Çarşamba günü öğleden sonra evden çıkarken eşim elime ihtiyaç listesini tutuşturdu.
Köprübaşı civarındaki üç marketi dolaşarak raflardakiihtiyaç listesindeki etiket fiyatlarını karşılaştırdım.
Çünkü son iki aydır marketlerin raflarındakietiketler 2-3 gün de bir değişiyor. 2 gün aldığınız ihtiyacınızı 2-3 gün sonra almak için gittiğinizde etiketlerdeki rakamlar değişmiş.
Marketlerdeki fiyat artışlarına artık tüketici yetişemez oldu. Etiket fiyatları adeta 100 kilometre hızla ilerlerken 50 kilometre hızla koşuyor. Arada 50 kilometre fazla sürat var. Vatandaşın buna yetişmesi mümkün değil.
'75 YAŞINDAYIM BÖYLESİNİ İLK KEZ GÖRÜYORUM'
Köprübaşı civarımdaki marketleri dolaştıktan sonra Yediler'deki fiyatları diğer marketlere göre biraz daha düşük olan yerel bir markete girdim.
Önce marketi gezerek raflardaki etiketlerden elimdeki listedeki alacaklarımın fiyatlarını karşılaştırdım.
Süt ve süt ürünleri rafının önünden geçerken yaşlı bir vatandaş bana seslendi.
'Sizi tanıyorum. Gazetecisiniz. Bende Eskişehir de uzun yıllar bürokratlık yaptım. Sizinle çok karşılaştık. Basınla çok haşir neşir bir kurum olmadığımız için belki beni tanımamış olabilirsiniz. Yaşım 75. 15 yıl önce emekli oldum. Son 6 aydır rahatsızlığım nedeniyle alışverişe çıkamadım. İhtiyaçlarımı aynı apartmanda oturduğumuz oğlum karşılıyordu. Evde otura otura sıkıldım. Bugün ilk kez markete girdim. Raflardaki fiyat etiketlerini görünce inanın çok şaşırdım. Geçmişte de fiyatlar artardı. Bir ürüne 4-5 ayda 5-10 lira zam gelirdi. Ona da katlanırdık. 600 gram kaşar peyniri 80 lira olmuş yuhh. 6 ay önce 35-40 lira idi. Yumuşak peynirin yarım kiloluğu 35 lira. Bunu daha önce 15 TL'ye, 15 yumurta 30 TL olmuş. 15 liraya alıyordum. Emekli bürokratım. Maaşım düz emekli memura göre iyi. İnan ben bu yaşıma kadar fiyatlarının 6 ayda yüzde yüz, hatta kimisinin yüzde yüzü de geçmiş olduğuna ilk kez tanık oluyorum. Bir de bu marketteki ürünlerin fiyatı diğer marketlerden 3-5 lira daha ucuz. Geçmişte ayda bir kilo kıyma bir kiloda et alırdım. Bugün sadece ayda yarım kilo kıyma alabiliyorum' dedi.
Kaşar peyniri almaktan vaz geçti. Yarım kilogramlık peynirin yerine 250 gramlığını aldı. Bir litre zeytinyağı almış. Fiyat etiketini birlikte kontrol edince yarım litrelik olanı tercih etti.
* * *
Fiyat artışları dayanılamayacak seviyelere kadar geldi. En büyük bahane ise dövizdeki ve akaryakıttaki yükseliş olarak gösteriliyor. 30'luk kolideki yumurtanın fiyatı bile 60 liraya çıktı.
Çay ocağında 1 bardak çay 2,5 lira. Ayçiçek yağı altınla yarışıyor. Ekmeğe gelen zammı hiç söylemeye gerek yok. Ülkeyi yönetenler bu fiyatlarla yaşamaya çalışan halkı düşünmeleri gerek.
Sözde birçok üründe KDV indirimi yapıldı. Ancak devamlı değişen etiket fiyatları nedeniyle KDV indirimini bile hissetmedik.
Marketlerdeki müşteri sayısı da giderek düşüyor.
Fırınların önünde askıda ekmek bekleyenlerin sayısı katlandı.
Fırın işletmecisi arkadaşım, 'ben kendim her gün askıya 50 ekmek koyuyorum. Hayırseverler de ortalama 100 ekmek koyuyor. Günde 150 ekmek yetmez oldu' dedi.
