Öğrenci, veli ve meslektaşlarının öğretmene not verdiği performans sistemi; aralarında Eskişehir'inde bulunduğu 12 kentte (Ankara, Antalya, Balıkesir, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kayseri, Malatya, Mardin, Samsun ve Trabzon) başlıyor.

15 KRİTER
Eğitimciler haklı olarak bu uygulamaya tepkili. Bu yeni uygulama ile okullarda disiplinin tamamen ortadan kalkmasından endişe ediliyor. Bakanlık bu uygulamayla okullarda azalan çalışma barışını yok edecek. Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren tüm sendikalar yaşanan bu durumu 'kabul edilemez' buluyor. Peki öğrenci veli ve meslektaşları öğretmenleri hangi kriterlerle göre not verecek? Milli Eğitim Bakanlığı 15 kriter belirledi. Bu kriterler şöyle sıralandı; 'Türkçeyi akıcı ve anlaşılır şekilde konuşma, beden dilini ve ses tonunu etkili kullanma, yönetici ve meslektaşlarıyla etkili iletişim kurma, öğrencilerle etkili iletişim kurma, eğitim öğretime ilişkin bilgi ve deneyimlerini meslektaşlarıyla paylaşma, görev ve sorumluluklarını zamanında yerine getirme, doğa çevre ile tarihsel ve kültürel mirasının korunması konusundaki duyarlılığı, mesleki ve kişisel gelişimi ile ilgili çalışmalara katılma, öğrencilerin milli ve manevi değerlere saygılı, evrensel değerlere açık bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunma, kişisel bakımı ile sağlığını özen gösterme, tutum ve davranışlarıyla öğrencilere rol model olma, bireysel ve kültürel farklılıklara saygısı, insani ilişkilerinde empati ve hoşgörüyü esas alma, her öğrenciye insan ve birey olarak değer verme, mesleki etik ilkelere uygun davranma.'

MAHKUMLAR DA GARDİYANA OY VERSİN
Bu uygulama ilimizde 11 okulda uygulanacak. Bu eğitim kurumları şöyle sıralanıyor; 'Şahap Demirer İlkokulu, Dumlupınar İlkokulu, Barbaros İlkokulu, Şehit Barış Öztürk Ortaokulu, Battalgazi Ortaokulu, Çamlıca Şehit Muhammed Fatih Safitürk İmam Hatip Ortaokulu, Cumhuriyet Anadolu Lisesi, Gazi Yakup Satar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Sarar Kız Anadolu İmam-Hatip Anadolu Lisesi, Tepebaşı Rehberlik ve Araştırma Merkezi, Özkan Halaç Özel Mesleki Eğitim Merkezi Ortaokulu.' Tıp Fakültesi mezunu olmayan doktorluk, Hukuk Fakültesi mezunu olmayan avukatlık, Eczacılık Fakültesi mezunu olmayan eczacılık, Mimarlık Fakültesi olmayan mimarlık, Mühendislik Fakültesi olmayan mühendislik yapamaz. Buna göre Eğitim Fakültesi mezunu olmayanlarda öğretmenlik yapmamalıdır. Fakültelerinden mezun olduktan sonra iş bulamayanları öğretmenlik yaptırırsanız, bu mesleğin niteliğini ve saygınlığını azaltırsın. Yanlış eğitim politikaları nedeniyle zaten saygınlığı giderek azalan öğretmenlere öğrencilere not verdirirseniz, onların otoritelerini yok edersiniz. Bu uygulama ile öğretmen 'öğrenci ve veliye şirin görünmek' adına bazı disiplinsizlikleri göz yumabilir. Zayıf not alan bir öğrenci sınıfta öğretmenine, 'Ben de sana zayıf vereceğim' diye gözdağı verebilir. Bu değerlendirmeye isyan eden eğitimciler; 'O zaman mahkumlar gardiyana, hastalar hekime, suçlular hakime, hayvanlar baytara not versin' diye tepki gösterdi.

******


'ÖZLEMEK ÖLMEKTEN SADECE İKİ HARF FAZLA'

Sevgili dostum Salim'i (Kartal) 6 yıl önce 31 Ekim 2011'de kaybetmiştik. Salim amansız bir hastalığa yakalanmıştı. Tedavi görüyordu. Yaşama ihtimali azdı. Bunu biliyorduk. Ancak yine de O'nun öleceği fikrini kendimizi hazırlayamamıştık. Çünkü 38 yaşındaki genç insana hiç ölümü yakıştıramadık... Salim isminin anlamında olduğu gibi sağlam, kalbi temiz ve kendinden emin bir kişiydi. Bundan dolayı çok seveni vardı. Ölüm haberini duyan herkes hastaneye koşmuştu. Herkes üzgündü. Ertesi gün cenazesinde büyük bir insan seli vardı. Eskişehir'in başarılı genç işadamı, DYP eski Merkez İlçe Başkanı ve Eskişehirspor Yönetim Kurulu üyesi Salim Kartal gözyaşları ile ebedi yolculuğuna uğurlanmıştı. Ben muhabirliğimin ilk yıllarında CHP ve DYP'yi takip ettim. Doğruyol Partisi'nde siyaset yaptığı dönemde tanıdım Salim Kartal'ı. Dürüst ve sempatik kişiliğiyle partililer tarafından çok sevilen bir isimdi. Şair Cezmi Ersöz'ün 'Birini ay çağırır yanına, öbürünü uçurumlar, bir diğerini denizler… İyiler hisseder önce iyiliklerine bu hayatta yer olmadığını… Ama acı verir onlara iyiliklerini karanlık bir yerde gizlice terketmek… Bu yüzden ne kadar acı verse de, ait olmadıkları bu dünyayı herkesten daha çok ciddiye alırlar… Geride kalanlar bilmeseler de onların incitilmiş kalpleri sayesinde yaşadıklarını…Sonunda iyiler erken ölür…' dizelerinde olduğu gibi kalbi temiz iyi insan Salim erken yaşta aramızdan ayrıldı. Cemal Süreya, 'Özlemek, ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk' demişti. Dostları, Arkadaşları, sevenleri ve Eskişehirspor taraftarları olarak Salim'i dualarımızla ve büyük özlemle anacağız. O'nu asla unutmayacağız. 'Mekanın Cennet olsun' kardeşim...

