Eskişehirspor Kulübü yöneticilerin göreve geldikleri günden beri göstermiş oldukları gayrete maalesef Eskişehirliler destek olmadı.

Göreve gelirken ne dosya kapatma ne de transferi açma vaadinde bulunmadılar.

Tek amaçları vardı o da kulübü yaşatmak.

Genel Kurulun üzerinden yaklaşık 6 ay geçti.

Bu süre içerisinde bir taraftan kulübü ayakta tutmak için mücadele verdiler diğer taraftan da söz vermemelerine rağmen kulübün içerisinde bulunduğu sıkıntıları tek tek çözmeye çalıştılar.

Yaptıkları en önemli iş kulübü küme düşürme yetkileri ellerinde bulunan yıllardır ödenmemiş eski futbolcu alacaklarını bire bir görüşmeler yaparak ya tamamını ödediler ya da takside bağladılar.

Tanase, Boffin, Milinkovic, Mori, Bienvenü ve Toko yabancı dosyaları kapattılar.

Özgür Çek ve Batuhan Karadeniz'e olan yüklü borçları çok cüzi miktardaki paralarla kapattılar.

Eskişehirspor Kulübünün sırtındaki büyük kamburlardan kurtardılar.

Borç bitti mi?

Elbette ki bitmedi.

Hala alacaklı olan eski futbolcular ve teknik adamlar var.

Ama en büyük sorun ise Trabzonspor Kulübüne olan 350 bin EURO borç.

Bordo Mavili Kulübün Başkanı Ahmet Ağaoğlu'ndan transfer tahtasının açılması için sadece imza vermesi talep edildi.

Ağaoğlu ise alacaklarının ödenmesinde ısrar etti.

Sayın Ağaoğlu'da bir Anadolu kulübün başkanlığını yapıyor.

Anadolu kulüplerinin içerisinde bulundukları sorunu çok iyi bilenlerden birisi…

Düşmez kalkmaz bir Allah.

Bugünlerde gelir geçer.

Bir gün gelecek Eskişehirspor tekrar süper ligde mücadele edecek.

Buna kalpten inanıyorum.

O zaman Trabzonspor Kulübün de Eskişehirspor Kulübünün imzasına ihtiyaç duyarsa kendisi nasıl imza vermemek için direniyorsa Siyah-Kırmızılı Kulübün o günkü yöneticileri de imza vermemek için direnecekler.

'GERÇEK YÜZLERİNİ GÖRMÜŞ OLDUK'

Eskişehirspor Kulübü Başkanvekili Erkan Koca, ES TV'de 90+3 programına konuk oldu.

Koca, 'Trabzonspor kulübü başkanı Ahmet Ağaoğlu Anadolu birliği şeklinde demeçler veriyordu. Ahmet Ağaoğlu aynı zamanda Kulüpler Birliği başkanı. Bu söylemlerinin tribünlere oynama olduğunu biliyordu. Biz bunu test ettik. Bütün Türkiye gerçek yüzünü görsün istedik. Mehmet başkan Trabzonspor'a yazı yazalım zaten olumsuz gelecek ama gerçek yüzlerini görmüş olalım dedi. Öyle de oldu. Anadolu seviciliği yapan Trabzonspor kulübü başkanının balonu patladı' dedi.

'tek rahatsız olmayan şehrin önde gelenleri'

Koca, yönetim olarak mücadelelerini herkesin gördüğünü, Eskişehir'de ekmek yiyen iş adamları bu durumdan rahatsız olduğunu, aynı şekilde Trabzon'da yaşayan Eskişehirliler de rahatsızlık duyduklarını belirterek, 'Ama maalesef tek rahatsız olmayan şehrin önde gelenleri. Bu iş Eskişehir'in birlik beraberlik içinde dosyayı kapatması gereken bir işti. Dosya kapat kampanyasını sunduk. Olur demedik ama ümit ettik. Toplanan rakam 400 bin TL civarı. Eskişehir'de şu dosyayı kapatabilecek babayiğitler aradık. Ama maalesef çıkmadı. İnşallah bize nasip olur. Gün gelir biz kapatırız borcu' dedi.

Nüfusu 1 milyona dayanan sanayi şehri Eskişehir'de 350 bin EORU toplanamıyorsa bence bu Eskişehir'in ayıbı.

SÖZ VERENLER SÖZÜNÜ TUTMADI

Kongre üyesi sayılı iş adamları 'aman benim üzerime kalmasın' diyerek kongrelere gelmediler.

Sonunda bir babayiğit çıktı 'biz varız' dedi.

Bunu söylerken de en azından kongrenin yapıldığı salondakilerden destek olmalarını rica etti.

