Bir yanda 'EĞİTİM- SEN' gibi, 'laik, demokratik, bilimsel ve kamusal eğitim' mücadelesinde simgeleşen bir sendika olunca…
Bir yanda 'EYT- SYDD' gibi, son yıllarda hak mücadelesinde toplumumuzun ilgi odağı olan bir dernek olunca…
Benim belleğimde de elli yılı aşan bir demokratik örgütsel mücadele birikimi olunca…
Bugünkü yazımda sizlerle paylaşacağım konular kendiliğinden ortaya çıktı.

EĞİTİM- SEN'İN '25. YILI'
Türkiye demokratik öğretmen örgütlenmesinin 110 yılı aşkın bir tarihsel süreci var.
1908'de kurulan Encümen-i Muallim'den başlayıp, Türkiye Muallimler Birliği, TÖDMF, TÖS, TÖB- DER, EĞİT- DER, EĞİTM- İŞ, EĞİT- SEN süreçlerinden EĞİTİM- SEN'e ulaşan uzun ince bir süreçtir bu…
Demokratik öğretmen örgütlenmesinin kesintilerle ve ara dönemlerle dolu olan bu sürecinde '25 Yıl' önemli bir zaman dilimidir.
Çünkü geçmişte kurulan o anlı şanlı örgütlerden hiçbiri '25 Yıl' yaşayamadı. Gerçi kapanan/kapatılan örgütler yerine kısa sürede yenileri zincirin halkasını tamamladı…
Ama yine de bugün, EĞİTİM – SEN'in 25. Yılını ve onun önceli olan EĞİT- DER'in de 32. Yılını yaşıyor olmaları önemlidir.
*****
Ülkemizde özellikle son 18 yıldan beri, demokrasi mücadelesinin ve demokratik öğretmen örgütlerinin çok katı baskılar ve saptırmalar altında tutulduğu kötü bir dönem yaşıyoruz…
Bu kötü durumun en kötü yansımaları eğitim işkolundaki sendikalarda yaşanıyor.
Bugün, ülkemizdeki gerici/ faşist/ yandaş öğretmen sendikalarının üye sayılarının ön sıralarda yer alması; 'laik, demokratik, bilimsel, kamusal eğitim hedefleri olan sendikaların sürekli kan kaybetmeleri…', kötü yansımaların acı gerçekleridir.
Böylesi bir kötü tablo, demokratik öğretmen örgütlenmesinin hiçbir döneminde yaşanmamıştır.
Bu durum, demokratik öğretmen örgütlenmesinde 'sendikal birlik ve sendikal bağımsızlık sağlanması' görevlerini adeta dayatıyor…
Ve bu konuda EĞİTİM- SEN'e önemli görevler düşüyor…
*****
Geçtiğimiz Cumartesi günü, Eğitim-Sen Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen '25. Yıl Buluşmasında' genç meslektaşlarımla birlikte olmak; benim de anılarımı, bilincimi ve umutlarımı tazeledi…
Bu tazelenmenin etkisiyle 'Demokratik öğretmen örgütlenmesinin Eskişehir boyutunun tarihe kayıt düşülmesi' için bana düşen görevler olduğu konusunda azim ve kararlılığım güçlendi…
Bu duygu ve düşüncelerle EĞİTİM-SEN'in 25: yılını kutluyor, nice yıllar diliyorum.
*****
'EYT' DEN KESİTLER
Kısaca 'EYT' diye adlandırılan 'Emeklilikte Yaşa Takılanlar' sorunu, son 5 yıldan beri toplumsal gündemimizde sıkça yer alıyor.
Epeydir bu konuyu irdelemeyi düşünüp duruyordum. On gün önce yerel medyamızda çıkan 'Eskişehir EYT Derneği Başkanı Kadir ARIKOĞLU ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri Başkan BÜYÜKERŞEN'i ziyaret etti…' haberi beni tetikledi.
Öncelikle, ulaşabildiğim kaynaklardan edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Türkiye'nin Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) kavramıyla tanışmasını sağlayan ve 1999 yılında çıkarılan 4447 sayılı kanun; emekli olma koşullarına yaş, çalışma süresi ve maaş gibi çeşitli sınırlamalar getirdi…
AKP iktidarı döneminde koşullar kademeli olarak daha da ağırlaştırıldı.
Yapılan yasal düzenlemelerin 'geriye doğru işletilmesi', yaklaşık 200 bin çalışanın 'kazanılmış haklarını açıkça gasp ediyor…'
Özellikle son 18 yılda, 'yargının bağımsız ve tarafsız olma özelliklerinin tamamen yitirildiği ülkemizde…', ne yazık ki verilen hukuksal mücadeleler bir sonuç getirmiyor.
RTE/AKP iktidarı ise bu sorunu yok sayıyor.
Çünkü CB/RTE'nin bu konudaki son söyledikleri bir ibret levhası gibi toplumun karşısında duruyor:
  • 'Tutturmuşlar erken emeklilik... İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı... Arkadaşlarıma söylüyorum; beni bu yola asla teşvik etmeyin. Seçim kaybetsek de yokum…'
Bu durumda iş, EYT'lilerin ve tüm emekçilerin demokratik mücadelesine kalıyor…
*****
Bu yoldaki demokratik mücadele, önce duyarlı EYT'lilerin sorunu kamuoyuna taşıma gayretleriyle başladı.
Sonra doğal olarak, 'çözümün örgütlü demokratik mücadelede olduğu…' sonucuna ulaşıldı.
İşte 'Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYT- SYDD)' bu amaçla kurulan bir dernek.
2015 yılında İstanbul'da kurulan EYT-SYDD, vizyonunu şöyle özetliyor:
  • 'Emeklilikte yaş engeline takılan tüm çalışanların gelecekte rahat ve huzurlu bir hayat sürebilmeleri için tüm gücümüzle, kırmadan, dökmeden, incitmeden, siyaset üstü, ilkeli ve akılcı bir yönetimle hak arayışımızı çeşitli etkinliklerle duyurmak…'
  • 'Kısaca EYT olarak anılan grubun gasp edilen emeklilik haklarını geri almaktır..'.

EYT- SYDD'nin şu anda başta büyük iller olmak üzere '20 şubesi' ve '60 civarında temsilciliği' var.
15 Eylül 2019 tarihinde kurulan Eskişehir Şubesi aktif bir biçimde çalışmalarını sürdürüyor.
EYT-SYDD Genel Başkanı Gönül BORAN ÖZÜPAK, adeta 'ülkemizde demokrasi mücadelesi içinde kadınların yerinin çok önemli olduğunu simgeliyor…'
EYT'liler son iki yılda çeşitli illerde onlarca toplantı düzenlediler.
Özellikle '17 Mart 2019 İstanbul Maltepe Mitingi' ve '8 Eylül 2019 Ankara Tandoğan Mitingi'; yüzbinlere ulaşan katılımı, kalitesi ve coşkusuyla toplumsal belleğimizde derin izler bıraktı…
EYT-SYDD'nin demokratik eylemleri için belirlediği 'tüm gücümüzle, kırmadan, dökmeden, incitmeden, siyaset üstü, ilkeli ve akılcı bir yönetimle…' ilkeleri bence tüm demokratik kitle örgütlerine örnek olmalıdır.
Demokratik örgütsel mücadele açısından EYT-SYDD örneğinde yaşanan 'üyelerin somut sorunlarını temel almak…' ve 'örgütün siyasal bağımsızlığını titizlikle korumak…' ilkeleri ise yaşamsal önem taşımaktadır.
Bu haklı mücadelelerinde tüm EYT'lilere başarılar diliyorum.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…