Biruni Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Çağdaş Karsan, kekemeliğin yalnızca konuşma bozukluğu olmadığını, duygusal ve sosyal boyutlarıyla da bireyi etkilediğini vurguladı. "Kekemelik sadece kelimelerin takılması değildir. Bu durum, bireyin öz güvenini, sosyal ilişkilerini ve iletişim isteğini derinden etkiler." ifadelerini kullandı.

Erken farkındalık tedavi sürecini kolaylaştırıyor

Araştırmalara göre, her 100 çocuktan 5'inde kekemelik görülüyor ve genellikle 2-6 yaş aralığında ortaya çıkıyor. Dr. Karsan, erken farkındalığın tedavi sürecinde büyük önem taşıdığını belirterek, çocuklarda sık hece veya ses tekrarı, kelimelere başlamada güçlük veya konuşmaktan kaçınma gibi belirtilerin fark edilmesi halinde ailelerin vakit kaybetmeden bir dil ve konuşma terapistine başvurması gerektiğini aktardı.

Teknoloji destekleyici ama terapist şart

Dijital terapi uygulamaları ve yapay zekâ destekli konuşma araçlarının sürece katkı sağlayabileceğini aktaran Karsan, "Teknoloji süreçte fayda sağlayabilir, ancak asıl önemli olan bireyin bir terapist eşliğinde kendi konuşma farkındalığını geliştirmesidir." dedi.

İstanbul'da ebevynlere kentsel dönüşüm semineri
İstanbul'da ebevynlere kentsel dönüşüm semineri
İçeriği Görüntüle

Kekemelikle ilgili yanlış inanışlara dikkat

Dr. Karsan, toplumda kekemelikle ilgili yaygın hatalı inanışlara dikkat çekerek, "Kekemelik korkudan, zeka eksikliğinden veya heyecandan kaynaklanmaz. Genetik, nörolojik ve çevresel faktörlerin birleşiminden oluşan çok boyutlu bir durumdur. Kekemelik yaşayan bireylere anlayışla yaklaşmak, en etkili destektir." ifadelerini kullandı.

Kaynak: HABER MERKEZİ