Marksizm bize bu icazeti verdi. Yani şuurumuza takılan zincirleri kırdı ve Avrupa büyüsünü bozdu.' (Mağaradakiler 32-7)
Cemil Meric'e göre 'Hiç bir tefekkür hasbî değildir. Düşünce, bir meydan okuyuşa idrakimizin verdiği cevaptır. Düşman bir tabiat, düşman içtimai sınıf veya düşman bir topluluk... Hasbî düşünce ana tezadlarını halletmiş cemiyetler için bile lükstür ona göre. 'Evet düşünce adamı bir zümrenin emir kulu değildir, hiçbir merkezden talimat almaz. Bir partiye bağlı olmayabilir. Ama tarihe angajedir, kucağında yaşadığı topluma angajedir. Yani vatandaş olarak vazifeleri vardır: Belli savaşları kabul etmesi, belli tehlikeleri göze alması lazımdır. Bir devrin şuuru olmak zorundadır...' (Mağaradakiler. s. 72 vd.)