RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

'İstanbul Sözleşmesi bir kullanım kılavuzu gibidir' diyen Maraşlı, 'Gerçekten okuyup anlamaya çalışırsanız zaten maddeler halinde yapılması gerekenler, devletlere yüklenen görev ve sorumluluklar belirlenmiştir. Tüm kadın hakları savunucularının uğruna tartışma konusu dahi açmayacağı kırmızı çizgisidir' diye konuştu.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde Eskişehir Barosu hizmet binası içerisinde açılan Kadın Hakları Merkezi'yle ilgili de konuşan Maraşlı, 'Zaman içerisinde birçok kadın tarafından bilinirliği artacaktır, burada Eskişehir Barosu çatısı altında bir kapıları olduğunu bileceklerdir. Şu ana kadar 19 kadın, Kadın Hakları Merkezi'ne başvurdu' dedi.

Baro hizmet binasında kadın hakları merkezi açıldı. Merkezin açılmasına ilişkin karar verme sürecinden bahsedebilir misiniz?
Göreve geldiğimizde önleyici hukuk tedbirleri kapsamında ne yapabiliriz diye çok düşündük. Evet birçok dosyaya müdahale talep edilip davaların sağlıklı takibinin sağlanması konusunda Eskişehir Barosu hukuki destek verdi, toplumsal davalar ile ilgili gündeme dair bilgilendirme çalışmaları, basın açıklamaları yapıldı ama bizim isyan etmemiz o kadınların öldüğü gerçeğini değiştirmedi. Daha sorumluluk alarak; tedbir amaçlı ne yapabiliriz sorusunun cevabıdır Kadın Hakları Merkezimiz. Üzerinde aslında yıllardır düşünülen bir projedir ancak bizim şansımız hem Adli Yardım sorumlusu olmam hem de Kadın Hakları Komisyonu Başkanı görevini üstlenmem sebebi ile hukuki ve teknik alt yapı probleminin cevabını mevzuat çerçevesinde ve görevimiz gereği araştırıp, bulmak oldu diyebilirim.

19 KADIN BAŞVURDU

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde baro binası içinde kadın hakları merkezi açtınız. Merkeze kadınların ilgisi nasıl? Bugüne kadar kaç kadın başvuru yaptı?
Gayet iyi. Zaman içerisinde birçok kadın tarafından da bilinirliği artacaktır, burada Eskişehir Barosu çatısı altında bir kapıları olduğunu bileceklerdir. Şu ana kadar 19 kadın, Kadın Hakları Merkezi'ne başvurdu.

Son dönemde kadına yönelik şiddette yaşanan artışla ilgili neler söylersiniz? Şiddetin önüne geçilmesi için neler yapılmalı?
Şiddetin önüne geçilmesi için çizilen yol haritası bellidir; İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa'nın ektin, samimi, tutarlı ve ivedilikle uygulanması. Bir yol haritasıdır İstanbul Sözleşmesi, bir kullanım kılavuzu gibidir. Gerçekten okuyup anlamaya çalışırsanız zaten maddeler halinde yapılması gerekenler, devletlere yüklenen görev ve sorumluluklar belirlenmiştir. Tüm kadın hakları savunucularının uğruna tartışma konusu dahi açmayacağı kırmızı çizgisidir.

YAŞAM HAKKINI SAVUNUYOR

İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin yaşanan tartışmalar için neler söylersiniz? Bahsedildiği gibi Türk aile yapısına zarar verecek bir sözleşme mi?
Sözleşme ev içi şiddetin önlenmesinden bahseder; biyolojik, hukuki veya ailevi bağ olup olmadığına bakılmaksızın mağduru mutlak surette korumayı hedefler. Eski eşler, evlilik dışı partnerler, birlikte ikamet eden aile fertleri, akrabalar da kapsam dahilindedir. İstanbul Sözleşmesi en basit tanımı ile insan haklarından en temel hak olan yaşama hakkını savunan, ayrımcılığa, her türlü kötü muameleye geçit vermeyen bir sözleşmedir. Şiddetin önlenmesi, mağdurların layıkıyla korunabilmesi, şiddet uygulayanın etkin yargılanması ve cezalandırılmasını, bu bağlamda zihniyet yapısını değiştirerek, kadın erkek eşitliğini yaygınlaştırmayı amaç edinen ve şiddetle sistemli mücadeleyi yaygınlaştırmaya çalışan bir başucu kitabı gibidir. İnsan haklarından en temel hak olan yaşam hakkını savunan bir sözleşme nasıl Türk aile yapısına aykırı olabilir ki?