Fakir ve dar gelirliler artık taze ekmeği alamadığı için fırınlardan, bir gün sonra bayilerde satılmayıp geri dönen bayat ekmekleri alıyor.
* * *
Ekonomik kriz ve hayat pahalılığı halkın belini büktü. Esnaf sattığı ürünleri alamıyor, yoksul kesim evine ekmek götüremiyor. Vatandaş her gün yenisi eklenen zamlardan iyice bunaldı.
Çalışanların ve emeklilerin kulağı Temmuz ayında açıklanacak zamda.
* * *

TBMM ZİYARETİ NOTLARIM
Geçtiğimiz cumartesi günü Avrupa Platformu Başkanı Sebahattin Tetik telefon ederek 'TBMM'ye ziyarete gideceğiz. Bir programın yoksa seni de davet ediyorum' dedi.
Masamdaki haftalık takvime baktım.
Almış olduğum bir not yoktu.
'Gelirim' dedim.
Salı günü sabah erkenden Ankara yolunu tuttuk.
TBMM'nin Dikmen giriş kapısında midibüsten indik.
Kimlik alma ve üst arama kapısından girdik.
Elimde küçük el çantam vardı.
Arama-tarama tünelinden geçti.
Görevli polis memuru, 'çantanızı açar mısınız, içini kontrol edeceğim?' dedi.
Çantamın gözlerini tek açtım.
Polis memuru 'çantanızın içindekileri boşaltın' dedi.
Bozuk paralar, kalemler, yedek şarj cihazı, not defterim, şarj kablosunu çıkardım.
'Çantanızın önündeki küçük fermuarlı bölümdekileri de boşaltın' dedi.
Plastik küçük bir kolonya şişesi ile el küçük el feneri vardı.
'El fenerini emanete alıyoruz. Çıkarken emanetten alırsınız' dedi.
Şaşırdım.
İki ince kalem pil boyundaki el feneri herhalde kesici-delici veya insana zarar verecek sınıfa giriyor!
Aslında yedek şarj bataryası daha ağır ve el fenerinden daha çok zarar verebilecekken iki ince kalem pil boyundaki el fenerini emanete almaları garibime gitti.
Dikmendeki ziyaretçi giriş kapısındaki birinci güvenlikten geçip ikinci güvenlik kapısından çıktığımızda bizi CHP Eskişehir Milletvekillerinin Danışmanları Deniz ile Uğurcan karşıladı.
CHP Milletvekili Jale Nur Süllü, Danışmanı Uğurcan'a 'Meclis Misafir Yemekhanesinde yemek yesinler sonra gurup toplantı salonuna gelsinler' demiş.
Yemeğimizi yedikten sonra CHP Gurup toplantı salonuna geçtik.
Salon tıklım tıklım dolu…
Ayakta beklemek zorunda kaldık.
Ben boş bir koltuk buldum oturdum.
Bir süre sonra CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in danışmanı Deniz, beni görünce, 'Abi Utku Bey İstanbul'da bir toplantıda. Yeri boş. İsterseniz seni Utku Beyin oturduğu sıraya oturtayım' dedi.
Utku Çakırözer'in yerine oturarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını dinledim.
Gurup toplantısından sonra Avrupa Platformu Başkanı Sebahattin Tetik ve platform üyeleriyle birlikte Kemal Kılıçdaroğlu'nu TBMM'deki makam odasında ziyaret ettik.
Sıcak bir karşılama idi.
Birlikte fotoğraf çektirdikten sonra, ziyaret için bekleyenlerin sayısı çok olduğundan ayaküstü sohbet ettik ve odasından çıktık.
Çıkışta CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Faik Öztrak'ı gördüm. Yanımda CHP'li bir arkadaş kendisine seslendi. Tanışıyorlarmış. Birlikte yanına gittik. Beni tanıştırdı.
* * *
TBMM'ye gelmişken Eskişehir Milletvekillerini de ziyaret etmek istedim. AK Parti Kulisine indim. Genel Kurul toplantısı vardı. Milletvekilleri ara sıra salondan çıkıp gelen misafirleriyle ilgileniyorlar.
