RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

Nafaka ödedikleri için mağdur olduğunu iddia eden erkeklerden kaynaklı hükümet nafaka düzenlemesini 100 günlük eylem planı içerisine aldı. Kadınlar ise evlilik esnasında kadınları psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakan erkeklerin, evlilik sonrasında da ekonomik şiddete maruz bırakmak istediğini söyleyerek, tepki gösteriyor.

Türkiye'de kimler yoksulluk nafakası alabilir?
Yoksulluk nafakasını evli çiftlerde boşanma yüzünden hangi taraf yoksulluğa düşerse o alıyor. Kanunda 'Boşandıktan sonra zor duruma düşecek taraf' diye geçiyor. Sadece kadın için geçerli bir durum değil. Taraflara bakıyorlar. Hakimin takdir yetkisinde. Çalışmıyorsa, herhangi bir geliri yoksa üzerine de bir mal varlığı yoksa o kişi yoksul sayılıp ona yoksulluk nafakası veriliyor boşanmadan ötürü. Erkeğe de nafaka verilebilir. Ama ülkemizde özellikle kadınlara nafaka veriliyor olmasının temeldeki sebebi, kadınların çalıştırılmıyor olması. Yani istihdam içerisine alınmıyor, sayılmıyor bile. O yüzden daha çok kadınlara nafaka veriliyor.

Nafaka süresiz mi peki?
Süresiz nafaka diye bir şey yok. O da yine mahkeme takdirinde. Şöyle bir durum: Maddi durumunuzdan dolayı, yoksul olduğunuz için nafakayı alıyorsunuz. İlerde çalışmaya başladığınızda ya da bir miras kalırsa yani maddi durumunuz biraz daha yaşanabilecek seviyede ilerlerse veya başka bir evlilik yaparsanız o zaman kesiliyor zaten nafaka.

Peki, alınan bu nafaka kadınların hayatını devam ettirebilecek tutarda mı?
Değil aslında. Şu an şöyle bir iddia da var ya, kadınlar nafaka almak için evlenip boşanıyorlarmış. Bunun bir gerçekliği yok. Çünkü alınan nafaka 300 liradan başlıyor. Kadınlar zaten iş gücü olarak sayılmıyor. İş hayatında herhangi bir değer olarak görülmüyor. Ne oluyor, bu defa kadınlar evde, ev içi emeğe hapsedilmek zorunda kalıyor. Verilen de boşandıktan sonra 300 lira gibi bir meblağ. Açlık sınırı zaten 1680 lira. Verilen nafaka 300 lira. Kadının ev kirasını bile karşılamayacak bir tutar. Kadının yıllarca verdiği ev içi emeğine piyasada değer biçseler 300 lira hiç bir şey. Kadının evde bir sürü emeği var. O sayılmıyor ki. Biz onlar sayılsın diye de uğraşıyoruz. Onun piyasa değerini koysak kat ve kat bir tutar çıkar. O yüzden nafaka kadının alın teri aslında.



Nafaka ile ilgili yapılacak değişiklik iktidarın 100 günlük eylem planı içerisinde. Nafaka neden tartışma konusu oldu? İktidar nasıl bir değişiklik yapmaya çalışıyor?
Kadınlarla ilgili bir gündem olduğunda sosyal medyada troller gibi 'Kadınlar öldürülüyor, kadınlar haksızlığa uğruyor ama biz erkekler de mağduruz. Süresiz nafaka veriyoruz, ölene kadar nafaka veriyoruz' gibi mantıksız paylaşımlar yapıyorlar. Bize yasak eylemler ama erkekler Taksim'de eylem yaptılar. Çok da kalabalık değillerdi. Erkek egemen politikaları uygulayan bir sistemde yönetildiğimiz için onları hemen dikkate aldılar. Biz yıllarca 'Kadınlar öldürülüyor, emeğimiz sayılmıyor, paranoyakça bir hayat sürüyoruz' dediğimiz halde hiç dikkate alınmazken; üç beş erkek çıkıp 'Nafaka veriyoruz, nafakadan dolayı mağduruz' deyince devlet hemen bunu konuşmaya başladı. Nafaka çalıştayı yaptılar. İktidar yanlısı kadın örgütlerini de çağırdılar. Ama onlar da nafaka haktır, kadınlardan kesemezsiniz şeklinde bir tavır koydu ortaya.

