Konya’nın Beyşehir ilçesinde görev yapan Eskişehirli 37 yaşındaki ilkokul öğretmeni Sedef Şahin, 11 Eylül’de evinde ölü bulundu. Şahin’in cenazesi memleketi Sivrihisar’ın Nasreddin Hoca Mahallesi’nde toprağa verildi. Olay yeri incelemesinin ardından Şahin’in ölüm nedeni ‘intihar’ olarak kayıtlara geçti. Ancak Şahin’in ailesi, ölümün şüpheli olduğunu belirterek olayın yeniden soruşturulmasını talep ediyor. Eskişehir’de yaşayan kardeşi İbrahim Güneş, ablasının ölümünün ardından birçok çelişkili beyan ve şüpheli durumla karşılaştıklarını söyledi. Güneş, “Ablamın ölümünün intihar değil, cinayet veya Türk Ceza Kanunu’nun 84. maddesi kapsamında ‘intihara yönlendirme’ suçu olabileceğine dair ciddi şüphelerimiz var” diyerek kaygılarını paylaştı.
OĞLUNA AŞIK BİR ANNEYDİ
Ablasının hayattaki en büyük motivasyonunun 9 yaşındaki oğlu Yusuf Alp olduğunu belirten Güneş, “Oğluna aşık bir anne intihar etmez. Oğlunu bir an bile yalnız bırakmak istemeyen ve tüm planlarını oğlu üzerine kuran, güçlü bir anne-çocuk bağları olan biriydi. İntihar ettiği iddiası hayatın olağan akışına aykırı” ifadelerini kullandı.
UZAKLAŞTIRMA KARARI ÇIKTI
Güneş, ablasının ölümünden önce eşi O.Ş. tarafından aldatıldığını öğrendiğini ve bu süreçte ailesinin desteğiyle boşanma hazırlığı yaptığını belirterek, “Ablam bu dönemde çökmedi, aksine kararlıydı. Topladığı deliller çok güçlüydü. Eşi rezil olmamak için anlaşmalı boşanmaya razı oldu. Ortak ev Sedef’e devredildi, 200 gram altın ve çocuğun velayeti verildi. Ayrıca mahkeme O.Ş. hakkında bir aylık uzaklaştırma kararı çıkardı” diye konuştu. Güneş, uzaklaştırma kararının bitiminde O.Ş.’nin “maddi ve manevi olarak bittim” diyerek duygusal baskı kurduğunu, ablasının iyi niyetinden yararlanarak yeniden barışma sürecini başlattığını ileri sürdü.
ANLATILANLARLA UYUŞMUYOR
Güneş, olay gününe ilişkin anlatımlar ile güvenlik kamerası kayıtları arasında fark bulunduğunu öne sürerek, “O.Ş., ‘Sedef beni arayıp banyoda düştüm, kafamı vurdum dedi, ben de hemen eve koştum’ diyor. Ancak görüntülerde arabada 30-35 saniye beklediği, daha sonra sakin adımlarla içeri girdiği açıkça görülüyor. Panik hali yok” diyerek O.Ş’nin olayın ardından Adli Tıp’a gitmediğini, ablası Sedef Şahin’in Sivrihisar’daki cenazesine katılmadığını ve olay saatleri arasındaki hareketlerinin belirsiz olduğunu da iddia etti.
ŞİDDETE UĞRADI RAPORA GEÇMEDİ
Eski eş O.Ş’nin ablası Sedef Şahin hakkında ‘psikolojik ilaç kullandığını’ iddia ettiğini fakat bu ifadenin gerçeği yansıtmadığını belirten İbrahim Güneş, ablasının şiddete uğradığını ileri sürdü. Güneş, “Ne reçete ne tedavi kaydı var. Öğretmen arkadaşları da Sedef’in ilaç kullanmadığını doğruladı. Ayrıca Adli Tıp ön raporunda ‘kafada darbe izi yok, morluklar ölüm morluğu’ denmesine rağmen, Sedef’in yakın arkadaşları ve hatta O.Ş’nin kendisi, bu morlukların ölümden önce mevcut olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, morlukların darp kaynaklı olup olmadığı yeniden incelenmelidir. Aynı zamanda ön adli tıp raporunda her ne kadar kafasının arka tarafındaki şişlik rapora geçmiş olmasa da Eskişehir ili Sivrihisar ilçesinde cenaze yıkama işlemi yapılırken gassal da kafasının arkasındaki şişliği fark etmiştir” ifadelerini kullandı. Sedef Şahin’in uzun yıllardır düzenli olarak tuttuğu günlüklerin olay sonrası yapılan aramada evinde bulunamadığını da söyleyen Güneş, bunun da ayrı bir şüphe konusu olduğunu belirtti.
ÇELİŞKİLİ BEYANLAR AYDINLATILMALI
İbrahim Güneş, olayda kimseyi hedef göstermediklerini, ancak çelişkili beyanlar, kamera kayıtları, kayıp eşyalar ve delil karartma iddiaları nedeniyle dosyanın yeniden açılmasını istediklerini belirterek, “Ablamın ölümünün intihar değil, cinayet veya Türk Ceza Kanunu’nun 84. maddesi kapsamında ‘intihara yönlendirme’ suçu olabileceğine dair ciddi şüphelerimiz var. Bizim tek isteğimiz adaletin yerini bulması. Tüm delillerin ve tanık beyanlarının titizlikle incelenmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.