Gerçekleştirilen meclis toplantısında 5 gündem maddesi görüşüldü. Görüşülen gündem maddelerinden biri Eskişehir Orman Bölge Müdürlüğü 91 No’lu Orman Kadastro Başmühendisliği’nin 8.01.2024 tarih 10726321 sayılı yazısına istinaden Lütfiye ve Yenisofça Mahalleleri’ne (Orman Kadastro ve  2/B uygulaması için) bilirkişi seçilmesi ile ilgili oldu.  Lütfiye Mahallesi’ne İsmail Önge asil, Fatih Önge yedek; Yenisofça Mahallesi’ne ise Sadık Aydoğdu asil, Hüseyin Ağır yedek bilirkişi olarak seçildi. Geri kalan 4 gündem maddesi ise ilgili komisyonlara gönderildi.

Eskişehirli iş insanına şeref belgesi Eskişehirli iş insanına şeref belgesi

‘ŞİKAYETLERİN SEBEBİ BELEDİYELERDİR’

Gündem dışı söz alan Bir AK Partili Meclis Üyesi, 31 Mart Yerel Seçimleri’nin CHP Grubu tarafından genel seçim havasına sokulmak istendiğini ancak sandığa giden vatandaşların Belediye Başkanlarını ve belediye hizmetlerini oylayacaklarını belirtti. Eskişehir’de gündemde olan TOKİ meselesi ile ilgili konuşan AK Partili Meclis Üyesi, “Özel bir çalışma var. Milletvekillerimiz konuyla ilgileniyorlar. Eskişehir TOKİ ile ilgili gecikmenin ve gecikmeden dolayı artan şikayetlerin en büyük sebebi Odunpazarı Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi’dir. Mahkemeye taşıma noktasında 3 yıl gecikmesini sağladıkları bu sosyal konutların bugün geldiği noktada bence vebali biraz da Belediye Başkanlarına düşmektedir” dedi. TOKİ taksit oranlarının maaş artış oranıyla paralel olduğunu söyleyen AK Partili Meclis Üyesi, sosyal konutlarda KDV’nin yüzde 1’den yüzde 10’a çıkarılması kararının geri alınması yönünde görüş bildirdiklerini söyledi.

CUMHURBAŞKANI VARSA SEÇİM GENELDİR

Gündem dışı sözde AK Parti Grubu’nun eleştirilerine yanıt veren Başkan Kazım Kurt, bir sonraki dönemde Meclis üyeliği için aday olmayacaklarını açıklayan üyelere teşekkür etti. 31 Mart seçimlerinin yerel seçim olmasına rağmen genel seçim havasında geçeceğini vurgulayan Başkan Kurt, “Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat işin içinde. O bizzat işin içinde, bir partinin başında olduğu için bu seçimlerde yerelle genelin ayrılması mümkün değil. Devletin, kamunun bütün hukukunu kullanarak, avantajlarını kullanarak bir çalışma içerisinde olması doğru bir yaklaşım değil. Cumhurbaşkanı hepimizin cumhurbaşkanıdır, tarafsızdır, hepimizin mutluluğu ve huzuru için çalışmak durumundadır ama ne yazık ki partili cumhurbaşkanlığı bu sistemi arzuladığımız noktadan öteye götürmektedir. Buradaki şerhimizi tekrar koyarak yani Parlamenter Demokratik Sisteme dönme arzumuzu tekrar altını çizerek vurgulamak isterim” dedi.

İŞÇİLERİN İSYANI EKONOMİYİ GÖSTERİYOR

Eskişehir’de birçok eylem olduğunu hatırlatan Başkan Kurt, “Harb-İş’in, Demiryol-İş’in ve Şeker İş’in seslerini yükseltmelerini doğal ve zorunlu buluyorum. İşçi sınıfı ciddi anlamda sıkıntıdadır. Bugün Harb-İş’te çalışan teknik eğitim görmüş üst düzeydeki mühendislerin, çalışanların ekonomik durumu çok olumsuz bir noktaya gelmiştir. Piyasada eşit şartlarda çalışan arkadaşlarının neredeyse 3’te 1 oranında maaş alır hale gelmiştir. O nedenle itirazlarının haklı olduğunu düşünüyorum. Hükümetin bunu dikkate almasını ve hakkını teslim etmesi gerektiğini vurgulamak isterim. Demiryol-İş’teki olumsuzluklar dillendiriliyor. Demiryol işçisine de sahip çıkmak zorundayız. Ama bugün gördük ki Şeker Fabrikası’nda da itirazlar başlamış. Demek  ki yaşam zorlaşıyor. O nedenle Büyükşehir Belediyemizin yaptığı Halk Ekmek Fabrikası önemli hale geliyor. Serbest piyasada bugün 8 TL olarak açıkladı Ticaret Odası. Günde en az 5 ekmek yiyen binlerce yurttaşımız var. Bunun karşılanması oldukça zor. Biz bunu biliyoruz. Erenköy’de, Emek’te, 75. Yıl Mahallesi’nde yapmış olduğumuz imece fırınlarımıza halkın ilgisinden biliyoruz. Herkes kendi ekmeğini kendi üreterek bu ekonomiyi aşmak istiyor. Bunun için Halk Ekmekleri daha da çoğaltması lazım. Sosyal demokrat belediyelerin bu çalışmalarını takdirle karşılıyorum” dedi.

