Sendika binasında gerçekleştirilen basın açıklamasına CHP Milletvekili Utku Çakırözer de destek verdi. Cumhurbaşkanlığı hükümetinin işçi ve emekçilerin haklarını daraltan veya yok sayan uygulamalarına bir yenisinin eklendiğini belirten Akyazı, 'Daha önce işten çıkarma yasağı adı altında kısa çalışa ödeneğini mevcut uygulamayı işçiler aleyhine ve patronlar lehine değiştirerek haklarımızı daraltan hükümet, bu genelge ile yine tarafını belirlemiş oldu. Hükmet bu genelgeyi derhal ortadan kaldırmalı ve bir hukuk devletine yaraşır biçimde yasaların ve Yargıtay içtihatlarının uygulamasını sağlamalıdır. En zor zamanlarda ülkesi ve milleti için ekonomik fayda sağlamak adına gece gündüz çalışan işçi ve emekçilerin haklarından elini çekerek sermaye kesiminin emellerine alet olmamalıdır. Her halükarda yasalardan kaynaklı haklarımızı bağımsız mahkemelerde aramaya devam edeceğimizi bilmelidir' dedi.
YARGITAY KARARLARINA AYKIRI
CHP Milletvekili Çakırözer ise 'Türkiye'de yüzbinlerce belki milyonlarca SGK'lı çalışanın şu anda Türkiye ve dünya bir salgın noktasından geçerken kendi ellerinde olmayan koşullarla salgını kapar ise normalde dünyanın neresine giderseniz gidin meslek hastalığıdır, iş kazasıdır. Öyle bir genelge çıkardılar ki şimdi diyorlar ki, Sosyal Güvenlik Kurumu bu genelge ile örneğin sağlık çalışanları hastanede bu virüsü kaptıysa bu iş kazası değildir, bu meslek hastalığı değildir, normal bir soğuk algınlığı gibi ya da yolda düşme gibi normal bir kazadır, rahatsızlıktır diyor. Bu kabul edilemez. Bu hukuken de kabul edilemez, ahlaken de kabul edilemez. Hukuken neden kabul edilemez? Çünkü bir fabrika işçisi o fabrika açık olduğu için çalışıyor çünkü fabrika açık tutuyor, devlet açılsın istiyor, devletin yürüttüğü bir politika nedeniyle açık ve fabrikada salgına yakalanan bir işçinin bunun sorumluluğunun kendine çıkarılması, salgından fabrika etkilenmişse fabrikada işçiler birbirine bulaştırmışsa diyor ki bu iş kazası değildir. Bu bugüne kadarki Yargıtay kararlarına aykırıdır bu yapılan genelge. Çünkü o işçi kendi keyfinden, o sağlık çalışanı, o basın emekçisi, o SGK'lı kendi keyfinden kapmıyor, çalışmak zorunda olduğu için, o işi yapmak zorunda olduğu için kapıyor. O zaman bunun sorumluluğu hem devlet tarafından hem de işveren tarafından paylaşılmak zorundadır' diye konuştu.
VİCDANSIZLIK VE İNSAFSIZLIK
Çalışanların bu genelge ile büyük hak kayıplarına uğrayacağını kaydeden Çakırözer şöyle devam etti: 'Düşünün bir sağlık çalışanı ya da bir fabrika çalışanın bu genelgeye göre işlem gördüğünde, kovid salgınından vefat ederse onların iş kazası ya da meslek hastalığı değil de sıradan bir hastalık gibi kaydedilmesi durumunda geriye kalan aile bireylerine ödenecek olan maaşlar, sosyal hakların hepsi daha düşük olacak. Oysa bir iş hastalığı, meslek kazası olduğunda daha fazla destek alacak geriye kalan aile bireyleri. Ölmediğinde de diyelim bir tedavi süreci yaşadı yine bu dönemde iş kazası ya da meslek hastalığı olarak kaydının geçmesi onun özlük hakları olarak yararınadır. Bu kabul edilemez. Bu genelge bu haliyle aslında hukuki bir anlam taşımıyor. Bu ilk mahkemeye gittiğinde bir işçi bunu götürdüğü anda siz ne diyorsunuz ben burada insanların sağlığını kurtarmaya çalışırken bunu kaptığında sorumluluk bana nasıl çıkarılır dediğinde eminim ki ben Türkiye'de mahkemeler geçmişte olduğu gibi o çalışanının yanında olacaktır. Sağlık çalışanları için bu meslek hastalığı sayılmalıdır. Bunun hiç lamı cimi yoktur benzer şekilde de diğer çalışanlar için iş kazası olarak bunun koşulları vardır tabi ki, bu hastalığı iş yerinde mi, kapıyor, sosyal çevresinde mi kapıyor, evinde mi kapıyor buna bakılır tabi incelenir ama iş kazası olarak mutlaka kabul edilmelidir, hukuk devletine yakışır bir şekilde yasaların ve Yargıtay'ın uygulanmasını istiyoruz yoksa bu haliyle hem hukuksuzluk hem vicdansızlık, insafsızlık. Mesela şu anda en ön cephede mücadele eden sağlık çalışanlarına, siz basın mensuplarına bence bu yapılan ahlaken de çok büyük bir bana göre duyarsızlıktır.' ESRA ÜNLÜ
Editör: TE Bilisim