Eşinin öz teyzesi Belçika’da yaşayan 81 yaşındaki Hatice Türkmen’i dolandırdığı iddialarına yanıt veren Ceylan Yavuz’un Avukatı Anıl Kararman “Müvekkilim akrabalık ilişkileri çerçevesinde, tamamen resmi, yazılı ve ıslak imzalı şekilde şahısların isteğine uygun olarak tek bir kuruş menfaat etmeden iyi niyetle yardımcı olmuş, ancak şahısların maddi hırslarının sonucunda iftiralara uğramıştır” dedi.
Eskişehir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ceylan Yavuz, Avukatı Anıl Kararman aracılığıyla 11 Ağustos 2025 tarihinde yayınlanan haberle ilgili yaptığı yazılı açıklama ile iddialara yanıt verdi. Ceylan Yavuz hakkında beyanlarda bulunan tarafların iddiaları asılsız, gerçek dışı ve iftira niteliğinde olduğu belirtilen açıklamada, “Hatice Türkmen, müvekkilin eşinin teyzesidir. 81 yaşındadır ve sağlık problemleri sebebiyle birçok işinde yardıma muhtaçtır. Müvekkilim 1996 yılından bu yana her türlü ihtiyacında şahsa yardımcı olmuş ve destek vermiştir. Şahıs Belçika’da ikamet ettiğinden yurt içindeki vergi, sigorta, kira, alım satım gibi birçok işlerinde müvekkil yardımcı olmuş, akrabalık ilişkilerine binaen tek bir kuruş karşılık almamıştır” denildi.
YASAL MERCİLERE SUNULACAK
Açıklamada, “Hatice Türkmen’in eşinin vefatı sonrasında kendisi ve üç oğluna Eskişehir Çamlıca mahallesinde bir arsa miras kalmıştır. Şahıs bu arsanın kat karşılığı müteahhite verilmesini istemiştir. Ancak arsa iki kata ruhsatlı olduğundan talipli müteahhit olmamıştır. Bunun üzerine Hatice Türkmen ve oğulları Erkin Türkmen, Taşkın Türkmen, Ertuğrul Türkmen, müvekkil Ceylan Yavuz’u noterlik ve konsolosluk aracılığıyla verdikleri resmi vekaletnamelerle vekil tayin etmişler, taşınmazın satılmasını istemişlerdir. Müvekkilim taşınmaza alıcı bulmuş, adı geçenlerin ıslak imzalı ve yazılı belgeyle sabit rızalarına istinaden 1.570.000,00TL (bir milyon beş yüz yetmiş bin Türk Lirası) bedel ile taşınmaz satılmıştır. Adı geçenler bu bedeli aşağıda da izah edilen hususlara harcamışlar, müvekkil buradan tek kuruş menfaat elde etmemiş, müvekkilin yaptığı işlemlere bilgi ve rızaları olduğu ve herhangi bir alacaklarının kalmadığına dair ıslak imzalı belge imzalamışlardır. Tüm bu belgeler tarafımızca yasal mercilere sunulacaktır. Satış sonrası elde edilen bedel ile Hatice Türkmen hacca gitmek istediğini, ancak sağlık durumunun el vermediğini, kendisi adına vekaleten hacca gidilmesinin mümkün olup-olmadığını müvekkile sormuştur. Müvekkilim bu hususta diyanetten ve emekli imam-hatiplerden bilgi almış, vekaleten haccın mümkün olduğunu öğrenmiştir. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2023 yılı Hac vazife bedelinin 28.500 Suudi Arabistan Riyali olduğu, ayrıca 1.000 Euro da masraflarının bulunduğu, 2023 yılı Hac vazife bedelinin toplam Türk Lirası karşılığının 244.864,35TL olduğu belirlenmiştir. Hatice Türkmen öncelikle akraba N.Y.’nin kendi adına vekaleten hacca gitmesini istemiş, N.Y. kendi imkanlarıyla kendisi gitmek istediğinde ise müvekkilin vekaleten hacca gitmesini istemiş, müvekkil kabul etmese de ısrar etmiştir. Israrlar sonucu vekaleten hacca gitmeyi kabul eden müvekkil, Hatice Türkmen ve oğlu Erkin Türkmen huzurunda ıslak imzalı belge ile hac bedeli olan 244.864,35TL’yi almıştır. Bu bedel yukarıda anlatılan Çamlıca Mahallesindeki arsanın satışından müvekkile verilmiştir. Tüm bu hususlar adı geçenlerin ıslak imzalarıyla belgeye bağlanmış olup tarafımızca yasal mercilere sunulacaktır” ifadelerine yer verildi.
