Şiir, kendimizin, bazen istemsiz, yolculuğu değil midir? Hangi yolda da rastlarız aldığımıza ya da bulmak için mi çıkmışızdır aslında yola? İçe yolculuğun adı değil midir şiir biraz da ve şair de göçebe rüzgarı değil midir bu düşün? Kelimeleri sırtına sarmak ve dilinde imbiklerden geçirmek; üşümek güneşin sırtında ve gece terk etmeye teşne karanlığa bizi… Volkan Hacıoğlu, adım adım geziyor düşlem elçisinin gölgesinde ve şiir ekiyor her ağacın göğe uzanan dallarına. Yaşamak böylesi bir renkte daha da şiir barındırıyor bağrında ve yaşamak bir ağaçsa eğer bir ormanda; özgürlük, yaprak yaprak büyümektir maviliklere. Kalemi, büyük ozanlara sevgiyle dokunan, şiiri evrensel boyutta değer taşıyan, önemli bir akademik kariyeri de olan sevgili Volkan Hacıoğlu'na Eskişehir'den sevgi ve selamlar. Eskişehir Edebiyat Buluşmaları'nda görmeyi arzuladığımız dostlardan olan Hacıoğlu, şiirin birleştirdiği dostlukla her zaman bizlerle…

Volkan Hacıoğlu

26 Eylül 1977'de İstanbul'da doğdu. Uzman öğretmen Fazilet Arıcan (d. 1952) ile şair Muammer Hacıoğlu'nun (1945-1992) oğludur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İngilizce İktisat Bölümü'nü bitirdi (2000). Aynı bölümde Yüksek Lisans yaptı. 2006'da New York Eyalet Üniversitesi, Sanatlar ve Bilimler Koleji, Ekonomi Bölümü'nde burslu olarak doktora programına başladı. 2010'da 'İktisat doktoru' unvanını aldı. Bir dönem Nazım Hikmet Akademisi'nde Estetik dersleri verdi. Kısa bir süre Türk Hava Kuvvetleri'nde görev yaptı. İ.Ü. İktisat Fakültesi, İngilizce İktisat Bölümü, İktisat Politikası Anabilim Dalı'nda Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. Şiirleri ve çevirileri 1997 yılından bu yana Şiirden, Güzel Yazılar, Kaçak Yayın, Radikal Kitap, Öküz, Öteki-siz, Şiir Ülkesi, Muaf, Berfin Bahar, Şiirsaati, Cumhuriyet Kitap, Akatalpa, Eliz Edebiyat, Patika, Kirpi Şiir, Sanat Cephesi, Yasakmeyve/Karakalem, Sincan İstasyonu, Karşın Edebiyat, Yaba Edebiyat, Kuzey Yıldızı, Mavi Liman, Forum Edebiyat, Akbük, Akköy, Ç.N. Çeviri Edebiyatı, yeniyazı, Kuşak Edebiyat, Mühür, Temrin, Yokuş, Taflan, Dergi@Net, Şiir Akademisi, H@vuz, MaviDünya, MaviMelek Edebiyat, Borges Defteri vb. dergilerde yer aldı. İngilizce şiirleri World Literatura'da yayımlandı. Birçok derginin yazı kurulunda bulundu. Şiirden dergisinin editörü ve yayın kurulu üyesidir. Halen çeşitli dergilerde şiirleri ve çevirileri yayımlanmaktadır. MESAM ve TYS üyesidir.

………..

EĞİTİM VE SANAT: İDİL ÇELİKER

Kentler içindeki değerleri ile zengindir. Bu sadece yöneticiler değil fakat aynı zamanda her alandan özverili ve samimi çalışan isimleriyle kıymetlidir. Ülkemizin sorunlarının en başında eğitim, sağlık, kültür ve sanat, mühendislik, tarım sorunları yok mu? Bu sektörlerin herhangi birinde örnek olan adımlar önemle vurgulanmalı ve hassasiyetle bahsedilmeli. İdil Çeliker ismi sadece eğitimde değil eğitimin içinde var olan değerlerdeki donanımlı duruşuyla da örnek bir isim. Müziğe olan bağlılığı ile önemli projelere imza atan değerli eğitimci ve sanatçı dost, coğrafyamızın ihtiyacı olan seviyede sevindirici bir coşkuyla takdiri hak ediyor. Eskişehir gibi sosyal hayatın en kaliteli işlediği bir kentte her hafta masaya yatırdığımız önemli isimlerin yanına bu hafta kendisine yer vermeyi çok yerinde buldum çünkü gerek öğrencileri gerek sanatçı dostlarıyla ve aynı zamanda değerli ailesiyle de örnek bir ismin Eskişehir'in tek sanat sayfası Ve Sanat'a büyük renk katacağı herkesin takdiri olacaktır. Müziğin eğitime ve eğitim camiasındaki herkese vereceği haz kelimelerin yetersiz kalacağı bir tanıma sahip. Değerli eğitimci ve sanat insanı İdil Çeliker'e çalışma hayatında başarılar dilerim. Ailesine, öğrencilerine ve dostlarına da sevgi ve selamlar... Her ay daha güzel günler için…

………

FELSEFE: SPİNOZA ÜZERİNE (DELEUZE)

Neler olup biter hayatta? İki şey olup biter... Ve burada Spinoza'nın geometrik bir yöntem kullanıyor olması son derecede ilginçtir; bilirsiniz, Ethica önermeler, kanıtlamalar vs. halinde sunulur... Ve üstelik, ne kadar matematik olursa, o kadar olağanüstü ölçüde somut bir hale gelir. Fikir ile duygu üstüne bütün söylediklerim, bütün bu açıklamalar Ethica'nın ikinci ve üçüncü kitaplarına gönderirler. Bu ikinci ve üçüncü kitaplarda Spinoza bize hayatımızın, bana son derece ikna edici gelen bir tür geometrik portresini yapmaktadır. Bu geometrik portre bize, kabaca söylemek gerekirse, fikirlerimizin sürekli olarak birbirlerini takip ettiklerini söylemeye dayanır: Bir fikir başka bir fikri kovalar, bir fikir başka bir fikrin yerini alır... Ve bu anlıktır... Bir algı belli bir fikir tipidir; neden böyle olduğunu birazdan göreceğiz. Biraz önce yüzüm bu tarafa dönüktü, salonun şu kenarını görüyordum; sonra bu tarafa döndüm... İşte başka bir fikir. Sokakta geziyorum; insanlarla karşılaşıyorum. Günaydın Pierre diyorum; sonra dönüyorum ve günaydın Paul diyorum. Ya da değişip duran şeyler oluyor: Güneşe bakıyorum ve güneş yavaş yavaş gözden kayboluyor, kendimi gece karanlığının ortasında buluveriyorum. Öyleyse bu bir ardışıklıklar dizisi, fikirlerin bir arada oluşları, birbirlerini takip edişleridir. Ama bu arada bir şeyler daha olup bitmiyor mu? Gündelik hayatımız yalnızca birbirlerini takip eden fikirlerden oluşmaz. Spinoza 'automaton' terimini kullanır; der ki biz ruhsal otomatlarız; yani fikirlere bizim sahip olmamızdan daha fazla, fikirlerdir kendilerini bizde olumlayan.
(çeviri- Ulus Baker)