Seçimlerin yaklaşmasıyla birileri siyasi bir argüman olarak 'istikrar'ı sahaya sürdü.

Kendileri için istikrar!

Yürütmenin istikrarı!

Koalisyonsuz, değişmeyen, devletin tüm kurumlarına egemen olan, kendi yandaş grubunun mutlu olacağı, 'bizden olursan senin de işin olur' anlayışını yerleştiren, partisinin iktidarının devamını sağlayacak istikrar!

Size tanıdık geliyor mu?

***

Bir ülkede istikrarın üç boyutu vardır:

Birincisi yürütmenin istikrarıdır. Ülkeyi yöneten kişilerin değişmemesi anlamına gelir.

İkincisi politikaların istikrarıdır. Dış ilişkiler, sağlık, eğitim politikaları gibi halkı doğrudan etkileyen ve ülkenin konumunu, geleceğini sağlama alan politikalardaki güvenirlilik ve devamlılık anlamına gelir.

Üçüncüsü demokratik rejimin istikrarıdır. Rejimin, halkın temsiliyet hakkının, insanca yaşanmasını sağlayacak evrensel hukuk haklarının, otoriterleşmeye dönüşmeden devam edebilmesi anlamındadır.

Halktan istikrar talebinde bulunanlar bunun neresinde?

Sanırım üçün birincisinde!

İstikrarın tek partinin güçlenmesiyle oluşacağı inancının doğru olmadığını kanıtlayan birçok araştırma var.

Güç ne kadar tek elde toplanıyorsa, devlet politikalarının istikrarı o kadar azalacağını söylüyor bu araştırmalar. Elde edilen güçle bugünden yarına politika değişimleriyle, ülkemizde olduğu gibi tutarsız politikaların artacağı söyleniyor.

Koalisyonlar daha çatışmacı görüntü verebilir. Sık değişmesi de zayıflık olarak algılanabilir. Bu, sadece algıdır. Bu algıyı da gücü elinde tutmak isteyenler yaratır.

***

'Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir.'

İnsanımız tamamen iyi niyetle, kendisine anlatılanı, gösterileni fazlaca irdelemeden destekleyebilir.

'Denetlenmeyen iktidar zulüm demektir.'

İktidar ve uzantıları denetimden kaçmak için çeşitli cambazlıklar, dilbazlıklar yapabilir. Devlet kurumlarının işlevlerini yasalardan aldığı güçle değil, iktidarın parmak doğrultmasıyla yapmalarını isteyebilirler.

Türk halkının zulümden yana olduklarını söylemek safdillik olur. Bilinen şudur ki; iyi insanlar zor iktidara gelir. Yalan söylemeyi, adaletsiz davranmayı, kaba kuvvet kullanmayı, seçimler öncesi rüşvet ve mevki dağıtmayı doğru bulmazlar. İyi insanlar iktidara gelseler bile, iktidar onları bozar, zalim yapar. Kullanabileceğin bir güce sahip olmak tatlıdır. Güçle egemenlik sürdürmek en kolay seçimdir. Nazım Hikmet'in 'İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu?' oyununda iyi niyetli yöneticinin çevresinin verdiği gazla nasıl zalim birine dönüşebildiği anlatılır.

Asıl farkı yaratan muhalefettir.

Muhalefet iktidarı denetler, yön verir; zulüm yapmasını, kontrolsüz hareket etmesini önler. Eğer iktidarın gücü muhalefeti ezmeye yetecek kadarsa, muhalefetin eli kolu bağlanır. Güçlü bir muhalefet oluşursa iktidar denetlenebilir, zalimliği önlenir.

Öyleyse 'istikrar' ipine sarılıp tek başına iktidar olmak isteyenlerin zalimleşmesini önlemek gerekir. Güçlü iktidarların karşısına güçlü muhalefet çıkarmak gerekir.

Demokratik yaşam için, herkesin eşitliği için, eşit temsiliyet için, çağdaş devlet kurumlarının anayasal görevleriyle yaşamasını sağlamak için istikrar isteyelim!

Güçlü iktidarlar için değil, güçlü demokratik rejim için istikrar isteyelim!