Eskişehir’e ilk atandığında Aydınlı dostlarımıza Vali Hüseyin Aksoy’u sormuştuk. Kendisinin Aydın’da çok sevildiğini belirtirlerken; “Eskişehir olarak çok şanslısınız. Size çok iyi bir Vali geliyor. Aydın’da 3 yıl 2 ay görev yaptı. İnsanları hiç ötekileştirmedi. Hep yapıcı ve çözüm odaklı oldu. İnsancıl yaklaşımı, devlet adamlığı ile Aydınlıların gönlünü girdi” dediler.

Gerçekten Hüseyin Aksoy Eskişehir’e geldiği ilk günden beri devlet adamı ciddiyeti, olaylara pozitif bakışı ve bürokrasinin halka daha iyi hizmet etmesi adına çalışmalarıyla takdir topluyor.

ALİ FUAT GÜVEN SERT VE DİSİPLİNLİYDİ

27 yıllık meslek hayatımda Eskişehir’de çok vali gördüm. Mesleğe ilk başladığımda Ali Fuat Güven Eskişehir Valisiydi. Sert ve disiplinli bir valiydi. Görevlerini yapmayan veya eksik yapan bürokratların gözünün yaşına bakmazdı. Eskişehir’de iz bırakan bir valiydi. Ondan sonra Sami Sönmez Vali oldu. ‘Babacan’ bir valiydi. Devletin işleyişini çok iyi bildiği için olaylara sakin yaklaşırdı. Eskişehir sokaklarını korumasız dolaşırdı. Briç oynamayı çok severdi. Daha sonra Kadir Koçdemir Eskişehir’e Vali yapıldı. Dönemin bir iktidar milletvekili tarafından 3 ay içinde gönderildi. (Asaleti gelmeden alındığı için 2003 yılındaki Valiliği Eskişehir’in Valileri listesinde yer almıyor.) Gönderilmesi ile ilgili çeşitli rivayetler konuşuldu.

MEHMET KILIÇLAR İLE İLK RÖPORTAJI KONAKTA BEN YAPTIM

O’nun yerine Kadir Çalışıcı geldi. Tam bir Anadolu adamı olan Kadir Çalışıcı’ya Eskişehirspor taraftarları ‘Vali Baba’ lakabını taktılar. Eskişehir’de sevilen valiler arasında yer aldı. Sonra Mehmet Kılıçlar Vali oldu. Onunla ilk röportajı Valilik konağında ben yaptım. O da Ali Fuat Güven gibi sert ve disiplinliydi. Eskişehir basınına karşı da mesafeliydi. Bana göre tam bir devlet adamıydı. Emniyet Genel Müdürü olarak Eskişehir’den ayrıldı. O’nun yerine daha önce kısa dönem valilik yapan Kadir Koçdemir geldi. Hep kamunun yararını gözetti. Dürüst bir Vali olarak görev yaptı. Sonra Güngör Azim Tuna Eskişehir Valisi oldu. Devletin değil, iktidarın valisi oldu. Onunla ilgili olumlu bir izlenimim hiç olmadı. Eskişehir’deki tarikatlara çok yüz verdi.

ÖZDEMİR ÇAKACAK DÖVMEK İÇİN İL MÜDÜRÜNÜN ÜZERİNE YÜRÜDÜ

Yerine daha önce Eskişehir’de Vali Yardımcılığı da yapan Azmi Çelik geldi. Onun ilk atama kararını duyduğumda Görünüm’de kaleme aldığım yazıda ‘Yemez Yedirmez” demiştim. Bir çevrenin değil, 'Devletin Valisi' oldu. Siyasetçilerin oyuncağı olmadı. Bu kadar ‘dürüst’ ve ‘doğrucu’ valiyi Eskişehir kaldıramadı. 1 yıl görevde kalabildi. Sonra Özdemir Çakacak Eskişehir Valisi oldu. Eskişehir’e gelen belki de en sert valiydi. Görevlerini iyi yapmayan bürokratlara herkesin için hakaretler yağdırıp, yakasına yapışan birisiydi. Hatta dönemin Gençlik Spor İl Müdürünü dövmek için üzerine yürüdüğü bile söylendi. Dürüst bir valiydi. O’nun sayesinde bürokrasiye bir otorite gelmişti. Eskişehir’de siyaseten güçlü birilerinin usulsüzlüklerinin üzerine gittiği için görevden alındığı iddia edildi.

