Küçükken,
'Nerde o eski bayramlar...' diye hayıflanırdı büyüklerimiz...
Şimdi biz hayıflanıyoruz...
Bayram yaklaşırken, ipil ipil titrerdi içimiz...
İlla ki yeni bir şeyler alınacak ya...
Ayakkabı, belki pantolon, gömlek, bir kaç yaş büyüdükten sonra ceket ya da mont...
Ama illa ki yeni bir şeyler alınırdı...
Ben hiç yapmadım ama, yeni ayakkabılarını uyuduğu yastığın altında saklayanlar bile vardı...
Bayram öncesinde büyükler ne yapardı bir de?
Para bozdururlardı...
Çocuklara verecekleri bayram harçlıklarını ayarlarlardı...
Sabah erken saatlerde uyanır, büyüklerin camiden gelmelerini dört gözle beklerdik...
Kapıdan girer girmez, ellerine yapışır öper, başımıza götürürdük...
Sonra da,
O öptüğümüz elin pantolon cebine girip, çıkaracağı parayı beklerdik...
Birkaç saat sonra,
Ablalar, abiler, enişteler gelirdi...
Sonrasında amcalar, dayılar, halalar, teyzeler...
Hiç kimse boş geçmezdi...
Ama az, ama çok...
İlla ki verilirdi bayram harçlığı...
Akşam üzerine doğru,
Kuzenlerle bir kenara çekilir, topladığımız paraları sayardık...
'Ben de 25 lira olmuş oğlum, sende?'
'Bende 20 lira...'
'Öfff nasıl geçmişim seni...'
İkinci günün sabahından itibaren o harçlıklar harcanmaya başlanırdı...
Mantar tabancaları alınır, kader-kısmet oynanırdı...
Panayır yerlerine gidilir, parayla bisiklete, motora binerdik...
Sonra yavaş yavaş büyüdük, kimseler harçlık vermez oldu...
En çok gücüme giden de oydu...
*****************
O zamanlar büyüklerimizin özlemle andığı bayramlar nasıldı bilinmez ama bizim zamanımızdakiler de güzeldi...
Bugünkü çocuklarda,
O bayram coşkusunu ne kadar hissediyorlar bilmem...
Zira,
Artık yeni bir ayakkabı için bayramın gelmesi beklenmiyor...
İmkanlar o günlere göre, oldukça iyi...
Çocuk ne zaman istese, o istek yerine getiriliyor ya da imkanlar zorlanıyor...
Anne-baba dışında kimselerin harçlık verdiğini sanmıyorum...
*****************
Üç gün sonra bayram...
Hiç kimsede bayramın o tatlı heyecanı yok...
Herkes kara kara düşünüyor...
Üniversite öğrencisi memleketine gidecek, gidemiyor...
Geliş-gidiş otobüs bileti 1000 TL'yi geçen yerler var...
Düşünsenize,
Van'dan, Erzurum'dan İstanbul'a okumaya gelmiş öğrenci...
Bayramı memleketinde, ailesinin yanında geçirmek en doğal hakkı...
İstanbul-Van...
Bir kişilik bilet kim bilir kaç lira...
Gel de, bayramın geliyor olmasından mutlu ol...
Geçim derdi her tarafımızı sarıp, sarmalamış...
Çarşı pazar etiketler el yakıyor...
Gel de heyecanla bayram bekle...
Gazeteler, televizyon kanalları, kan ve ölüm haberleriyle, görüntüleriyle dolu...
Her gün kadın cinayeti, sokak hayvanları katliamı haberleri...
Ukrayna'daki barut kokusu buralara kadar geliyor artık...
Gel de merakla bayram bekle...