Vilayet Meydanı’nda gerçekleşen etkinlikte protokol üyeleri birlik ve beraberlik vurgusu yaparken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halka hitabı canlı yayınla izlendi. Eskişehir’de, 15 Temmuz 2016 gecesi Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişiminin 9. yılı dolayısıyla Demokrasi ve Millî Birlik Günü anma programı düzenlendi. Vilayet Meydanı’nda gerçekleşen etkinliğe, Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Fatih Dönmez ve Ayşen Gürcan, Muharip Hava Kuvveti ve Garnizon Komutanı Orgeneral İsmail Güneykaya, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum, AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, MHP İl Başkanı İsmail Candemir, BBP İl Başkanı Taha Baksan, AK Parti MKYK Üyesi Mürsel Çavdar ve çok sayıda vatandaş katıldı. Program; 15 Temmuz belgeseli, şiir ve müzik dinletileriyle başladı. Kur’an-ı Kerim tilaveti, mehteran gösterisi ve dualarla devam eden törende, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halka hitabı ekranlardan canlı olarak izlendi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin konseri ile devam eden etkinlikte, 15 Temmuz Gazisi Mehmet Ayaz da duygu dolu bir konuşma yaptı. Eskişehir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün türkü ve slayt gösterileri sonrasında sanatçı Halil Neciboğlu konser verdi. Program, tüm Türkiye’de eş zamanlı okunan 15 Temmuz selası ile son buldu.
“VATAN MİLLETİN, İRADE MİLLETİN OLACAKTIR”
Bugün, milletimizin eşsiz bir kahramanlık destanı yazdığı günün 9’ncu yıl dönümüdür diyen Vali Aksoy,” Bugün, ihanetle karşılaşan milletin ortaya koyduğu eşsiz dirilişin günüdür. Bugün, sömürgeci güçlere karşı dimdik durarak bağımsızlık iradesini tüm dünyaya haykıran milletin onur ve şeref günüdür. Bir yandan milletimizin kazandığı zaferin sevincini yaşarken, diğer yandan da bu ülke için 15 Temmuz'da bu ülke için can veren şehitlerimizin hüznünü tekrar yaşıyoruz. Bugün, dünyada eşine az rastlanır bir direnişe sahiplenmenin onur ve gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Vatan, millet, bayrak uğruna gözünü kırpmadan can veren şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnetle anıyorum. Saygıdeğer Eskişehirliler, değerli konuklar bugün büyük Türk milleti, yaklaşık bin yıldır Anadolu topraklarında verdiği ölüm-kalım mücadelesinde bu tarihi dönüm noktalarından her zaman başarıyla çıkmış bir millettir. Bu millet, vatanına ve iradesine saldıranları asla bağışlamayacaktır. Şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde Türk milleti, ilelebet birlik ve beraberlik içersinde yaşamaya devam edecektir. Demokrasi ve Milli irade kahramanlarının fedakârlıkları sayesinde Türkiye Yüzyılı, daha güçlü bir şekilde inşa edilecektir. Ülkemizin hızla yükselişini, gelişip büyümesini, bölgemizdeki fark edilen gücünü ve etkinliğini, toplumsal birlik ve bütünlüğümüzü hazmedemeyenler; karanlık güçlerin ve dış mihrakların kirli oyunları, teşebbüs ve düzenleri hiçbir zaman bitmeyecektir. Ülkemizin birlik, beraberliğini ve bütünlüğünü bozmaya çalışanlar ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, milletimiz ve devletimiz hedeflerinden asla taviz vermeyecektir. Ülkemizin üzerinde oynanan kirli oyunlara ve projelere karşı her zaman uyanık ve dikkatli olmalıyız. 15 Temmuz hain darbe girişimini unutmamalı ve gelecek nesillere anlatmalıyız. Milletimizin destansı mücadelesini, şehitlerimizin hatırasını, gazilerimizin kahramanlığını hep yaşatmalıyız. Bu aziz vatan için her zaman olduğu gibi demokrasi, birlik ve beraberlik nöbetimiz sonsuza dek sürecek. Vatan milletin, irade milletin olacaktır” dedi.
“BU MİLLET TESLİM OLMAZ!”