Kongre salonunda deplasman sözü verenlerden Fatih Baturaygil 1 deplasman masrafını karşıladı. 5 deplasman ve 1 loca sözü veren eski başkan aynı zamanda Kongre Divan Başkanlığı yapan Ali Çelikoğlu sözünü yerine getirmedi.

ETO Başkanı Metin Güler 2, eski başkanlardan Halil Ünal ile Kaan Ay 1 deplasman masraflarını üstlendi.

Kasım Karakaş da bir deplasman masrafını karşıladı.

İçerdeki maçların güvenlik görevlileri ile birlikte masrafı 50 bin TL.

Bir deplasmanın maliyeti ise 70 bin TL'yi buluyor.

* * *

İkinci devrenin ilk deplasmanı olan Şanlıurfaspor deplasmanının masraflarını Ahmet Karagöz karşılayacakmış.

Erkan Koca, Pazarspor ve ondan sonraki deplasmanlarda karşılamak isteyenlere kapılarının açık olduğunu söyledi.

Son olarak da, 'Zor zamanlardan geçiyoruz. Tesislerde bizimle beraber gece gündüz çalışanlar var ama Başkanımızın dediği gibi tükeniyoruz. Biz de bir yere kadar yapabileceğiz bu işi. Başkanımız ve bizler pes edecek insanlar değiliz' dedi.

* * *

Madem dosya kapatmak için destek olmuyorsunuz bari deplasman ve iç saha masraflarını karşılayın da yönetim kurulunun üzerindeki yükü biraz olsun hafifletin.

* * *

ESKİŞEHİR İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR

Küresel ısınmayla birlikte beklenen yağmur karın yağmaması hem Türkiye hem de Eskişehir için büyük tehlike oluşturuyor.

Sonbaharda beklenen yağmurlar yağmadı.

Kışın ortasındayız.

Geçmiş yıllarda bu mevsimde yerde en az 15-20 santim kar olurdu.

Son yıllarda artık karda yağmıyor.

Yağmur ve kar yağmaması hem barajlardaki su oranları da giderek düşüyor.

Sonbahar ve ilkbaharda yağmur, kışın da beklenen karın yağmaması su sıkıntısı yaşayacağımızın göstergesi.

'vahşi tüketimin önüne geçmeliyiz'

ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen, susuzluk sorunun sadece Türkiye de veya Eskişehir de yaşanmadığını vurgulayarak, temiz su kaynağına ulaşmak, içilebilir su kaynağına ulaşmanın artık zorlaşmaya başladığına dikkat çekmiş.

Özen, Eskişehir Ekspres Yazıişleri Müdürü Nevin Bulut Atak'a yaptığı açıklamada,

doğadan elde edilen su kaynaklarının nüfus artış oranına göre artmadığını bu nedenle nüfus artışlarına yetişemediğini söylemiş.

'O yüzden de elimizdeki mevcut kaynakları en doğru şekilde kullanmamız gerekiyor' diyen Özen, 'Doğada sonsuz bir su kaynağı yok. Doğa, sonuçta yenilenebilir bir yapıya sahip olsa dahi, bu belirli bir sürece bağlı gerçekleşiyor. Doğanın üretim kapasitesinden daha fazla tükettiğiniz zaman doğa size yetişemiyor, kendini yaşatacak kadar bile üretemiyor. Sınırlı tüketime önem vermeniz gerekiyor. Yani doğanın size verdiği kadarını hatta daha azını tüketmeye gayret etmeniz gerekiyor ki, doğa kendisini yenileyebilsin. Temiz olmayan ya da içilebilir tatta olmayan tüm suları teknolojiyi kullanarak arıtma sistemlerinde dev yatırımlar yapılması gerekiyor. Maalesef bir vahşi tüketim söz konusu. Bu vahşi tüketimin önüne geçilmesi gerekiyor. Siz bu kaynakları insani tüketim amaçlı değil de farklı amaçla kullanamaya kalktığınız zaman kaynaklarınız size yetmiyor, susuzluk başlıyor, kıtlık başlıyor' demiş ve içme ve kullanmada kullanılan Porsuk Çay'ından alınan suyunda giderek azaldığına dikkat çekerek suyu tasarruflu kullanmaya çağırmış.

ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen çok ama çok haklı.

Özellikle su tasarrufuna dikkat çekilmesine, vahşi sulama yerine damlama sulamaya geçilmesi için çitçilere, üreticilere çağrılar yapılmasına rağmen hala vahşi sulama yapanlar var.

Eğer bu önlemez Porsuk Barajındaki su miktarı çok ciddi şekilde azalırsa Eskişehirliler gelecekte çok ciddi su sıkıntıyla karşı karşıya kalabilirler.

