Kadın cinayetlerinin vahşi boyutlara ulaştığını belirten Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Funda Güney Kökçınar, baro binasında yaptığı açıklamada faillerin caydırıcı ceza almadığı sürece suçların tekrar edeceğini vurgulayarak İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konulması ve kadın haklarının eksiksiz uygulanması çağrısında bulundu.
DEHŞET VERİCİ BOYUTLARA YÜKSELİYOR
Her geçen gün kadına yönelik şiddetin dehşet verici boyutlara arttığını söyleyen Kökçınar, “Geçtiğimiz günlerde 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz, eski polis memuru olan Cemil Koç tarafından vahşice ve planlı bir şekilde katledildi. Daha önce de bu şahıs defalarca kez Ayşe’yi darp etti, eve hapsetti. Ayşe’nin kardeşi defalarca kez şikâyette bulundu. Şikâyetler dikkate alınmadı. Her geçen gün daha da dehşet verici detaylarını öğrendiğimiz cinayetlerin arkası gelmemeye başladı. Yine Nisan ayında 30 yaşındaki Deniz Oktay, ailesinin kayıp ihbarıyla beraber başlatılan soruşturma sonucunda yakılmış bir halde ölü bulundu. Son olarak geçtiğimiz hafta, 16 Temmuz’da Eskişehir’de Afganistan uyruklu 29 yaşındaki dört çocuk annesi Shabana Solaiman Khil, sevgilisi tarafından boğazı bıçakla kesilerek öldürüldü; vahşet anında engelli çocuğu da evdeydi. Dosyanın detaylarında kadına şiddet uygulandığı da görülüyor” diye konuştu.
DURUŞMALARA GİREMİYORUZ
Faillerin yeterli ve engelleyici caydırıcı cezalar almadığı sürece bu suçların tekrar edeceğini belirten Kökçınar, “Kadınların kendi yaşamlarını savunma hakkı ve bu konuda mücadele iradesi görmezden gelinmeye devam edecektir. Kadına yönelik her türlü ayrımcılık ve şiddete maruz kalan mağdurların bireysel mücadelesi yanında kamusal alanın bir ayağını oluşturan baroların ve Barolar Birliği’nin Kadın Hakları Komisyonları, bir hak mücadelesinin yanında yer alıp, iddia makamını güçlendirme, somut gerçeği ortaya çıkarmaları için davaya katılması zorunluluk arz etmektedir. Bu sebeple mağdur yakınlarının cinayeti dosyalarından her birine katılma talebi sunuyoruz fakat her defasında ne yazık ki gerekçesiz bir şekilde katılma taleplerimiz suçtan doğrudan zarar görmediğimiz gerekçeleri ile reddediliyor. Katılma taleplerimizin reddedilmesi, kadın alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının Barolar gibi hak mücadelesinde yükümlülükleri bulunan meslek kuruluşlarının suçtan doğrudan zarar görmediği gibi gerçek olmayan gerekçelerle sunulması eril yargı sisteminin bir görüşüdür ve kadın hakları savunucularını saf dışı bırakmaya yönelik kasıtlı kararlardır. Bu durum bizleri yıldırmayacak; Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak dava takiplerini bırakmayacağız, dosyalara müdahil olmaya, taleplerimiz reddedilse de gözlemci olarak her birini titizlikle takip etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
136 KADIN KATLEDİLDİ
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2025’in ilk 6 ayında 136 kadının katledildiğini, 145 kadının da şüpheli ölümle kayda geçtiğini söyleyen Kökçınar, “Siyasi iktidar, 2025’i ‘Aile Yılı’ ilan etti. Üstelik bunu yalnızca sembolik bir yıl olarak değil, önümüzdeki on yıla yayılan geniş çaplı bir politika yönelimi olarak kurguluyor. Ancak bu yönelimin merkezinde, toplumsal sorunlara bütüncül çözümler üretmek ve şiddeti bitirmek değil; aile üzerinden kadınların sorumluluklar yüklenmesi yer alıyor. İktidar her ne kadar görmezden gelse de kadına yönelik şiddet en çok evlerde yaşanıyor. 2025’in ilk 6 ayında 96 kadın, aile üyesi bir erkek tarafından öldürüldü. Bu vahşet artık bireysel vaka değil, sistematik cinsiyet temelli katliamdır” dedi.
FAİLLER CESARETLENİYOR
“Kadınlar korunmadıkça, failler cesaretlenmektedir” diyen Kökçınar, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla zayıflayan toplumsal mesaj, kadınları değil failleri korumaktadır. 6284 sayılı Kanun, kadınların şiddet tehdidi altındayken bile korunmasını mümkün kılacak güçlü araçlar sunacak yapıda bir kanun olmasına rağmen, uygulanmamaktadır. Adalet sistemindeki bu ihmalkârlıklar bir kadının hayatına mal olmaktadır. Ayşe’nin, Shabana’nın ve diğer katledilen kadınların çığlığının duyulmaması bir bireysel vaka değil, sistemsel bir sorunun açık göstergesidir” diye konuştu.
İTİRAZLARIMIZI YÜKSELTECEĞİZ
Kökçınar, “Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için Türk Medeni Kanunu, 6284 sayılı kanun, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın haklarının tüm kurum ve kuruluşlara eksiksiz uygulanması, şiddetle topyekûn bir mücadele için katılma taleplerimizin istisnasız kabul olması, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe sokulması öncelikli taleplerimizdir. Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak ülkemizde yaşanan kadın hakları ihlallerine karşı, kız kardeşlerimizle birlik ve dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz. Kadınların ve çocukların uğradığı şiddeti ve onlara sunulan geleceği bir kader olarak görmüyoruz. Fiili olarak evde, sokakta ve işyerinde kadınlara yaşatılan şiddetin yasallaşmasını ve hukuki bir değer kazanmasını engellemek için her düzeyde itirazımızı yükselteceğiz. Biz kadın hakları için mücadele eden avukatlar olarak, kadına yönelik şiddete karşı erkek yargıya rağmen kız kardeşlerimiz için adaleti tesis etmek adına Eskişehir’de var gücümüzle emek vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.