AK Parti Milletvekili Nabi Avcı ile karşılaştık.
'Hayrola Sadi Bey. Bu ne tesadüf!' dedi.
'Sayın Bakanım habersiz geldim. Kuliste karşılaşabileceğimi umuyordum. Öyle de oldu' dedim.
Odasında bekleyen misafirleri varmış.
Ayaküstü sohbet ettikten sonra ayrılacakken AK Partili eski bakanlar ve eski gurup başkan vekilleri, genel başkan yardımcıları kuliste Nabi Avcı'yı görünce hemen yanına geldiler.
Hocam ve sayın bakanım diye hitap ettiler.
Nabi Hoca'nın AK Parti içerisinde ağırlığı olduğuna bizzat şahit oldum.
Partinin üst düzey yöneticileri kendisine büyük saygı gösteriyorlar.
Nabi Avcı'dan ayrıldıktan sonra AK Parti Hükümetleri döneminde uzun yıllar Orman ve Su İşleri Bakanlığı yapan Veysel Eroğlu'nu gördüm. Yanına giderek kendimi tanıttım. Yakınlık gösterdi. 4-5 dakika sohbet ettik.
Harun Karacan'a telefon etmek için telefonu elime aldığımda genel kurul toplantı salonundan çıktığını gördüm.
Misafiri gelmiş.
Onunla görüşecekmiş.
'Abi sen şurada otur, çayını kahveni iç. Misafirimle görüştükten sonra yanına geleceğim' dedi.
5 dakika geçti geçmedi geldi.
Samimi bir görüşme yaptık.
Ne siyaset ne de gelecek için konuştuk.
Meclisin çalışması, bekleyen kanun tasarıları hakkında bilgi verdi.
KABUKÇUOĞLU VE DURMUŞ
YILMAZ'LA DA GÖRÜŞTÜM
AK Parti kulisinden çıkıp İYİ Parti ve MHP kulisine gittim.
İYİ Parti Milletvekili Aslan Kabukçuoğlu, bir kanun tasarısı hakkında konuşma yapacakmış. Konuşma metnini almak için odasına gitmiş. Genel Kurul toplantı salonuna girerken gördüm.
O arada eski Merkez Bankası Başkanı İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz genel kurul toplantı salonundan çıkarken Kabukçuoğlu ile karşılaştılar. Onlar konuşurken yanlarına gittim. Aslan Kabukçuoğlu'da beni görünce şaşırdı.
O da 'hayrola, geleceğinden neden haber etmedin?' dedi.
Durmuş Yılmaz ile tanıştırdı.
Sohbet ederken İYİ Parti İstanbul Milletvekili 55. Hükûmette Devlet Bakanı ve Hükûmet Sözcüsü olarak görev alan Ahat Andican da genel kurul toplantı salonundan çıktı. Aslan Kabukçuoğlu ve Durmuş Yılmaz'ı görünce yanlarına geldi.
Kabukçuoğlu, Ahat Andican ile tanıştırdı.
Son olarak MHP Eskişehir Milletvekili Nurullah Sazak'a telefon ettim.
Genel Kurul toplantı salonundaymış.
Kuliste olduğumu söyleyince salondan çıktı.
Sazak'la da 5 dakika sohbet ettik.
Bu arada Eskişehir'i ve Türkiye gündemini de değerlendirdik.
4 saatlik TBMM ziyaretimde başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere eski bakanlar ve 8 milletvekili ile görüşme fırsatım oldu.
Utku Çakırözer, meclise geldiğimden haberdar olmuş. Telefon etti.
'Abi İstanbul'da bir toplantıdayım. Önümüzdeki günlerde müsait olduğunuzda haberleşelim. Seni Jale Hanımla misafir etmek isteriz' dedi.
Jale Nur Süllü ile CHP gurup toplantısında görüştük.
Çıkışta vedalaşamamıştık.
Telefon etti.
'Salı günleri gurup toplantısı olduğu için çok kalabalık oluyor. Salı günü dışında sizi tekrar bekliyorum. Özel misafirim olun' dedi.
TBMM yaz tatiline girmeden TBMM ziyareti yapacağım.
Kısa bir TBMM ziyaretinin özeti.
* * *