Tarihe falan not düşmekten oldukça uzak, sadece su üstüne yazılabilecek, derinliği olmayan ifadelerden, mantık üretmeye çalışılan cümlelerden millet usandı artık.
Söylenen düz mantık sözlerin anlamının olmadığını herkes biliyor. Aslında sözü söyleyen de gerçeğin ne olduğunu biliyor.
'Milli iradeye başvuralım, onların ne düşündüğünü de soralım' diye çıkılan yolda, kendi parti meselesini 'milli mesele' gibi sunanlar, milli iradeye saygısızlık yaptığının farkındalar mı acaba?
Fanlarıyla konuşun, bu sözleri aynen tekrarlarken gözlerine bakın. Gözleri 'aslında ben de böyle düşünmüyorum, ama liderimiz öyle diyorsa öyledir' tereddüdünü hemen anlarsınız.
Gözler yalan söylemez.
***
Sayın Cumhurbaşkanımız şöyle bir kelam etmişti:
'Hayırcılar terör ile aynı safta. Hayır demek bölücü terör örgütüne destek vermektir.
Hayır diyenlerin bu ülkede bir dikili ağacı bile yok.'
Yalanır yutulur gibi olmayan cümlelere CHP'liler alışkın.
Tek parti dönemini sevmeyebilirsin, yokluk yıllarında yapılanlara saygı duymayabilirsin;
'Hayır' diyeceğini açıklayan, çok partili döneme geçildikten sonra ülke yönetiminde yer almış diğer partilere ne diyeceksin?
AP, DP, ANAP, DSP, SP, MHP'nin büyük kısmı …
Zamanında ülke yönetiminde bulunmuş, yatırımlarda imzası bulunan politikacıları ve onların destekçisi olmuş insanlara…
Onların diktiği ağaçların gölgesinde büyüdüğünüzü ne çabuk unuttunuz!
***
Dikili ağacı olmamak…
TDK deyimler sözlüğü 'hiçbir şeyi olmamak', diğer sözlükler 'malı, mülkü ve evi olmamak' olarak açıklıyor.
Kim bunlar?
Kısacası yoksullar…
Ya da yandaş olmayı içine sindiremeyen, devlet rantına ve mevkilere sırtını dönüp alnının teriyle, beyninin gücüyle yaşamayı seçen yurttaşlar.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşları…
***
İşsiz, sabit gelirli, emekçiyseniz; beyaz ya da mavi yakalıysanız; iktidarın rant havuzuna kaşık daldırmayı onurunuza yedirememişseniz; tek adam rejimine de hayır diyorsanız,
Malınız ve paranız (yani dikili ağacınız) da yoksa…
Teröristsiniz, en azından vatan haini…(!)
Mantık süzgecinden geçmemiş etiketlerden birini sırtınıza yapıştırıverirler böyle!
***
Mantığın insan düşüncesine yaptığı etkiyi açıklamak güç.
Farz edin ki, maden ocağından iki insan çıkıyor; birisinin üzeri tertemiz, diğerininki ise kömür karası içinde.
'Bunlardan hangisinin yıkanması gerekir?'
Cevabınızı duyar gibiyim:
'Kömür karası içinde olan yıkanmalıdır!'
Oysa mantık bu soruya cevap vermeden önce şu soruyu sorar:
'Nasıl olur da bir maden ocağından çıkan iki kişiden birinin üzeri tertemiz iken, diğerininki kirli olabilir?'
Söylenenden ziyade, görünenin mantık süzgecine alınması gerektiğini öğrenebilecek miyiz?
***
Gerçekte cevabı aranması gereken sorunun yerine; yönlendirici, popülist, politik cümlelerin tuzağına düşmek işten değil.
Mantık süzgecin açıksa, şu soruyu sorma hakkın var:
'1923'ten 2000'lere kadar gelmiş geçmiş tüm iktidarların diktiği ağaçların gölgesinde, şimdi kimler yatıyor?'