Tarımsal sulamada da yasal düzenlemeler acilen yapılmalı ve bölgesel ürün politikası oluşturulmalı ve tarımdaki su kayıplarının önlenmesi gerekir.

Acilen tarımsal sulama amaçlı kullanılan ve çok büyük kayıplara sebep olan kanallar, arklar vb. yapıların hızlı bir şekilde günümüz koşullarında yenilenmeli ve kapalı sistemlerin oluşturulmalı.

Çifteler'i etkileyecek hiçbir şey yok

ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen, Çifteler Sakarıbaşından getirilecek suya başta Çifteler Belediye Başkanı Kadir Bıyık olmak karşı çıkanlara şöyle seslenmiş:

'Ben onu anlayamıyorum. Bir kere bizim su alma noktamız Çifteler'in dışından olacak. Projeyi zannedersem çok fazla incelememiş bunu söyleyenler. Biz Çifteler'in çıkışından alacağız bu suyu. Su alma noktamız Çifteler'in dışı, burada Çifteler'i etkileyecek hiçbir şey yok. Çifteler'in kullanmadığı suyu alacağız. Bunun maliyetini de ESKİ Genel Müdürlüğü karşılayacak. Bu konudaki çalışmalar başlamış durumda. Umarım kısa sürede sonuçlanır bir an evvel etüt sonuçları ortaya çıkar bundan sonra zaten yapım işi kalıyor. Ondan sonra Eskişehir alternatif su kaynağına ulaşmış olur. Herkes şunu da göz ardı ediyor, Porsuk'dan aldığınız suyu arıtmak bir maliyet. Bizim yılda kimyasal maliyetimiz ile Çifteler'den gelecek suya harcayacağımız kimyasal maliyetler arasında çok büyük farklar var, maliyet azalacak.'

* * *

ESKİ Genel Müdürü Özen, bu açıklama ile başta Çifteler Belediye Başkanı olmak üzere Çifteler ilçesinde ikamet edenlerin endişelerini de giderdiğini düşüyorum.

* * *

KÜTÜPHANEDE ULUSAL GAZETELER NEDEN YOK?

Dün bir okurum telefon etti.

Açıldığı günden beri yeni İl Halk Kütüphanesi'ne giderek Eskişehir'de yayınlanan yerel gazeteleri okuduğunu söyledi.

Bu hizmetinden dolayı da teşekkür etti.

Bir konuya dikkat çekti.

O da merkezleri İstanbul'da olan gazetelerin olmadığı.

'Eskişehir'imizde yayınlanan gazeteleri okuyoruz. Ama merkezleri İstanbul olan ulusal gazeteleri de okumak isteriz. Kütüphaneye gazete okumak için gelenler genelde emekli kesim. Artan kağıt fiyatlarından tüm gazeteler etkilendiği için fiyatlarına zam yaptılar. Bizler emekli insanlarız. Aldığımız maaşlarımız ancak evimizin ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyor. Gazete alacak maddi gücümüz yok. Yüzde 90'nımızın evinde internet ve bilgisayar yok. Beğendiğimiz köşe yazarlarının yazılarını da okumak isteriz. Kütüphane müdürü ile görüştük. Yerel gazeteleri gazeteler ücretsiz gönderiyormuş. Ulusal gazeteleri alacak ödeneklerinin olmadığını söyledi. Ulusal gazeteleri Eskişehir de dağıtan dağıtım merkezleri var. Sayın valimiz onlardan rica etse yerel gazeteler gibi onlarda ulusal gazetelerden 4-5 takım bırakabilirler. Bu mahrumiyetimizi sayın valimizin gidereceğini umut ediyoruz.'

* * *

Elçiye zeval olmaz derler.

Gerisi elbette ki yöneticilere kalıyor.

* * *

Başarı istenmediği yere gelmez

Yenildiğinizi düşünüyorsanız, yenilmişsinizdir.
Cesur olmadığınızı düşünüyorsanız, korkaksınızdır.

Kazanma istiyor fakat kazanamayacağınızı düşünüyorsanız, kesinlikle kazanamazsınız demektir.
Kaybedeceğinizi düşünüyorsanız, çoktan kaybetmişsinizdir.
Dışarıdaki dünyaya çıktığınızda anlayacaksınız ki başarı, ancak onu istediğiniz takdirde gelecektir.
Her şey insanın kafasında biter.
Alt edildiğinizi düşünüyorsanız, alt edilmişsinizdir.
Yükselmek için yüksek düşünmelisiniz.
Bir ödülü kazanmadan önce kendinizden emin olmalısınız.
Yaşam savaşını kazanan her zaman, en güçlü ya da en hızlı olan değildir.
Er ya da geç kazanan kişi, kazanacağını önceden düşünebilen kişidir.
(Arnold Palmer Profesyonel Golfcü)

* * *