Konuşmasına mübarek toprakların bağımsızlığı uğruna canını feda eden tüm şehitleri rahmetle, gazileri minnetle yâd ederek başlayan AK Parti Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan , “Onlar, bu milletin istiklalini imanla koruyan kutlu birer sancaktardır. Biz, şehitleriyle yaşayan, şehidin ölmediğine inanan, diri olduklarına iman eden bir dinin mensuplarıyız. Biz, İstiklal Marşı’nda dahi şehitliği yücelten, şehadeti arzulayan, şehitlerin emanetini ve evlatlarını baş tacı eden bir milletiz. Her karışında bir yiğidin iz bıraktığı bu güzel vatanın gerçek sahibi, şehitlerimiz ve gazilerimizin başını çektiği kahramanlardır. Bu ülkenin sahibi; “Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda” diyen vatan âşıklarıdır. Bu ülkenin sahibi; “Eve erzak almaya değil, devletimize sahip çıkmaya geldik” diyen Batuhan’lardır. Bu ülkenin sahibi; ömrünün baharında gök ekin gibi toprağa düşen Abdullah Tayyip’tir. Daha 15 yaşındayken şehadet şerbeti içen Halil İbrahim Yıldırım’dır. Bu ülkenin sahibi; bir yıllık kazancını, çocuklarının rızkını gözünü kırpmadan feda eden Kahraman kazanlı çiftçilerimizdir. Bu ülkenin sahibi; yüreklerinde iman, ellerinde bayrakla hainlere meydanları dar eden cesur kadınlardır. Günde beş vakit ezanlarımız eğer gökyüzünü süslüyorsa, minarelerimizden Allahu Ekber nidaları eksik olmuyorsa, bağımsızlığımızın timsali al bayrağımız 780 bin kilometre karenin her karışında gururla dalgalanıyorsa, bu millet geleceğine umut ve güvenle bakabiliyorsa, Türkiye hedefleri ve idealleri doğrultusunda kararlılıkla ilerliyorsa, bunların hepsinin gerisinde ölümü öldüren kahramanların canı, kanı, gayreti ve fedakârlığı vardır. Değerli hemşehrilerim, bugün burada, bir milletin kendi yazdığı en büyük destanlardan birinin yıl dönümünde, hep birlikte bir kez daha haykırmak için toplandık: Unutmadık, unutturmayacağız!" 15 Temmuz 2016 gecesi, yalnızca bir darbe girişimi yaşanmadı. O gece, içerideki hainlerle dışarıdaki efendilerinin yüzyıllardır süregelen büyük hesaplarının yeni bir perdesi açıldı. Bu milletin iradesine, istikbaline ve istiklaline pranga vurmak istediler. Ordumuzun üniformasını çalarak Mehmetçiğin şanlı ismini kirletmeye çalıştılar. Devletimizin kurumlarına sızarak, milletin vergisiyle alınan tankları ve tüfekleri bu aziz millete doğrulttular. Ama unuttukları bir şey vardı: Bu millet teslim olmaz! Bu millet, sömürge zincirlerini kırıp atmış, esareti toprağa gömmüş bir millettir. 15 Temmuz gecesi, milyonlarca insan “Ben varken bu vatana el uzanamaz!” diyerek sokaklara, meydanlara çıktı. Kadınlar, gençler, yaşlılar, çocuklar... Ve o gece, Cumhurbaşkanımızın milletine yaptığı çağrı; sadece bir siyasi liderin değil, tarihin içinden yükselen bir liderin sesiydi. O gece sadece tanklar durmadı. O gece, yüzyıllardır yazılan esaret senaryoları da çöpe atıldı. O gece FETÖ ihanet şebekesi ve onun arkasındaki bütün kirli odaklar deşifre oldu. Pentagon’un masallarında çizilen haritalar yırtıldı. Avrupa'nın diplomatik salonlarında kotarılan planlar bozuldu. Bir kez daha görüldü ki, bu milletin kaderi ne Londra’da, ne Washington’da, ne de Berlin’de yazılabilir. 15 Temmuz yalnızca bir savunma değil, aynı zamanda bir inşa ve diriliş gecesidir. Millet, iradesini tanklara ezdirmediği gibi, bu topraklardaki kardeşliği de kirli oyunlara feda etmedi. İhanetin karanlığına karşı, imanın nuruyla yürüdü. Bugün devletimiz yalnızca güvenliğini tahkim etmiyor; aynı zamanda her alanda daha güçlü, daha bağımsız ve daha büyük bir Türkiye'yi inşa ediyor” diye konuştu.