İLK FESTİVAL YASAKLAYAN VALİ: EROL AYYILDIZ

Yerine Erol Ayyıldız geldi. Ayyıldız kapısı herkese açık bir valiydi. Bundan dolayı kısa sürede Eskişehir’de sevildi. Ancak Eskişehir’de hiçbir karşılığı olmayan bir güruhun isteklerini yerine getirerek; Eskişehir’de ilk festival yasaklayan vali oldu. Bundan dolayı Eskişehir’de ilk yıllarında kazandığı sevginin belki de büyük çoğunluğunu son aylarında kaybetti. Emniyet Genel Müdürü olarak şehrimizden alındı.

TÜRKİYE’NİN EN KIDEMLİ VALİSİ

O’nun yerine gelen Hüseyin Aksoy 2001 yılından bugüne 23 yıldır aralıksız Valilik görevi yapıyor. Türkiye’nin en kıdemli Valisi. Muğla Valisi olarak göreve başlayan Aksoy sırasıyla Mersin, Samsun, Diyarbakır, Kocaeli ve Aydın Valiliği yaptı. Sayın Hüseyin Aksoy başta Aydın olmak üzere Vali olarak görev yaptığı tüm illerde insanları mutlu etti. Hep olumlu izler bıraktı. Aksoy Aydın’da olduğu gibi kentimizde de başarılı olacaktır. Eskişehir’de iz bırakan Valiler arasında yer alacaktır. Oscar Wilde’nin “Kimi gittiği yeri mutlu eder, kimi de terk ettiği yeri” sözünde olduğu gibi insancıl kişiliği, devlet adamlığı ve hizmetleriyle Eskişehirlileri mutlu edecektir.

***

NOSTALJİ

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ’NDE BİR AĞA

Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli işadamlarından birisi olan merhum Sakıp Sabancı 1984 yılında Anadolu Üniversitesi’nden Fahri Doktora almıştı. Beş yıl sonra (1989) tekrar Anadolu Üniversitesi’ni ziyaret eden Sabancı tarihi fotoğrafta; Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile Sivil Havacılık Yüksekokulu’nun Kurucu Müdürü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli ile birlikte. Halk tarafından sevilen ve ‘Sakıp Ağa’ olarak da tanınan Sabancı 7 Nisan 1933 tarihinde, pamuk tâciri Hacı Ömer Sabancı ve Sadıka Sabancı’nın ikinci çocuğu olarak Kayseri’nin Akçakaya köyünde doğdu. Küçük yaşta Adana’ya göç ettiler. Çocukluğunu Adana’da geçirdi. 1957 yılında teyzesinin kızı Türkan Sabancı ile evlendi. 1966 yılında, babasının vefatı üzerine, Sabancı Holding’in yönetim kurulu başkanlığına getirildi. Sakıp Sabancı, Amerikan Hastanesi’nde 10 Nisan 2004 tarihinde sabah 05:55 sularında böbrek tümörünün karaciğere atlaması sebebiyle hayatını kaybetmiştir. 12 Nisan 2004 tarihinde Sabancı Center’da düzenlenen devlet töreninin ardından yaklaşık 100 bin kişinin katıldığı cenaze töreniyle Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. 2004 yılında öldüğünde, Amerikan iş dergisi Forbes’in milyarderler listesinde 147. sırayı almıştı.

***

ÇİVİ

“Aklın yaptığı her şeye vicdan tanıklık etmez.” Descartes

***

***

FIKRA

BİRAZ DA BİZ ÖLELİM

Sıcak bir yaz günü Nasreddin Hoca’yı iftara çağırmışlar. Ortaya önce bir tencere soğuk hoşaf gelmiş. Muzip ev sahibi eline bir kepçe almış, misafirlere ise birer tatlı kaşığı vermiş.
Ev sahibi kepçeyle her hoşaf içişinde :
“Oohhh, öldüüümm” diyormuş.
Hoca ile öteki davetliler ellerindeki küçücük tatlı kaşıklarıyla hoşafı içmeye çalışıyorlar, ama ne hoşafın tadını alıyorlar, ne de susuzluklarını giderebiliyorlarmış. Ortadaki hoşaf tenceresi de bitmek üzere:
Hoca dayanamayıp ev sahibine seslenmiş;
 “Efendi” demiş. “Senin devamlı ölüp ölüp dirilmen bizleri çok üzüyor. Şu kepçeyi ver de senin yerine biraz da biz ölelim!”

***

UNUTULMAZ REPLİKLER

“Dürüstlük korkunç bir alışkanlıktır.” Don Juan DeMarco