İlimizde uzun yıllar öğretmen, müdür yardımcısı, okul müdürü, Odunpazarı Milli Eğitim Şube Müdürü olarak görev yapan Hakan Cırıt 19 Ekim 2014'de Iğdır Milli Eğitim Müdürü olmuştu. Cırıt 2 Haziran 2017 tarihi itibariyle Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atanmıştı. Ben de 1,5 yıl önce Görünüm'de kaleme aldığım yazıda; 'Cırıt Doğu'nun en uç noktasından, Batı'nın en uç noktasına atanmış oldu. Uç Beyliği Eski Türk Devletlerinde büyük öneme sahip bir makamdır. Cırıt, Iğdır ve Edirne atamalarıyla Milli Eğitim Bakanlığının bir bakımı Uç Beyliğini yapmış oldu' demiştim. 4 yılı aşkın süredir Milli Eğitim Bakanlığının uç beyliğini yapan Cırıt, burada elde ettiği 'bilgi ve tecrübelerle' artık yuvasına döndü. Cırıt Eskişehir'in yeni İl Milli Eğitim Müdürü oldu. Cırıt'ı İkieylül Ortaokulu Müdür Yardımcılığı döneminden beri tanırım. Öğretmenliğe 1996 yılında ilimizde Karadere Köyü İlkokulu'nda başladı. Sinan Alağaç, Huzur ve Fahri Günay İlköğretim okullarında müdürlük yaptı. 2008-2014 yılları arasında Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü yaptı. Kısa süre Mustafa Kemal Ortaokulu Müdürlüğü yaptıktan sonra 19 Ekim 2014'de Iğdır İl Milli Eğitim Müdürü oldu. 2 Haziran 2017'de Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğüne getirildi. 1,5 yıl sonra da 'çok sevdiği ve büyük emekler verdiği' memleketine İl Milli Eğitim Müdürü olarak döndü. Cırıt tuttuğunu kopartan, mevzuata hakim bir yöneticidir. Yöneticilik yaptığı kurumlarda hep çalışkanlığı ile öne çıktı. Eskişehir'e; Eskişehirli, kenti ve eğitimcileri tanıyan birisinin İl Milli Eğitim Müdürü olmasını olumlu karşlıyorum. Bir insanın kendi memleketinde İl Müdürlük yapması çok zordur. Cırıt'ın bu konuda işi hiçte kolay değil. Ancak bilgi ve tecrübesiyle bu zorluğu aşacaktır. Cırıt liderliğinde Eskişehir eğitiminde 'başarı çıtasının daha yükseklere çıkarılacağına' inanıyorum. Onun başında olduğu Milli Eğitim'de artık yönetici atamalarında yanlışların yapılmayacağını düşünüyorum.Kendisine 'Hoş geldiniz' diyorum...
-------------------------------------------
ÖZEN 'İZ BIRAKAN MÜDÜR' OLARAK HEP HATIRLANACAK

Necmi Özen 6 Şubat 2014'te Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü oldu. 11 Aralık 2012 tarihi itibariyle merkeze alındı. Özen '4 yıl 10 ay 5 gün yani yaklaşık 5 yıl' Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü yaptı. Eskişehir İl Milli Eğitim'in son 40 yılını incelediğimde bu kadar süreyle kendimizde İl Milli Eğitim Müdürlüğü yapan yok. Özen gelene dek ilimizde bir İl Milli Eğitim Müdürünün ortalama görev süresi 22 aydı. Özen 'görevde kalma süresi bakımından bir rekor kırararak' Eskişehir'den ayrılıyor. Özen, ilk geldiğinde yandaş sendikanın güdümünde hareket ettiği ve özellikle yönetici atamalarında yanlışlar yaptığı için tepki toplamıştı. Ancak daha sonra bu konuda biraz dengeli hareket etti. Bunun sonucunda Eskişehir gibi bir kentte 'bu kadar yıl görev yapma başarısını' gösterdi. Eğitimcilerle ve kurumlarla diyologları iyi olan Özen, 'kendisi gibi düşünmeyen insanları da' dinleyerek, onların 'sorunlarını da çözmeye' çalıştı. Nabi Avcı'nın Milli Eğitim Bakanı olması avantajını da değerlendirerek, kentimize yatırımların gelmesini sağladı. O'nun döneminde kentimize '350 milyon liralık' yatırım geldi. '35 okul' yapıldı. '3600 kişilik 14 pansiyon, 17 spor salonu 8 atölye' inşaa edildi. Belediyelerin bürokratik engellemeleri olmasaydı, bu sayı daha da artardı. Başarılı bir bürokrat olan Özen'i ileri ki süreçte önemli görevlerde göreceğimize inanıyorum. Mütevazi kişiliğiyle öne çıkan Özen, Eskişehir'de 'iz bırakan İl Milli Eğitim Müdürü' olarak hep hatırlanacak. Kendisine bundan sonraki hayatında sağlık ve başarılar diliyorum.
-----------------------------------------
SEYİTGAZİ ADAYINI KARALAYAN ANALİZ