******

NOSTALJİ

ERDAL İNÖNÜ İNÖNÜ'DE

28 yıl önce, tarih 1 Nisan 1989. Yer Eskişehir'in İnönü ilçesi. SHP Genel Başkanı merhum Erdal İnönü 2. İnönü Zaferi'nin Kutlama törenine katılıyor. İnönü'de ilçe halkı büyük ilgi gösteriyor. Fotoğrafta SHP Merkez İlçe Başkanı Erdal Çakıcıer ile yıllarca partide bir nefer olarak çalışan Mustafa Taşlak'da yer alıyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk zafer sonrası İsmet Paşa`ya 'Siz orada sadece düşmanı değil, Türk ulusunun makus talihini de yendiniz' diyor. Büyük Önder soyadı kanunu çıkınca İsmet Paşa'ya İnönü adını bizzat kendisi veriyor. Erdal İnönü'de soyadını aldıkları ilçedeki törene katılarak, Zafer Coşkusu'na ortak olmuştu. Erdal İnönü 31 Ekim 2007 günü kan kanseri tedavisi gördüğü ABD'de 81 yaşında yaşamını yitirdi. Dün merhum İnönü'nün 10'ncu ölüm yıldönümüydü. Dürüstlüğü ve örnek kişiliğiyle Türk Siyasetinde sevilen saygı duyulan bir isimdi. Bilim adamlığı, renkli siyasi kimliğiyle hatırlanacak olan Erdal İnönü, ince espri anlayışıyla da öne çıkıyordu.

TABİ GÖREMEZSİNİZ
Erdal İnönü'yü sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar: - Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek? - Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.

BEN KEDİ MİYİM?
Evde 'Erdal yetiş fare var!' diye çığlığı basan eşine gayet sakin biçimde şu cevabı vermiştir: Bana ne Sevinç, ben kedi miyim?

BİR OY BİR OYDUR
Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal İnönü'ye hitaben 'Ölürüm yoluna' diye haykırır. Erdal İnönü cevap verir: Dur, ölme. Bir oy bir oydur.

CİZRELİLERE TEŞEKKÜR ET
Bir seçim dönemi... SHP Genel Başkanı İnönü, Diyarbakır ve Cizre'deki mitinglerde konuştuktan sonra Siirt'te halka hitap edecektir. Ancak Cizre'de bir grup protesto gösterisi yapıp parti otobüsünü taşlayınca buradaki miting iptal edilir, hiç beklenmeden Siirt'e gelinir. Seçim gezilerinde program sarkmasına alışık Siirt İl Başkanı, parti otobüsünün tam zamanında geldiğini görünce biraz şaşkın, İnönü'ye teşekkür eder. Aldığı yanıt: Sen bana değil, asıl Cizrelilere teşekkür et...

NORVEÇ'TE BAŞBAKAN OLURSUNUZ
Gazeteci der ki:- Sizin için Norveç'te başbakan olabilir, diyorlar. İnönü'nün cevabı: Çok teşekkür ederim. Bu herhalde, Türkiye'de bu işleri beceremiyorsun, demenin kibarcası. Büyük devlet adamı Erdal İnönü'ye Allah'tan rahmet diliyorum. Türk insanı bu büyük insanı asla unutmayacak…

*******

FOTO ŞAKA



Eski Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe:
Melihciğim, Reis tarafından kovulduğumuz için hepimiz işşiz kaldık. Bari senin televizyonda program yapalım.
Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek: Yapalım da; bu programın adı ne olsun?
Eski İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş: İşten kovulanlar kulübü olsun.

******
FIKRA
Veda yemeği

Yaşlı rahip emekli olunca politikacı onun adına şehirdeki bütün ileri gelen aileleri davet ederek büyük bir veda yemeği vermiş. Kendi davete gecikince sıkılan kalabalığı oyalamak için yaşlı rahip mecburen kürsüye çıkmış, 'Bu şehre ilk geldiğimde burası berbat bir yerdi' diye söze başlamış, 'Bana ilk günah çıkartmaya gelen şahıs hırsızlık yaptığını, polise yalan söyleyerek hapisten kurtulduğunu, ailesini ve iş yerini dolandırdığını, patronunun eşiyle aşk yaşadığını itiraf etmişti. Çalışma ve çabalarımız sonucunda burası hayır dolu bir şehre dönüştü..' Rahip konuşmasını bitirir bitirmez politikacı koşarak içeri girip kürsüye fırlamış, 'Geciktiğim için özür dilerim' demiş telaşla, 'Sevgili rahibimizin bu şehre ilk geldiği günü dün gibi hatırlarım.. Aranızda ona ilk günah çıkaran kişi olma onurunu ben taşıyorum.'