AHMET BİÇER: Ev kirası en düşük 5 bin. Bu maaşları hesaplayanlar acaba emekli maaşıyla geçinebilir mi? Benim iki kızım var ikisi de okuyor. Onlara para göndereyim, kendim mi geçineyim? Önceden asgari ücretin brütünü alırdık, şimdi asgari ücretin altındayız.

YURDAGÜL KARACA: “Memnun değiliz, yetmiyor. Eşim vefat etti onun maaşını alıyorum bizim ki daha az oluyor. Ben bu yaşta para yetsin diye çalışıyorum. En düşük maaş kök maaş değil bizim maaşlarımız 10 bin üzerinde olmalıydı. Çalışmasam geçinemem. Evlenecek oğlum var hiçbir şeyin yanına yaklaşamıyorum.

FATMA KARAMAN-NURİYE SERT: Açlık sınırı 14 binken en düşük emekli maaşı 12 bini bulmuyor. Pazara gidiyorum portakal, elmayı sayılı alabiliyorum. Açlık sınırında kaldık, aç kalacağız. İnsanlar da görmüyor halimizi, kimse dikkate almıyor.

SERVET ORLU: Ben memur emeklisiyim. Çalışan memurlara seyyanen zam yapıldı, biz bundan faydalanamadık. Çalışırken daha iyiydi, makas iyice açıldı. Tarih boyunca ilk kez memurlar arasında fark oldu. Emekli memurlar bu konuda da mağdur. Asgari ücretle aynı maaşı alıyoruz. Mağduruz.

EKREM KOCA: Alım gücü kalmadı ki. Çok zor şartlarda yaşıyoruz. Açıklanan enflasyonun iki katı enflasyon var. Bir emeklinin bir de evi kiraysa Allah yardımcısı olsun. Ama çoğu emekli de halinden memnun, onlara da bir şey diyemiyorum.

MUSTAFA BOZ: Verilen emekli maaşıyla köyde yaşayan bir karı koca, yumurtası tavuktan, sebzesi bahçeden olduğu şekilde ancak geçinir. Şehirde yaşayan bir emeklinin hele de çocuğu varsa veya evi kiraysa bu paralarla geçinme şansı yok. Gerisi hikaye.