KADIN DÜŞMALIĞI
Bunu yapmasının sebebi de, ekonomik krizi bahane ediyor olabilirler. Zaten bir kadın düşmanlığı söz konusu. Bu da erkeklere söz verip, kadının Medeni Kanun'daki hakkını gasp edebiliyorlar. Nafaka Medeni Kanun'da geçiyor. Devlet Medeni Kanun'a neden kafayı takmış durumda? Çünkü kadınların temel hakları o Kanun'da yer alıyor. Orayla ne kadar oynarsa, orayı ne kadar bozarsa bu nafaka olsun, boşanma olsun, af yasası olsun hemen kadınlara karşı saldırıları artıracak düzeye getiriyor.

Bu değişikliğin ardından kadınları neler bekliyor?
Zaten kadınlar çalışmıyordu, ev içine hapsediliyordu. Ev içinde olan kadının özellikle boşanması çok zor. Boşanmayı zorlaştırmışlardı. Kadınlar boşanmak istediği için öldürülüyordu. Şimdi ekonomik krizler bahane edilerek öldürülüyorlar son dönemde. Bu nafaka hakkı da alınırsa kadın çok büyük zora düşecek. Zaten yaşaması, boşanması zor. Bir de açlıkla, parasızlıkla karşı karşıya kalacak. İşe alınmıyor, kriz bahane edilerek iş yerlerinden önce kadınlar çıkartılıyor. Kadın iş görüşmesi için gittiğinde eleman ihtiyacımız yok deniyor. Boşanmak istediğinde tehdit ediliyor, hayatı söz konusu oluyor. Ama yine de boşanmaya çalışıyor. Bu sefer diyor ki, 'Ben bu eve yıllarca emek verdim, nafaka bunun karşılığıdır nafaka alayım.'

EKONOMİK ŞİDDET
Zaten çocuğu da varsa durum daha vahim. Şimdi iştirak nafakasını da kaldıracaklar. Çocuğun velayeti kimde olursa olsun bakım yükümlülüğünü çiftler paylaşıyorlardı. Ama genelde kadına biçildiği için çocuğa bakma yükümlülüğü, çocuğun velayeti annede oluyor. Baba vermiyor iştirak nafakasını ve çocuğun bakımını üstlenmiyor. Bu nafaka da kaldırılırsa kadın çocuğuyla birlikte ortada kalmış olacak. Neresinden tutarsanız olumsuz bir durum var. Verilen nafaka az belki ama biz kadınların hakkı. Siz bizi bu koşullara mecbur bırakıyorsunuz. O bizim alın terimizdir, hakkımızdır. Lütuf değildir. Eğer nafaka kaldırılırsa kadınlar zaten birçok haksızlığa, tehdide, psikolojik ve cinsel, fiziksel şiddette maruz kalıyorlardı bir de ekonomik boyutta şiddete maruz kalacak.

Kadınlar nafakanın bu şekilde tartışıldığının farkında mı?
Aslında bunu gündeme getirmemizden kaynaklı farkında olduklarını düşünüyorum. Bu konunun mağduru onlar. Kendisi de diyor zaten 'Üç beş lira alıyorum.' Erkekler tarafından nafaka ile ilgili ortaya atılan iddialar somut olarak kesinleştirilmiş deliller değil. Mağdur olan erkeklerin sayısı belli değil mesela. Ama kadınları bir dinlediğimizde başlıyorlar anlatmaya. Zaten neden boşanmaya çalıştıklarını anlattıklarında şiddetle karşılaşıyorsunuz. Kadınlar belki bu kadar teknik boyutta farkında olmasalar da anlatmak bizim görevimiz.