“ASİL BİR RUHA VE SARSILMAZ BİR İRADEYE SAHİPTİR”
Konuşmasına Arif Nihat Asya’nın ‘Dua’ şiiriyle başlayan Gürhan Albayrak, “Tarih yazmak kadar, yazılan tarihi gelecek nesillere doğru ve eksiksiz bir şekilde aktarmak da büyük önem taşımaktadır. Bizler, mazisi çağ açıp çağ kapatan fetihlerle, zaferlerle, Çanakkale ve Kutü’l-Amare gibi destansı mücadelelerle dolu aziz bir milletiz. Geçmişimize baktığımızda yalnızca ibret almayız; aynı zamanda güç, cesaret ve ilham da alırız. Bugün burada 9. yılını idrak ettiğimiz 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü, tıpkı İstiklal Harbimiz gibi Türk milletinin topyekûn kıyamı, dirilişi ve şahlanışıdır. Milletimiz, kanı boğazına gelmişken bile bu devletin, bu ülkenin yegâne sahibinin kendisi olduğunu; hür iradesine asla zincir vurulamayacağını o gece tüm dünyaya ilan etmiştir. Her yaştan, her kesimden, farklı görüşlerden insanların, bağımsızlık söz konusu olduğunda nasıl tek yürek olabildiğini 15 Temmuz gecesi dünyaya gösterdik. O karanlık gece, milletimizin iradesine zincir vurmak isteyen hainler; sokaklarda yükselen özgürlük ve vatan nidaları karşısında çaresiz kalmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı ve tarihi çağrısıyla milyonlar korkuya teslim olmamış, meydanları boş bırakmamıştır. Tankların, silahların önünde canını siper ederek vatanını savunmuştur. O gece, 253 kahraman evladımız bu toprağın bağımsızlığı için şahadet şerbeti içerek milletimizin direnişini destanlaştırmıştır. FETÖ başta olmak üzere her türlü terör odağının hedefi sadece hükümet değil; milletin bizatihi kendisi, bağımsızlığı ve geleceğiydi. Ancak başaramadılar. Çünkü bu millet, esareti asla kabul etmeyen asil bir ruha ve sarsılmaz bir iradeye sahiptir. İşte bu ruh, bugün “terörsüz Türkiye”, “güçlü Türkiye” ve “Türkiye Yüzyılı” ideallerinin temellerini atmıştır. Türkiye, millet egemenliğine uzanan ellerin kırıldığı, kardeşliğin pekiştiği, vesayet odaklarının ve terörün bertaraf edildiği bir dirilişin adıdır. Güçlü Türkiye, kendi kaderine sahip çıkan, bölgesinde lider, dünyada söz sahibi olan bir milletin yükselişidir. Terörsüz Türkiye ise; çocuklarımızın huzur içinde büyüdüğü, gençlerimizin geleceğe umutla baktığı bir vatan hayalinin gerçeğe dönüştüğü kutlu bir hedeftir. 15 Temmuz’un dış güçlere bir kez daha hatırlattığı en büyük gerçek şudur: Bu millet boyun eğmez. Gerektiğinde, canı pahasına da olsa vatanına sahip çıkar. Bugün aynı inançla, aynı kararlılıkla; güçlü, bağımsız ve terörden arındırılmış bir Türkiye’nin ebediyen varlığını sürdürebilmesi için Türkiye Yüzyılı'na emin adımlarla hep birlikte yürüyoruz. Toplumların tarihinde, asırlar boyu unutulmayacak, nesiller boyu dilden dile anlatılacak dönüm noktaları vardır. Milletimiz, 15 Temmuz’da yüreğindeki imandan aldığı güçle, bozguncuları hezimete uğratarak işte böyle bir destan yazmıştır. Kıymetli kardeşlerim, ülke olarak tarihi günlerden geçiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi Türkiye, 47 yıldır süregelen terör belasını sona erdirme sürecine girmiştir. Bugün yeni bir gündür. Bugün büyük Türkiye’nin, güçlü Türkiye’nin; Türkiye Yüzyılı’nın kapıları ardına kadar aralanmıştır” şeklinde konuştu.