Merhum Erdal İnönü SHP Genel Başkanlığı döneminde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. İnönü, garsonun 'Bir şey almak ister misiniz efendim' sorusu üzerine 'Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz' yanıtını verir.

47 OY FARKLA KAYBETTİ
Maalesef CHP'de ve diğer sol partilerde birbirlerini yemek kötü bir alışkanlıktır. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde CHP'den Seyitgazi Belediye Başkan adayı olan Mesut Atlı sadece '47 oy farkıyla' seçimi kaybetmişti. AK Parti adayı Hasan Kalın '4 bin 185 oy' almıştı. Atlı'da 4 bin 138 oy toplamıştı. Aynı seçimde CHP Çifteler Belediye Başkan adayı Sebahattin Çarkacı'da 'sadece 36 oy farkıyla' seçimi kaybetti. Çarkacı '3 bin 680 oy' aldı. AK Parti adayı Metin Özen '3716 oyla belediye başkanlığına' seçildi. Seçimde CHP'den ilçe belediye başkan adayı olup kaybeden beş isim (Mesut Atlı, Sebahattin Çarkacı, Gürbüz Güller, Bülent Durna, İsmail Karaköse) yaklaşık 'beş yıldır Büyükşehir Belediyesi'nde maaşlı koordinatör' olarak çalışıyor. Beylikova adayı Yalçın Komşu kendisine gelen koordinatörlük görevini teklifini kabul etmedi. Bu koordinatörler seçim bölgelerindeki belediye çalışmalarını takip ediyor. Bu koordinatörlerden Gürbüz Güller CHP Alpu Belediye Başkan adayı yapıldı. Bülent Durna'nın da Mihalgazi adayı yapılması kesin. İnönü Belediye Başkanlığına aday adayı olan İsmail Karaköse'nin de adaylık şansı var.

CANLA BAŞLA ÇALIŞTILAR MI?
Ancak 30 Mart 2014'de seçimi kılpayı kaybeden Mesut Atlı ile Sebahattin Çarkacı neden aday adaylığı için başvuruda bulunmadı? Yoksa bu isimler küstürüldü mü? Büyükşehir Belediyesi veya parti bu isimlere sahip çıkmadı mı? Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışmalarla ilgili koordinatörlerin fotoğraflı paylaşım yapmalarına neden izin verilmedi? Onlara gerekli yetkiler verildi mi? Madolyonun bir de öbür yüzüne bakmalıyız. Bu koordinatörler kendilerine verilen görevi 'canla başla yaptılar mı?' Yoksa 'Yetki yok. Bizi dinleyen, insan yerine sayan yok' deyip ortalıktan kayboldular mı? Bölgelerinde halkla iletişimden koptular mı? Güller, Çarkacı ve Karaköse'nin nasıl çalıştıkları konusunda bilgim yok. Ancak Atlı ve Durna'nın bölgelerine yatırımların gelmesi konusunda çok mücadele ettiklerini biliyorum. Ancak Atlı'nın kendisine yakın bir kişi tarafından Seyitgazi seçimleri ve son aday Uğur Tepe ile ilgili yapılan analizi bazı partililere whatsup'tan göndermesine anlam veremedim. Atlı tarafından bazı partililere gönderilen 'Seyitgazi'de İşler Karışıyor mu?' başlıklı analiz yazısını inceledim. Yazı'da Uğur Tepe'nin belediye başkan adaylığının Seyitgazi ilçe merkezi ve civar köylerinde tepkiyle karşılandığı savunuluyor.

