30 günlük orucun ardından bir anda 3 öğün yemek alışkanlığına dönülmemesi gerektiğine vurgu yapan Yeşilyaprak, “Ramazan sonrasında hemen 3 öğün yeme alışkanlığına dönmek doğru değil. Ramazan ayında günde ortalama 13 saat oruç tutuldu. Bu uzun bir süre ve vücudumuz buna alıştı. O yüzden bu süreç sonrası sindirim enzimlerimizin dinlenmesi için vücudumuza vakit tanımalıyız. Bu sebeple 3 öğün yemek sistemi yerine en az 15 dakika süren iki öğünlük beslenme düzenini benimseyebiliriz” dedi.
"Ayıp olur düşüncesiyle hareket etmek doğru olmaz"
Bayramda tatlı tüketimine de vurgu yapan Yeşilyaprak, misafirlikte her ikramın tüketilmemesi gerektiğini altını çizerek, “Bayram ziyaretlerinde ‘Hayır’ demeyi bilmeliyiz. İkram edilen tüm tatlıları, tuzluları tamamıyla bitirmek zorunda değiliz. Ayıp olur düşüncesiyle hareket etmek doğru olmaz. Yenilen her tatlı kan şekerini yükseltecektir. Eğer kalorisi yüksek, şerbetli tatlı yenilecekse bunların mutlaka en az 20 dakika içinde tüketilmesini öneriyoruz. Bunun sebebi de kan şekerinin dengelenmesini sağlamak. Bu tarz besinleri hızlı tüketmek kan şekerinin bir anda yükselmesine sebep olacaktır. Tatlı yedikten hemen sonra su içilmesini de önermiyoruz. Yükselen kan şekeri su içerseniz daha fazla yükselecektir ve bu durum da şeker hastalığına olan yatkınlığınızı artıracaktır” diye konuştu.
Bayramda kahvaltı öğünün önemine de değinen Beslenme ve Diyet Uzmanı Sıla Yeşilyaprak, “Bayramda yapılan en büyük yanlışlardan biri de ‘Gün içinde başta tatlı olmak üzere birçok şey tüketeceğim’ düşüncesiyle kahvaltı yapmamak. Bu çok büyük bir hata. Kahvaltıyı atlayıp bolca tatlı tüketirsek kan şekeri dalgalanmalarına sebep olabilir. Bu da daha fazla tatlı yemek eğilimi de artacaktır” ifadelerini kullandı.
