Yunus Emre zenginliği sarmış durumda aslında etrafımızı. Evet pek fazla hissedilmese de üniversitelerinden, medyasına, sivil toplum örgütlerinden eğitim camiasına kadar heryerde genelde popüler anlamda Yunus Emre işlense de derinlik ve çoğu şeyi ayakta tutan felsefe zaman geçse de büyüklüğünü korumakta.Yunus Emre çoğu anlamda bir başlangıç noktası sayılabilir.

Yunus Emre'nin yetiştiği 13. yüzyıl, Anadolu'da meydana gelecek olan yeni bir yazı dilinin gebelik dönemidir. Bu yüzdendir ki Yunus Emre ve çağdaşlarının dili ortak Orta Asya yazı dilinden başka bir şey değildir. Sözünü ettiğimiz yeni yazı dilinin baş göstermesi ile birlikte şairin dilinde birtakım yenilikler de gözlemlenir. Bu dönem aslında bir geçiş evresidir. Yunus
Emre'nin dilinde Eski Türkçe izlerinin görülmesi çok doğaldır. Yunus'un halka yaymak istediği düşünceler Ahmet Yesevi ile aynıdır. Bir başka ifadeyle Anadolu halkına anlatılan düşüncüler Yesevi fikir dünyasından kaynaklanmaktadır. Bu yüzdendir ki Türkistan'da Hoca
Ahmet Yesevi ne ise; Anadolu'da Yunus Emre odur. Şimdi de Yunus'un dil özelliklerini madddelendirerek, şiirlerinde Eski Türkçe izini taşıyan kelimeleri verelim:
1. Yunus Emre'nin dili ortak Orta Asya Türkçesi izleri taşımaktadır. Bunda Yunus'un yaşadığı yüzyılın geçiş evresi olmasının büyük etkisi vardır. Bunda Yunus Emre'nin yaşadığı yüzyılın oluşum evresi olmasının büyük etkisi vardır. şık Paşa, Yunus Emre, Gülşehri, Ahmedî, Şeyhî, Eşrefoğlu Rûmî gibi şairler Anadolu sahasında oluşuma başlayan ve Eski
Oğuz Türkçesinin devamı niteliğinde olan Eski Anadolu Türkçesinin oluşumunda köşe taşı vazifesi görmüşlerdir. Bu konuda Fuat Köprülü, Kemal Yavuz, Zeynep Korkmaz, Ahmet Bican Ercilasun, Mustafa Özkan, Tuncer Gülensoy gibi bilim adamları aynı görüşleri paylaşmaktadırlar.
2. Eski Anadolu Türkçesinin en belirgin özelliklerinden birisi olan yuvarlaklaşma hadisesi Yunus'un şiirlerinde yaygın olarak kullanılmıştır.
3. Yunus, halk dilini canlı, sıcak, neşeli ve samimi biçimde işlemiştir. Eserlerinde halk
kültürü, deyimler, mahallî ifadeler öne çıkmıştır. Bu nedenle şair, yüzlerce yıldır halk tarafından sevilerek okunmuştur ve okunmaktadır. Şurası gerçektir ki Yunus, halka yine halkın kendi dili olan halk diliyle seslenmiştir. Halk dili denilince sanattan ve estetik kaygıdan uzak bir avam dili kullanmadığını ayrıca belirtmek gerekir. Şair, yalın, akıcı, anlaşılır, estetik
bir Türkçe kullanmıştır.
4. Eski Anadolu Türkçe' sinin oluşumunda ve Türkçe'nin bir edebiyat dili olmasında
Yunus'un büyük katkısı olmuştur.
5. Yunus halk dilini mükemmel bir üslupla kullanmış bir dil sanatkarıdır.
6. Yunus'un dili gösterişten, gereksiz ifadelerden uzak, dolambaçsız bir dildir. Anlatılmak istenenler kısa ve öz olarak söylenmiştir. Az sözle çok şey anlatma yolunu tutan şairin bazen bir şiirinden hatta ve hatta bir beytinden sayfalar dolusu yorum yapılabilir. Söyleyiş yalın ama
mana derindir.
7. Yunus'un şiirlerinde kullanılan Arapça ve Farsça kelimelerin büyük çoğunluğu daha önceki dönemlerde dilimize girmiş olan alıntı kelimelerdir. Bu kemleler dilin sadeliğini zedeleyecek ölçüde değildir.
Yunus Emre'nin şiirlerinde geçen ve Eski Türkçe izlerini taşıyan kelimelerden bazıları
anlamlarıyla birlikte şu şekildedir:
Sınuk- kırık
Buŋ- sıkıntı, gam
Assı- fayda, kazanç, kar
Öt- geçmek
Bezek- süs
Usaŋ-İhmalkar
Irıl- Ayrılmak, uzaklaşmak
Tudaş ol- Rast gelmek
Arkurı- ters, aykırı
Şeş- çözmek
Yagı-düşman
Yort- hızlı koşmak
Görklü- iyi, güzel.