ISLAK İMZALI BELGELERLE
Ceylan Yavuz’un vekaleten üstlendiği hac vazifesine gitmediği belirtilen açıklama şu ifadelerle devam etti: “Sonrasında ise Hatice Türkmen’in oğlu Erkin Türkmen, vekaleten hac vazifesini müvekkilin yerine getirmesine rızası olmadığını belirtmiş, müvekkilim herhangi bir muhalefette bulunmayarak kendisine vekaleten hac vazifesi için verilen tutarı Euro cinsinden Erkin Türkmen’in Garanti Bankasındaki hesabına yatırmış, yine bu paranın bir kısmını ise Erkin Türkmen’in bilgi ve rızasıyla bu şahsa ait dairenin tadilat işlerini yapan ustalara ödemiştir. Tüm bu hususlar banka dekontlarıyla sabit olup tarafımızca yasal mercilere sunulacaktır. Hatice Türkmen’in Afyonkarahisar ili Emirdağ ilçesindeki taşınmazı konusuna gelindiğinde ise; burada bulunan taşınmaza kat karşılığı müteahhit firma tarafından bina yapılmasını Hatice Türkmen kendisi istemiş, bu hususta müteahhitlik işini ise bu işle uğraşan müvekkilin damadının üstlenmesi hususunda Hatice Türkmen ve Erkin Türkmen çokça ısrar etmişlerdir. Bu hususta noterlik ve konsolosluk aracılığıyla resmi vekaletname ve sözleşmeler düzenlenmiştir. Taşınmazın izinleri ve projeleri belli olduktan sonra Hatice Türkmen ve oğlu Erkin Türkmen, kat karşılığı sözleşmede kendi payına düşen daire dışında başkaca zemin kattaki bir daireyi daha müteahhitten satın almak istemişlerdir. Bu dairenin satış bedelinin bir kısmını ise, Çamlıca Mahallesindeki satılan taşınmazın bedelinden karşılamışlardır. Bu husus da Hatice Türkmen ve oğlu Erkin Türkmen’in ıslak imzalı sözleşmeleriyle sabit olup tarafımızca yasal mercilere sunulacaktır.”
ARABULUCULUK TALEP EDİLDİ
Dava sürecine de değinilen yazılı açıklamada, “Devam eden süreçte ise Hatice Türkmen, zemin kattaki daire için müteahhitle anlaştığı satış bedelinin diğer taksitlerini müteahhite ödememiştir. Oğlu Erkin türkmen ise inşaatı devam eden ve kat karşılığı Hatice Türkmen’e düşen dairenin kendi üzerine yapılmasını istemiştir. Müteahhit ise sözleşmenin tarafının Hatice Türkmen olması sebebiyle bunu yapamayacağını belirtmiş, akabinde Erkin Türkmen mal edinme hırsıyla hareket ederek ve diğer kardeşlerinin miraslarını haleldar etmeye yönelik hareketlerle annesi Hatice Türkmen’e baskılar yapmış, Hatice Türkmen noterlik ve konsolosluk aracılığıyla düzenlettiği vekalet, sözleşme ve sair resmi işlemlerden azilnameler düzenlemiş, müteahhitin işe devam etmesini engellemiştir. Müteahhit firma ise bu hususta Emirdağ Mahkemelerinde dava açmıştır. Hatice Türkmen ve Erkin Türkmen, kendilerine müteahhit dava açtıktan sonra kayba uğrayacaklarını düşünmüş olacaklardı ki, müvekkilden arabuluculuk yapmasını istemişler, ancak müvekkil müteahhit ve şahısların arasını bulmaya fırsat dahi bulamadan asılsız iftiralarla müvekkili de suçlamış, haber yaptırmak yoluyla kamuoyuna gerçek dışı bilgiler vermişlerdir” denildi.
YANILTICI BİLGİLER VERİLDİ
Açıklamanın sonunda şu ifadelere yer verildi: “Tüm yargısal süreçlerle de ispatlanacağı üzere; şahısların basın yoluyla kamuoyuna bildirdikleri hususlar açıkça gerçek dışı ve müvekkile karşı iftiradır. Müvekkilim akrabalık ilişkileri çerçevesinde, tamamen resmi, yazılı ve ıslak imzalı şekilde şahısların isteğine uygun olarak tek bir kuruş menfaat etmeden iyi niyetle yardımcı olmuş, ancak şahısların maddi hırslarının sonucunda iftiralara uğramıştır. İddia sahiplerinin resmî belgelerle sabit hususların aksini kamuoyunu yanıltıcı şekilde iftiralarla beyan etmesi sebebiyle bu açıklamada bulunmak zorunluluğu doğmuştur. Adı geçen şahısların; müvekkilin şahsına, 41 yıldır şerefiyle hizmet ettiği kamu görevine karşı asılsız ve gerçek dışı iftiralarla bulundukları bu saldırılar hakkında tarafımızca da hukuki süreçler başlatılmıştır. Resmî belgelerle ispatlı hususlarda müvekkile iftira eden şahısları Yüce Türk adaletine ve kamuoyunun vicdanlarına sevk ediyoruz.”
