56 yaşındaki Gürol, mesleğe genç yaşta çırak olarak başladı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra Tepebaşı’nda kendi atölyesini kuran ve iki çocuk babası olan Gürol, 40 yıllık deneyimiyle bu el emeği ürünü geleceğe taşımak için çalışıyor. Kentte bu sanatı sürdüren sadece iki ustadan biri olan Gürol, mesleği oğluna da öğretmeye çalışıyor.
186 Parçalık İncelikli El Sanatı
Her biri 186 parçadan oluşan ve tamamen el işçiliğiyle üretilen Sivrihisar incili küpesi, Gürol’un deyimiyle “sadece sabır ve beceriyle yapılabilecek bir sanat eseri”. Bu işin herkesin yapabileceği bir meslek olmadığını vurgulayan Gürol, “Sanat gözü olan, eli pense tutabilen birinin yapması lazım. İnce işçilikle ortaya sanat çıkarıyorsunuz” dedi.
Altın Eritmeden Mikron Seviyesindeki İşçiliğe
Küpe yapımının, altını eriterek başladığını anlatan Gürol, sonrasında altının kalıplara döküldüğünü, silindir makinesiyle 13 mikrona kadar inceltilerek şekil verildiğini belirtti. “Bir gazete kağıdı 7-8 mikron kalınlığında. Biz 25-30 mikronluk tel kullanıyoruz” diyen Gürol, bu kadar hassas malzeme ile çalışmanın dışarıdan gelen biri için oldukça zorlayıcı olduğunu ifade etti.
"Bu Sanat Adeta Psikolojik Tedavi Gibi"
Küpe üretiminde yer alan her aşamanın ayrı bir sabır ve özen gerektirdiğini belirten Gürol, özellikle inci seçimi, metal topların boyutlandırılması ve kaynaklama işlemlerinin oldukça dikkat istediğini söyledi. “Bu işi yapan kişi adeta psikolojik tedavi görüyor. Tüm süreç başlı başına uzun ve sabır isteyen bir yolculuk” dedi.
Endişe: Mesleğin Geleceği Tehlikede
Gürol, mesleğin geleceği konusunda endişeli. 19 yaşındaki oğluna bu sanatı öğretmeye çalıştığını belirten usta, “Bizden sonra bu işin biteceği görülüyor. Çırak yetiştirmek istesek bile maddi imkânsızlıklar nedeniyle bu pek mümkün olmuyor” ifadelerini kullandı. Bir çırak için küpe yapımını tam anlamıyla öğrenmenin en az dört yıl sürdüğünü de sözlerine ekledi.