Telefon çalmış. Kadın telefonu açmış, yarım saat konuşmuş. Telefonu kapatınca kocası sormuş:

'Hayrola hanım? Sen telefonda iki saatten az konuşmazdın, bugün anlatacakların nasıl yarım saatte bitti?'

Karısı cevaplamış:

'Yanlış numaraydı!'

***

23-24 Mayıs günlerinde İstanbul'da, 173 ülke temsilcisinin katıldığı, Sayın Cumhurbaşkanımın başat konuşmacı olduğu 'Dünya İnsani Yardım Zirvesi' vardı.

Zirveye verilen aralardan birinde, Alman Şansölyesi Merkel ile Cumhurbaşkanı yüz yüze 10 dakika görüşmüş.

Üstelik tercümansız!

Cumhurbaşkanı Almanca bilmiyor, Merkel de Türkçe…

Cumhurbaşkanı Türkçe konuşuyor, Merkel de Almanca…

Merkel basına açıklama yapmış:

'Türkiye'de güçlü bir parlamentoya, bağımsız bir yargı sistemi ve bağımsız bir medyaya ihtiyaç olduğunu düşündüğümü Erdoğan'a açıkça dile getirdim.'

Yanlış numaraya 10 dakika konuşmak gibi!

***

Bu ülkenin okuyanı, yazanı, düşüneni senin bu söylediklerini yıllardır söylüyor, Merkel Hanım!

'Kaldır parmak-indir parmak kukla tiyatrosu'na dönen parlamentoyu, ülkenin çıkarları ve geleceğine kafa patlatıp yasa yapmak yerine, gelecek emirlere göre hareket etmeyi bekleyen halkın temsilcilerini (!) görüyor.

'Demokrasinin yasama ayağının doğru oluşturulduğu, temsiliyette adaletin sağlandığı, güçlü bir parlamento istiyorlar.'

'Yok askerci, yok paralelci, yok sosyal demokrat, yok dinci' sınıflamalarıyla hırpalanan, uğradıkları mesleki kişilik kaymasıyla hukuk adamlıklarını unutan, Adalet Bakanlığı memuru gibi hareket eden yargı mensuplarını görüyor.

'Evrensel hukuk kurallarına uygun davranan, bağımsız yargı sistemi istiyorlar.'

Havuz operasyonlarıyla ele geçirilen, propaganda ve algı merkezlerine dönüşen, gerçek basın-yayın mensuplarının kovulduğu medyayı görüyor.

'Bağımsız, tarafsız, sadece doğruları söyleyen medya olsun istiyorlar.'

***

Ah sarışın Alman kızı!

Oldu mu şimdi?

Sen ki, Almanya'nın doğusunda yetişip dişinle tırnağınla verdiğin mücadele sonucunda, eski batının egemen olduğu bir ülkede şansölye olmuşsun.

Siyasette çok yol almışsın ama bizi öğrenememişsin!

Bir de kalkmış;

'Vize muafiyeti 1 Temmuz'a yetişmeyebilir, tüm koşullar yerine gelmeli.' demişsin.

Sayın Cumhurbaşkanımı dinle!

'Geri adım atılmayacak ve vize muafiyetinde anlaşılamaması halinde Geri Kabul Anlaşması yürürlüğe sokulmayacaktır.'

Al sana 'one minute!'

***

Sana daha önce denmedi mi?

'Biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git!' diye.

Bir de gazeteleriniz manşet atmış:

'Türkiye'de, Avrupa ile köprüleri atmak için adeta zemin hazırlanıyor.' diye.

Nihai amacın; ülkemizi Avrupa'dan koparmak, Ortadoğu ülkesi haline getirmek olduğunu bizim aydınlarımız uzun zamandır söylüyorlar, yazıyorlar.

Sizinkiler şimdi mi görüyor?

Hele bugün parlamentonuzda oylanacak olan, -bu amaca hizmet edeceğiniz- 'Ermeni Soykırımı Yasası'nı kabul ederseniz..!

Bakın neler olacak!

***

Sen de söylediğini sanıyorsun bunları?

Hem Almanca olarak,

Hem de öyle 'dümdük' yüzüne!