POTANSİYEL KADIN KATİLLERİ

Erkeklerin nafaka vermemek için türlü türlü hilelere başvurduğunu anlatan Büşra Gündoğdu, 'Amaçları kadın düşmanlığı, kadınları mağdur etmek. 'Ben istemediğim halde benden boşandın. O zaman nafakanı vermemek için elimden geleni yaparım. Bana muhtaç kalırsın' mantığı' diye konuştu.

Erkeklerin böyle yapmaktaki amacı ne sizce?
'Ömür boyunca ben ona nafaka mı vereceğim?' diyorlar. Ama ömür boyu değil nafaka. Erkekler zaten nafaka vermemek için üzerindeki mal varlıklarını başkasına devrediyorlar. Türlü türlü hilelere başvuruyorlar. 'Madem öyle çalışsın. Sırf nafaka almak için evlenip boşanıyorsunuz' diyorlar. Esas olan kadınların çalışmak istemesidir. Kadınların çalışmak istediği için erkekler tarafından şiddete uğramasıdır. TUİK'in işsizlik rakamlarında bile sayılmıyorlar. Herhangi bir işe girmeyip ev içi emeği olan kadınlar sayılmıyor. İşsiz bile değiller iş aradıkları halde. O yüzden erkekler biraz daha manipüle ediyorlar olayı. Sundukları gerekçelerin bir temeli yok. Amaçları kadın düşmanlığı, kadınları mağdur etmek. 'Ben istemediğim halde benden boşandın. O zaman nafakanı vermemek için elimden geleni yaparım. Bana muhtaç kalırsın' mantığı. Bakın mağdur olduğunu iddia eden erkekler açık açık potansiyel kadın katili, kadınlar neden çalışıyor, niye boşanıyor ki diyen adamlar. Bu gerekçelerle kadınlar öldürülüyor.

Kadınlar ne istiyor? Sizin nafaka düzenlemesi ile ilgili bir öneriniz var mı?
Biz nafakanın süresinin ve şartlarının değiştirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Miktarı artırılabilir. En az 300 lira olmak zorunda. Ama cinsiyet eşitliği önemli bu konuda. Sadece kadınların nafaka alıyor olması büyük bir problem zaten. Bu da başka bir problemi işaret ediyor. Kadınlar çalıştırılmadığı için böyle bir sorunla karşı karşıyayız. Nafakayı kadınların alıyor oluşunun sorumlusu biz değiliz ki. Çünkü kanunda bile 'Boşanma yüzünden yoksulluğa düşen taraf' deniyor. 'Kadın' denmiyor. Bunun tarafı kadınlarsa bunun sorumluluğu bize ait değil. Bunun ortadan kaldırılması gerekiyor. İştirak nafakası da kaldırılmamalıdır. Nafaka da kadının yıllarca verdiği emeğinin, alın terinin bir karşılığıdır. Medeni bir haktır, sahip çıkmalıyız.

NOT:
Kadın Meclisleri nasıl oluştu?
Kadın Meclisleri Hareketi, Türkiye'de kadınların kıyafetleri nedeniyle şiddete ve tacize maruz kalmalarına tepki olarak 2017 yılının Ağustos ayında doğdu. Kadın Meclisleri'ne destek olan kadınlar Türkiye'nin dört bir yanından İstanbul'a giderek ilk toplantısını 2017 yılında gerçekleştirdi. Tamamen sokaktan doğmuş bir hareket olan Kadın Meclisleri, hemen her yaştan, sosyal, ekonomik ve siyasi görüşten kadının içinde olduğu bir hareket. Kadın Meclisleri'nin örgütlenme faaliyetleri Türkiye'nin tüm illerinde hala devam ediyor.


Editör: TE Bilisim