Toplumsal yaşamımıza yurt ve dünya perspektifinden bakmak elbette önemli ama yaşamın pratiğinde toplumsal yaşamımızın öncelikleri kentsel yaşamda odaklanıyor. Bu nedenle kentsel yaşamı yakından izlemek, katılmak ve sorunların çözümlerinde yerelden ulusala ve evrensele uzanan bir yol izlemek gerekiyor.
Hele yaşadığınız kent 'Türkiye'nin Eskişehir'i var' diye haykıran bir gerçeklikte ve güzellikteyse…
SALGIN VAKALARI ESKİŞEHİR'DE DE ARTIYOR
Covid- 19 ve yeni türemesi Omikron vakaları, dünyada ve ülkemizde olduğu gibi kentimizde de hızla artıyor. Eskişehir'deki hızlı artışta, test sayısının yüksekliğinin ve sosyal yaşamın yoğunluğunun da etkili olduğu anlaşılıyor.
Ülkemizin başına çöreklenen tek adam iktidarı, salgına karşı bilimsel önlemleri geliştirmek yerine, antidemokratik baskıları ve antietik söylemleri geliştirerek(!) 'salgına körükle gidiyor…'
Bu durumda bilimden ve demokrasiden yana belediyelere ve duyarlı yurttaşlara önemli görevler düşüyor…
Bu bağlamda Eskişehir'de belediyeler tarafından kültürel ve sanatsal etkinliklerin ertelenmesi doğru bir karardır. Duyarlı Eskişehirliler bu tür önlemlere destek olmalı ve geliştirmelidir.
İKTİDARIN 'KARA SEVDASI' YİNE DEPREŞTİ…
Ekonomik getirim için doğayı hoyratça katletmeyi düstur edinen tek adam iktidarı, Eskişehir Alpu'da Kömürlü Termik Santral Yapımı Projesi ve Alpu Ovasında kömür madeni işletmesi sevdasından bir türlü vazgeçmiyor. Önceki girişimlerinde belediyelerimizin öncülüğünde sürdürülen demokratik mücadeleye ve yargı engellerine takılan iktidar, şimdi yargının arkasından dolanarak kara sevdası için yeni kara oyunlar peşinde…
Ancak Eskişehir'in duyarlı kenttaşları, önceki yıllarda olduğu şimdi de bu kara oyunlara da izin vermeyecektir…
HÜSEYİN ERBAY'IN '50 SANAT YILI' KİTABI ÇIKTI
Eskişehir'de Türk Sanat Müziği denince ilk akla gelen isimlerden biri olan 'Hoca, Şef, Bestekar Hüseyin Erbay' ın, 50. Sanat Yılı dolayısıyla Odunpazarı Belediyesi tarafından yayımlanan 'Gönül Nağmelerim' isimli kitabı okurlarıyla buluştu.
Hüseyin Erbay'ın yaşam öyküsü yanında, tüm bestelerinin notalarının ve sözlerinin yer aldığı bu kitap, Eskişehir'in kent belleği için önemli bir kazanım olmuştur.
Hüseyin Erbay üstadı kutluyor, nice sağlıklı yıllar diliyorum.
AHMET ATUK ANILARIMIZDA YAŞAYACAK
Eskişehir'in araştırmacı kültür insanı Ahmet Atuk, 5 Ocak 2022 Çarşamba günü yaşamını yitirdi.
Kendisini yakından tanımaktan mutlu olduğum Sayın Atuk'un anısına saygıyla, 2016 yılında yayımlanan 'Kesit- Eskişehir Yazıları' isimli kitabımda 'Eskişehir Sevdasını Belgeleyen Adam: Ahmet Atuk' başlığı altında yer alan bölümden seçtiğim birkaç cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum:
- 'Sözde Değil, Özde Eskişehirli: Sevgili Atuk'un kendisini tanımlarken severek kullandığı bir cümlesi var: 'Ben sözde değil, özde Eskişehirliyim…'
- Bir Eskişehir Sevdalısı: Yaptığı önemli arşiv çalışmalarının amacını da şöyle anlatıyor: 'Eskişehir'in tarihini ve sosyal gelişimini gözler önüne sererek, geçmişten günümüze gelen bu sosyokültürel mirası gelecek kuşaklara aktarmak…'
- Kitaplaşan Eskişehir Sevdası: Ahmet Atuk'un ilk kitabı, 2002 yılında '101 Eskişehir' adıyla Odunpazarı Belediyesi tarafından yayımlandı.
- Sevgili Atuk bu kitap için şöyle diyor: Amacım, bizden sonra gelen Eskişehir sevdalısı gençlere örnek olmak ve onları teşvik etmektir…'
BAHAR BİLEN GÜVEN TAZELEDİ
Eskişehir Lokantacılar Odası'nın olağan genel kurul toplantısı 8 Ocak 2022 Cumartesi günü yapıldı. Yoğun katılımın olduğu toplantıda tek liste ile yapılan seçimler sonunda Bahar Bilen başkanlığında oda organlarında görev alan isimler şunlar:
Yönetim Kurulu: Bahar Bilen, Emin Sarper, Mesut Akkoca, Murat Gürsengil, Sedat Ortatuna, Halil Birsen, Yasin Ata.
Denetim kurulu: Ersin Duru, Hasan Ali Aybar, Aydın Kar.
Kentimizin esnaf odaları içinde özgün bir yeri olan Lokantacılar ve Kasaplar Odasında, Bahar Bilen ve arkadaşlarını kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.
'10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ' ÜZERİNE…
Ülkemizde '10 Ocak' tarihi, 212 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 10 Ocak 1961 yılından bu yana 'Çalışan Gazeteciler Günü' olarak kutlanıyor.
Bu yasal düzenlemeyle Türkiye demokrasi tarihinde ilk kez 'basın emekçilerinin ekonomik ve demokratik hakları' güvence altına alınmıştır.
Düzenlemede kullanılan 'Çalışan Gazeteci' ibaresi, basın emekçileriyle 'Patron Gazeteciler' arasındaki farkı belirtmek anlamındadır. Bu bağlamda, 'çalışan' sözcüğüne 'çalışan- çalışmayan, muhabir- köşe yazarı, alaylı- mektepli…' gibi 'ayrımcı/ ayrılıkçı' anlamlar yüklenmesi çok yanlıştır.
10 Ocak'tan günümüze ve geleceğe çıkarılacak sonuçlar şöyle özetlenebilir:
- Ülkemizdeki tüm meslek ya da işkolu örgütlerinde olduğu gibi, basın alanındaki örgütlerde de 'örgütsel birlik' ve 'örgütsel bağımsızlık' sorunları yaşanmaktadır.
- Türkiye genelinde ve çeşitli illerde 'cemiyet/ dernek' adı altında kurulan çok sayıda gazeteci/ basın örgütü vardır.
- Ülkemizde basın işkolundaki emekçilerin 'sendikal örgütlülük' düzeyi çok düşüktür.
- Özellikle son 20 yıldır iktidarın yaptığı 'basın özgürlüğünü yok eden düzenlemeler' ve bu doğrultuda oluşturulan 'yandaş basın/ yandaş gazeteci' sapkınlıkları ise bu ülkenin yüz karasıdır…
Sözlerimi bitirirken bu ülkede Ocak ayında şehit edilen gazeteciler Uğur Mumcu (1993), Metin Göktepe (1996), Hrant Dink (2007) anılarına saygılar sunuyorum.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…
