Benim izleyebildiğim kadarıyla son yıllarda toplumbilim alanında yıldızı parlayan (önemsenen/çok tartışılan) iki konu var.
Birincisi, 'yerel yönetimlerin görev ve yetkilerinin arttırılması…'
İkincisi, 'eğitimde kalitenin yükseltilmesi ve eşitliğin sağlanması…'
Bu iki önemli ana konu doğal olarak sıkça birbirinin içine giriyor ve 'eğitimde yerel olanakların ve yerel kararların geliştirilmesi…' alt konusu da giderek önem kazanıyor.
'SABAH KAHVESİ'NE TEŞEKKÜRLER
Yerel televizyonumuz ESTV'de, eğitimci/ sanatçı/ yazar Şinasi Kula (Kent Ozanı)'nın başarıyla sunmakta olduğu 'Sabah Kahvesi' programına geçtiğimiz Salı günü konuk oldum.
Bir saatte su gibi akıp giden programda; sanattan eğitime, yerel yönetimlerden medyaya ve siyasete uzanan birçok konuyu birlikte irdeledik.
Öncelikle böyle bir programda beni konuk ettikleri için Şinasi KULA ile ESTV yetkililerine ve çalışanlarına teşekkürlerimi sunuyorum. Bu kahvenin sımsıcak hatırı yüreğimde saklı kalacaktır…
Ortak dostumuz ve duyarlı insan AÜ. Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Turan Akman ERKILIÇ, çok güzel ve yerinde bir soruyla programa renk kattı. Soru şöyleydi:
' – Yerel seçimlerin gündemde olduğu bir ortamda, yerel yönetimler ve eğitim ilişkileri üzerinde bir değerlendirme yapar mısınız?...'
Bu güzel soru programın son dakikalarında geldiği için, birkaç özet cümleyle yanıt vermeye çalıştım. Turan kardeşimize teşekkür ederek bu konuyu biraz daha açmak istiyorum.
DEMOKRASİNİN BEŞİĞİ…
Son zamanlarda sıkça kullandığım bazı cümleleri hoşgörünüze sığınarak yinelemek istiyorum:
· Çağdaş demokrasi öğretisinde 'katılımcılık ve çoğulculuk' demokrasinin temel ilkeleri olarak kabul ediliyor ve bu bağlamda 'yerel yönetimler demokrasinin beşiğidir…' deniliyor.
· Çağdaş yönetim bilimi ise 'yerinden yönetim' uygulamalarının daha işlevsel ve verimli olduğunu ortaya koyarak 'yerel yönetimlerin görev ve yetkilerinin arttırılmasını…' öneriyor.
· Gelişmiş ülkelerdeki toplumsal yaşam içinde yerel yönetimlerin ağırlıkları giderek artıyor.
Ülkemizdeki siyasal partilerin de bu bilimsel verilerden sonuçlar çıkarmaları ve geleceğe yönelik projelerini/programlarını bu doğrultuda yapmaları gerekiyor.
Daha açık söyleyecek olursak, önümüzdeki süreçte yaşamın her alanında belediyeleri çok önemli görevler bekliyor.
EĞİTİMDE YERELLİĞİN ÖNEMİ
Çağdaş sosyal devletin ana görevlerinden ve hatta varlık nedenlerinden birisi 'yurttaşların eğitim hakkının korunması ve geliştirilmesidir…'
Eğitim hakkının 'eşit, özgür ve kaliteli' bir biçimde geliştirilmesinin yolu da 'kamusal eğitim'den geçiyor.
Kamusal eğitim alanında verimliliğin geliştirilebilmesi için 'yerel koşullara ve yerel olanaklara uygun eğitim programları yapılması' gerekiyor.
Bu programların gerçekçi olarak yaşama geçirilebilmesi için ise 'eğitim kurumlarında yerinden yönetim yetkilerinin öne çıkarılması' gerekiyor. Örneğin:
'Eskişehir'de nerelere kaç okul yapılacağı, bu okullarda hangi ders programlarının ağırlıklı olacağı ve kaç öğretmenin görev yapacağı…' gibi kararlarda yerel yönetimlerin etkili olmaları gerekiyor.
Bence ülkemizdeki eğitim alanının temel sorunlarından olan 'ana diliyle eğitim' ve 'özel dershaneler…' gibi güncel sorunların gerçekçi ve demokratik çözümü de buradan yani 'yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarının arttırılmasından' geçiyor.
Elbette ki o yerel yönetimlerin 'katılımcı demokrasi ilkeleri doğrultusunda oluşmaları ve çağdaş Türkiye bütünlüğü içinde sorumluluk taşımaları…' çok önemlidir.
HAZIR MISINIZ?...
Sözün özü, dünya ve Türkiye koşulları 'eğitim alanında yerel projelerin ve yerel olanakların geliştirilmesini…' dayatıyor.
Bu bilimsel dayatmalar, ülkemizde yerel seçim sıcaklığı yaşandığı şu günlerde; eğitimbilimcilerden, eğitim örgütlerinden, siyasal partilerden ve tüm yerel yöneticilerden bu konuda somut projeler bekliyor ve yüksek sesle bir soru soruyor:
'- Hazır mısınız!?...'
Ne mutlu 'Biz hazırız!...' diyebilenlere.
Çünkü geleceğin aydınlık Türkiye'si 'hazır olan duyarlı yurttaşların ve o duyarlı yurttaşlarla bütünleşen demokratik örgütlerin omuzlarında yükselecek…'
Sevgiyle dostlukla.
