Hayatım boyunca,

İnsanların verdikleri kararlarında, çok genel bir doğruluk içermese de, kendilerince haklı gerekçeleri olabileceğini düşündüm…

Kişisel kararlarda, siyasi kararlarda da…

Kaldı ki,

Kişinin birey olarak 'hata' yapma kapasitesi çok daha yüksektir…

Hele ki,

Tek başına karar veriyorsa…

Siyasi kararlar için de, buna benzer düşündüm hep…

Muhalif olsam da olmasam da,
Kabul etsem de etmesem de…

'Hep haklı bir gerekçenin olabileceğini hesaba katarak' düşünmeye ve değerlendirmeye çalıştım…

***

Ancak,

İçişleri Bakanlığı'nın yoksul ve muhtaç insanlara yemek yardımı yapmak için kullandıkları 'Aşevi Bağış Hesaplarının bloke edilmesi' şaşkına çevirdi beni…

Samimi olarak söylemeliyim ki,

Cumhurbaşkanı tarafından başlatılan yardım kampanyası ile belediyelerin her birinin ayrı ayrı düzenledikleri kampanyaların çok da doğru olmadığını düşünmüştüm.

Yardımların tek merkezde toplanmasının 'toplam fayda' açısından daha güçlü ve dinamik bir uygulama olduğunu da…

Ancak Aşevleri için getirilen kısıtlamayı görünce,

Ülkeyi bir arada tutması birincil hedefi olan siyasetin, bunu nasıl paramparça yapabileceğini bir kere daha anladım…

Önce Antalya Muratpaşa Belediyesi,

Ardından Eskişehir Odunpazarı Belediyesi,

Dün akşam saatlerinde de Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Aşevi hesapları bloke edildi…

İçişleri Bakanlığı genelgesi gereği…

Oysa Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Aşevi uygulamasını 25 yıldır kesintisiz uyguluyordu…

Bunca yıldır yapılan hiçbir Sayıştay, Maliye denetim ve kontrolünde tek bir hata tespit edilmemişti…

Hem uygulamanın temeline, hem de biçimine yönelik…

Ama ne olduysa oldu,

25 yıllık uygulama bir gecede bloke edildi…

***

Siyasi otoritenin söz konusu kararla ilgili gerekçesini az çok tahmin edebiliriz…

'Aşevleri için yapılan yardımlar, ülke genelindeki yardım kampanyasını sekteye uğratabilir…'

Peki o zaman, merkezi iktidar topladığı bu yardım kampanyası bağışlarından bir kısmını, Aşevi hizmetini sürdürmeleri için belediyelere aktarsın…

Bunu yapacak mı?

Ya da, aynı yoksul ve muhtaç ailelerin kapılarına günde 3 öğün 3-4 kap yemek dağıtacak mı?

Bunu yapmaya devam edecekse ne ala…

Kaldı ki,

Belediyelere Aşevleri için yapılan bağışlar 'şartlı bağış…'

Yani yalnızca ve yalnızca yoksul ve muhtaç ailelere yemek yardımı için kullanılabilir…

Başka bir amaçla asla ve asla kullanılamazlar…

***

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi de,

Odunpazarı Belediyesi de,

Muhtaç ailelere yemek yardımı yapmayı aynen sürdüreceklerini açıkladılar…

Ancak onlar da araya küçük bir ifade koymadan edemiyorlar…

'Belediyemiz imkanları dahilinde…'

Bağışlar kesilince,

Yapılan yemek yardımı 3-4 kaptan 2'ye düşecek belki…

Porsiyonlar azalacak, çeşit azalacak…

Dengeli ve her insan için gerekli kalori ihtiyacı bir süre göz ardı edilecek…

Belki de belediyeler,

Farklı alanlardaki hizmet ve bütçelerinden kısıp, Aşevleri için yeni kaynaklar ayırmak zorunda kalacaklar…

O da yasalara uygun olursa…

3-5 ay sonra, işler yoluna girince, harcama sorumluları için zimmet çıkarılmayacağını kim bilebilir?

Ya da en güzeli ne olacak biliyor musunuz?

Siyasi otorite, verdiği bu yanlış karardan dönecek…

***

Böyle bir karar,

Bırakın yaratacağı maddi sonuçları,

Manevi sonuçları açısından bile büyük zarar verecek…

İnsanların içi burkulacak, güvenleri sarsılacak, ayrımcılık bir kez daha tavan yapacak…

Peki biz hep birlikte hareket edebilmeyi,

Böyle bir zamanda bile başaramazsak ne zaman başaracağız?

Hükümet sözcüsü çıkıp açıklama yapıyor;

'Ülke çapında düzenlediğimiz yardım kampanyasına son derece düşmanca hislerle yaklaşanlar var…'

Kim onlar?

Belediyeler mi?

Özellikle de CHP'li belediyeler mi?

Yoksul ve muhtaç ailelerin kapılarına günde 3 öğün yemek götürmek ne zamandır, 'düşmanca bir hisle işlenen bir suç' haline geldi?

***

Bu karar,

İstisnasız tüm yurttaşları üzmüştür…

Rencide etmiştir…

Taraflı tarafsız,

Siyasi düşüncesi ne olursa olsun, oyunun rengi ne olursa olsun…

Her bir vicdanı rahatsız etmiştir…

Etmelidir de…

Çünkü bu karar,

Hiçbir insani değer içine konulamayacak, gelecekte hesabını kimsenin veremeyeceği bir karardır…

Bu kararın geri çekileceğine ilişkin umudumu sürdürüyorum…

Ama umut tek başına karın doyurmuyor…

Hep birlikte sormamız gerekmiyor mu?

'Şimdi değilse ne zaman?'