SORUMLULAR SORGULANMALI

Şiddet gibi bir gerçek var önümüzde ama Sözleşme'nin tartışmaya açılması, şiddeti körüklüyor mu sizce ya da şiddet uygulamaya meyilli erkekleri cesaretlendiriyor mu?
Şiddeti, İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmak ya da varlığı körüklemiyor. Şiddeti ilgili sözleşmenin ve 6284 sayılı Kanun'un etkin kullanılmaması körüklüyor. Güvenliği sağlanamayan veya susturulmaya çalışılan, yalnızlaştırılan her kadın, şiddetten kaçabilmek için barınma ihtiyacına karşılık verilmeyen her kadın için erkeğin egemen güç olduğu mesajının verildiği her toplum için eğitim sisteminin temelini cinsiyetçiliğe dayandıran, henüz ilkokul çağındaki çocuklarını bu anlamda toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine eğitmeye başlamayan, bu konuyu okullarda müfredatlarına almayan, her kadın cinayetini magazinleştirmek yerine kadınlar neden öldürülüyor, sorumlularının sorgulamasını yapmayan medyanın, şiddet içerikli dizilerdeki şahsiyetlerin kahramanlaştırıldığı bir televizyon düzeninin, etkin ve adil cezalandırma sisteminin aksine faile takdiri indirim sebeplerinin uyguladığı bir yargının olduğu hiçbir ülkede şiddet son bulmaz! Erkek cesaretlenir, kadın da sokakta yürürken korkar hale gelir.

İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin tartışmalar son dönemde azaldı. Sizce bu tartışmanın gündemden düşmesinde etkili olan unsur ne?
Dünyanın gündemi son bir yılda değişti çünkü, ancak yediden yetmişe tüm kadınlar sosyal medya dahil çok ciddi tepki gösterip, sahiplendi sözleşmeyi. Umalım bir daha tartışılmamak üzere rafa kaldırılmış olsun.

İNDİRİM UYGULANMAMALI

Türkiye'de ceza sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Şiddet uygulayan erkeklere caydırıcı ceza veriliyor mu?
Asla ve katiyetle kanuni ve takdiri indirim sebepleri uygulanmamalı. Maalesef hala birçok dosyada uygulanmaya devam ediliyor. Sorgusuz sualsiz şiddet mağduru kadına CMK avukatı görevlendirmesi yapılmalı, tedbir kararları, zorlama hapsi layıkıyla uygulanmalı, elektronik kelepçe yaygınlaştırılmalı, etkin kullanılmalı. Sistemi aksatacak usulü işlemlere takılmak yerine çözüm odaklı olunmalı. Karakol, infaz, savcılık, baro ve yargılama aşaması düzenli, sistemli ve iş birliği içerisinde ilerlemeli.

Türkiye'de kadın haklarına ilişkin olumlu bir ilerleme var mı sizce? Kadınlar sahip oldukları kazanımlara sahip çıkıyor mu?
Gelinen noktada daha etkin daha sistematik daha samimi mücadeleye ihtiyaç var kanaatindeyim. Toplumun her kesimi ile birlik olup, politikalar geliştirmeye ihtiyaç var. Bu mücadele etkin ve birbiri ile bağlantılı el ele, iletişim ağının güçlü olduğu bir mücadeleyi gerektiriyor. Ve evet tüm kadın dayanışma platformları, barolar gibi meslek odaları, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ile ötekileştirilmeden birlik olmak gerekiyor.

ESKİŞEHİR KENETLENEBİLİYOR

Eskişehir özelinde baktığımızda Eskişehir'i kadına yönelik şiddet noktasında nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle pandemi döneminde şehrimizde kadına yönelik şiddette bir artış oldu mu?
Eskişehir sanırım birçok ile göre kadın dayanışması konusunda daha kenetlenebilen bir şehir. Kadın dayanışma ağı, iletişim ağı çok güçlü. Baronun, belediyelerin, meslek odalarının, kent konseylerinin iş birliği ve etkin mücadele konusunda çok özveri ile ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını bizzat biliyorum. Pandemi sürecinde talep eden kadınlara telefon ile hukuki danışmanlık yaptık. Billboardlarda şiddet mağduru kadınlar için ulaşabilecekleri telefon numaralarının bulunduğu bilgilendirme görselleri hazırladık. Yalnız olmadıklarını hissettirmeye çalıştık. Bir telefonla da başvurabilecekleri kurum ve kuruluşlar olduğunu hatırlattık. Ancak şiddet mağduru kadınların sayıların arttığı bilgisi veren istatiksel verileri üzülerek takip ediyoruz.
Editör: TE Bilisim