İHRAÇ EDİLECEĞİNE
BAŞKAN ADAYI YAPILDI
2014 yerel seçimlerinde Uğur Tepe'den dolayı Kırkalı seçmenlerin Mesut Atlı'ya oy vermediği iddia ediliyor. Yazıda bununla ilgili şu ifadeler kullanıldı; 'Kırka sandıklarından ilçe belediyesine 670, Büyükşehir Belediyesine 930 çıktı. Bu sonucun şimdi aday olmak üzere olan Uğur Tepe ve arkadaşlarınca Kırkalılar Derneğinde yapılan örgütlenmenin ürünü olduğu savunulmaktadır. Amaç bu dönem Seyitgazili bir aday olan Mesut Atlı kaybetsin,2019 da Kırkalı bir adayın önünü açalımdı. Plan sinsice ve organize bir şekilde uygulandı. Seyitgazi de seçimin kazananı AKP oldu. Bu durumu öğrenen ve tarihinde ilk defa CHP li bir belediye başkanı çıkarmaya çok yaklaşıldığını söyleyen seçmenler oldukça kızgın. Başka partide olsa yapılan eylem ihraç sebebi olurdu.CHPde adaylıkla sonuçlanıyor diyor seçmen. Şu anda Seyitgazi seçmenin de bir sessizlik söz konusu. Ama intikam konuşmaları çok fazla. Kim çözer, nasıl çözer bilmiyorum ama benim en çok merak ettiğim sonuç Seyitgazi olacak.'

AYRIMCILIĞI KÖRÜKLÜYOR
Atlı'ya soruyorum. Bu analizi whatsup üzerinden paylaşarak ne yapmayı amaçlıyorsun? Seyitgazi Belediye Başkanı olmak istiyorsan, neden aday adayı olmadın? Olmak istemiyorsan, CHP'nin 'adayını karalayan analizi' neden paylaşıyorsun? Neden 'Seyitgazi-Kırka ayrımcılığını' körüklüyorsun? Kimin yazdığı belli olmayan (Belki de Atlı tarafından yazılmıştır) bu analiz CHP'nin mi yoksa AK Parti'nin mi ekmeğine yağ sürer? Yoksa bu analiz yazısıyla '2014'de Uğur Tepe benim başkan seçilmemi önledi. Ben de 31 Mart'ta onun başkan olmasını engelleyeceğim mi' demek istiyor. Yazılanlar doğruysa 5 yıl önce Tepe büyük yanlış yapmış. Atlı'da 5 yıl sonra aynı yanlışı yapmış olmuyor mu? Seyitgazi'de eski ve yeni başkan adayı birbirlerini yerken, AK Parti aradan sıyrılıp, belediyeyi alacak gibi gözüküyor...
-----------------------------------------
NOSTALJİ
TÜSİAD BAŞKANI ESİAD'DA

Yıl: 1993. 25 yıl önce TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) Başkanı Bülent Eczacıbaşı Eskişehir'e geliyor. Eczacıbaşı Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) tarafından düzenlenen etkinliğe katıldı. Tarihi fotoğrafta ESİAD Başkanı Orhan Kesikoğlu, Eczacıbaşı'na plaket takdim ediyor. Ülkenin en önde gelen işadamlarından olan Bülent Eczacıbaşı 1991-1993 yılları arasında TÜSİAD Başkanlığı yaptı. 1997-2001 yıllarında TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı, 1993-97 yıllarında ise TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, 2000-2008 yıllarında İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu. Bülent Eczacıbaşı, Forbes Türkiye'nin 2017'de hazırladığı 'En Zengin 100 Türk' listesinde 1.5 milyar dolarlık servetiyle 18. sırada yer aldı.
------------------------------------
FIKRA
Lekesiz delikanlı

Mahallede kavga edip etrafı birbirine katan delikanlı yakalanıp suçüstü mahkemesine çıkarılmış, tam ceza alacakken 'Ben suçsuzum efendim, geçmişimde tek bir leke bulamazsınız' diye savunma yapmış. 'Öyle mi?' diye yumuşamış hakim, 'Böyle temiz biri olduğunuza dair geçerli bir şahidiniz var mı?' Delikanlı köşede oturan semt karakolunun komiserini işaret edip 'Tabii, orada oturan komiser bey buna tanıktır' diye cevap vermiş. Komiser ayağa fırlamış 'Yalan efendim' demiş, 'Bu adamı hayatımda ilk defa görüyorum.' Delikanlı 'Gördünüz mü efendim' diye araya girmiş '15 yıldır bu mahallede oturuyorum, komiserim beni bir kere bile görmemiş... Yeterli kanıt değil mi sizce?..'