“HİÇBİR GÜCE BOYUN EĞMEYEN BİR LİDER VARDI”
15 Temmuz’un yalnızca bir anma günü değil, kararlılığın ve vatan sevgisinin yeniden haykırıldığı bir gün olduğunu söyleyen AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Mürsel Çavdar, “15 Temmuz bir anda ortaya çıkmadı. Geçmişte yaşanan 17-25 Aralık süreçlerinden Gezi olaylarına kadar Türkiye’yi hedef alan tüm girişimlerin aynı amaca hizmet etti. Bu milleti yetim ve esir bırakmak istediler. Ama başaramadılar. O gece Türkiye’nin başında millet iradesinden başka hiçbir güce boyun eğmeyen bir lider vardı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetiyle milletimiz kararlılığını birleştirdi. Tüm tuzaklar yerle yeksan oldu. 15 Temmuz gecesi yalnızca tankların, tüfeklerin değil; iman dolu göğüslerin, eğilmeyen iradelerin sokakta olduğu görüldü. Bu millet yüz yıllardır bayrağına uzanan ele, ezanına sus diyen sese karşı gözünü kırpmadan durmuştur. Milletin o gece tüm kimlikleri, partileri ve görüş ayrılıklarını bir kenara bıraktı. Bu mücadele herhangi bir grubun değil, yüreği vatan için çarpan herkesin mücadelesiydi. O gece gösterilen birlik, milletimizin ortak adı olan Türk milletinin gücünü tüm dünyaya gösterdi. 15 Temmuz gecesi Eskişehir’de parti binası önünde toplanan kalabalıkta yüreklerimiz birdi, dualarımız birdi. Ve o gece Necip Fazıl’ın ‘Zindandan Mehmet’e Mektup’ şiirini okumuştum. Bu vatan bizimdir, bu bayrak bizimdir, bu gelecek bizimdir” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
“HİÇBİR HAİN HEDEFE ULAŞAMAYACAKTIR”
15 Temmuz 2016 gecesini “Türk milletine, devletine ve demokrasisine yönelen en alçak saldırı olduğunu söyleyen Milliyetçi Hareket Partisi Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir, “O karanlık gecede hainler, tanklarla, uçaklarla, bombalarla irademizi teslim almaya kalktı. Ancak unuttukları bir şey vardı: Bu millet teslim olmaz, diz çökmez. Türk milleti o gece imanıyla, cesaretiyle ve vatan sevgisiyle sokaklara çıktı. Gazi Meclis’e atılan bombalara, üzerimize yağan kurşunlara rağmen dimdik durdu. Çünkü biz can veririz ama vatanımızdan, ezanımızdan, bayrağımızdan vazgeçmeyiz. Sayın Doktor Devlet Bahçeli o gece demokrasiye, millet iradesine ve devlete sahip çıkan en kararlı duruşu göstermiştir. Milliyetçi ve ülkücü iradenin darbe gecesi milletin yüreğine güç verdi, düşmana ise korku saldı. 15 Temmuz’un sadece bir darbe girişimi değil, geleceğe kurulan tuzakların da bertaraf edildiği bir gece oldu. Aziz şehitlerimiz o gece vatan uğruna toprağa düştü. Gazilerimiz destan yazdı. Onları rahmet ve minnetle anıyoruz. Bizim başka bir vatanımız yok, başka bir bayrağımız yok. Bu topraklarda bir ve beraber oldukça hiçbir hain hedefe ulaşamayacaktır. 15 Temmuz gecesi vatan için göğsünü siper eden asker, polis ve sivil direnişçilere teşekkür ediyorum. Bugünün ülkemizin adına milli birlik ve diriliş günü olmasını temenni ediyorum. Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin. Ne mutlu Türk’üm diyene,” ifadelerini kullandı.
“15 TEMMUZ’U UNUTMAYACAĞIZ”
Son olarak ise Büyük Birlik Partisi Eskişehir İl Başkanı Taha Baksan, “Bugün burada tarihimizin en karanlık gecelerinden birini unutmamak ve o gece gösterilen büyük kahramanlığı bir kez daha hatırlamak üzere toplandık. 15 Temmuz 2016’nın, Türk milletinin iradesine, demokrasisine ve devletine sahip çıktığı, adeta bir diriliş destanı yazdığı gün oldu. Milletimiz o gece eli silahsız ama yüreği iman dolu bir şekilde sokaklara döküldü. Tanklara, uçaklara, tüfeklere karşı göğsünü siper etti. Aziz şehitlerin, vatan sevdasının ve millet iradesinin sonsuza kadar nasıl korunacağını tüm dünyaya gösterdi. Büyük Birlik Partisi olarak bu ruhu yaşatmanın ve geleceğe aktarmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Merhum genel başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu’nun ‘Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm; ölümsüzlüğü tattık’ diyerek ifade ettiği bu ruhu her daim savunacağız. 15 Temmuz’un öğrettiği en önemli gerçeklerden biri o gece siyasi görüşü, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun tüm vatandaşlarımız aynı birlik ruhuyla hareket etti. Türkiye’yi ayakta tutan işte bu ruhtur. Şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilere şükranlarımı sunuyorum. 15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız. Milletin istiklali ve istikbali için canını ortaya koyanlara selam olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene,” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