TÜRKİYE’Yİ KÖTÜ YÖNETİYORSUNUZ

AK Partili Meclis Üyesinin devletin halk ekmek fabrikaları için sübvansiyon yapıldığı iddiasına da yanıt veren Başkan Kurt, “Halk Ekmek Fabrikaları için undan sübvansiyon yapmıyorsunuz. Bütün fırınlar için yapıyorsunuz. Bu devletin politikasıdır. Sadece Halk Ekmek Fabrikası’na ucuz un veriyorum ama özel fabrikaya ucuz un vermiyorum değil, bütün fırınlara sübvanse edilmiş un vermek devletin kanuni görevidir. Aksi takdirde bu ekmeğin 20 liraya çıkması kaçınılmazdır. Niçin? Yanlış yönetilen bir ekonomi nedeniyle. 2-3 yıl önce Nas vardı, şimdi yok. Faiz sıfırlanacaktı şimdi yüzde 45 oldu. Dolayısıyla bunlarda yanlışsınız. Ekonomiyi ve Türkiye’yi kötü yönetiyorsunuz. Bunun düzelmesi lazım ama düzelmesi için bir işaret de yok” dedi.

YAPAY GÜNDEM YARATILIYOR

Anayasa Mahkemesi’nin 2 kere Can Atalay hakkında hak ihlali kararı verdiğini hatırlatan Başkan Kurt, “Buna rağmen Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüştür. Hukuka aykırıdır. Bu da Anayasa Mahkemesi’nden dönecektir. Tıpkı Berberoğlu ve Gergerlioğlu’nda olduğu gibi. Ama neden yapay bir gündem yapılarak ekonomik sıkıntılar, yoksulluk ve sefalet tartışılmasın, bunlar tartışılsın istiyorsunuz. Biliyorsunuz ki 2 ay sonra Can Atalay tekrar milletvekilidir. Ama şu anda milletvekilliği düşürülmüştür. TBMM Başkanı direndi ama Başkan izindeyken ya da yurt dışındayken Adalet ve Kalkınma Partili bir Meclis Başkanvekili bu işi okumak suretiyle bitirdi. Ben hukukçu olarak doğru bulmuyorum. Anayasa’nın emredici hükmüne rağmen bunun olmasının size ilerde çok sıkıntı yaratacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

BELEDİYEYİ SUÇLAMAK ABESTİR

TOKİ ile ilgili Odunpazarı Belediyesi’nin suçlanmasını ‘abes’ olarak yorumlayan Başkan Kurt, “Odunpazarı Belediyesi TOKİ konutlarındaki yanlışlara itiraz etmiştir, haklı çıkmıştır. TOKİ konutlarında ruhsat almadan inşaatlar başlamıştır. Belediyelerin görevi kaçak inşaatı önlemektir. Kaçak inşaatı yapan kim olursa olsun önlemektir. Eğer TOKİ ‘yetkim var, ben bu işi böyle yaparım’ diyor ise, tıpkı sonradan Şehircilik Müdürlüğü’nden aldığı ruhsat gibi baştan da alabilirdi. Kamu binaları ruhsata tabi olmadığı halde TOKİ bizden ruhsat istemiştir ama gayrimenkul başkasının adına biz ruhsat veremeyiz demişizdir. Onun üstüne Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkisini kullanarak ruhsat vermiştir ama oraya o kaçak inşaat şerhini de yazmıştır. Dolayısıyla bizim yapmış olduğum işin doğru olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. TOKİ’de sorun TOKİ’nin sosyal konut üretme amacından sapmasıdır. TOKİ sözleşmeden dolayı mağdurdur insanlar. TOKİ’yle insanlar arasında yapılan sözleşme eşit koşullarda yapılmamıştır. İnsanların okumasına bile fırsat verilmeden atılan imzalardır onlar ve zorunluluktan kaynaklandığı için atılan imzalardır. Yoksul insanlar ‘devlet bize ucuz konut yapacak’ diye o imzaları atmıştır. Ama ne yazık ki bugün, asgari ücretin 3’te 2’sine yaklaşmıştır ödenecek taksit miktarı. Maaş arttıkça ödeme oranının artması, o insanların yoksulluğunun devam etmesi anlamına gelir. Maaş refah düzeyinin yükselmesi için artar. Siz maaş arttı, TOKİ taksidiniz de artsın, ev kiranız da artsın, ekmek fiyatı da artsın derseniz maaşı artırmayın. Maaşın satın alma gücünü artırın. Satın alma gücü bu kadar düşükse paranın artık buradan hiç kimseye hayır gelmez” ifadelerini kullandı.

Muhabir: M. ANIL AKSOY