'Kış ayları kapıda, bitti bitecek kasım/ Aylardan hazan, günlerden yine sessizlik…'

Ahmet Karbeş'in Kasım Hüznü adlı şiirinde geçen dizelerle söze girdim. Ve sonbaharın en heybetli ve iç titreten ayı olan kasım biterken, yaşamımızdan süzdüğüm birkaç damlayı paylaşımınıza sunuyorum. Belleklerimiz, bilinçlerimiz ve umutlarımız tazelensin diye…

***

1 Kasım Seçimleri: Ülkemizdeki duyarlı yurttaşların demokrasi umutları 1 Kasım sandığında kilitli kaldı. Çünkü tantanalı söylemler, demokrasiye üstün geldi…

1 Kasım sonuçları bir kez daha gösterdi ki, Türkiye'de demokrasi sevdalılarının işleri bundan sonra çok zor. Ama durum umutsuz değil…

Umut, 'emperyalizme ve gerici diktatörlüğe karşı geniş tabanlı ve güçlü bir demokrasi cephesi oluşturmaktadır…'

XXX

10 Kasım'ın 77. Yılı: Atatürk'ün ölümünün 77. Yıldönümünde:

· Bir yanda, bu ülkenin duyarlı yurttaşları 'Atatürk devrim ve ilkelerinin ne denli önemli olduğu' bilinciyle Anıtkabir'e akın ettiler.

· Diğer yanda ise adına 'aktroller' denilen bir sapkın güruh, '29 Ekim'de yas tutacağız, 10 Kasım'da bayram yapacağız…' diye sosyal medyada kılçıklar atarak ve ortak değerlerimizi kirletmeye çalıştılar.

Bu 10 Kasım'da bir kez daha anladık ki:

Bugün dünya insanlığına malolmuş Atatürk'ümüzün; başta ülkemizdeki ve dünyadaki düşmanlarından, O'nu aştığını sanan sığ düşüncelerden ve O'nun arkasına sığınarak siyasal ve toplumsal rant sağlamaya çalışan çıkarcı çevrelerden 'korunması ve geliştirilmesi' gerekiyor.

XXX

13 Kasım Paris Katliamı: 13 Kasım günü saat 21.00 sularında, Paris'in değişik bölgelerinde saldırıya geçen ve tam adı 'Irak Şam İSLAM Devleti' kısa adı ise tüm dünyaca bilindiği gibi 'IŞİD' olan terör örgütünün robotlarının yaptıkları kıyımda 132 insan yaşamını yitirdi.

Bu kara insanlık kıyımı dünyanın duyarlı insanlarının yüreklerinde derin yaralar açarken, insanlıktan çıkmış terör yandaşları da zafer gözyaşları döktüler… Kimileri de timsah gözyaşları dökerek ortalıkta dolaştılar…

15 Kasım'da Antalya'da yapılan G20 toplantısında 'IŞİD terörü' konusunda bolca laf edildi ama hiçbir karar alınmadı. Çünkü suçluların çoğu oradaydı…

Günümüz dünyasında 'emperyalizm ve gericilik işbirliği içinde, terörle ve savaşla ölüm dansı ediyorlar…'

Böyle bir durum karşısında, 'barış ve demokrasi güçlerinin de omuz omuza vererek; eşitlik, özgürlük ve kardeşlik dansları yapmaları gerekiyor…'

XXX

24 Kasım Öğretmenler Günü: 1981 yılından beri artık toplumumuzca içselleştirilen '24 Kasım Öğretmenler Günü'nde; öğretmenlerimizin çoğunluğu mesleklerinin onurunu ve mutluluğunu ağırbaşlı bir sessizlik içinde halkımızla paylaştılar.

Ama her 24 Kasım'da ortalığı yaygaraya boğan iki kesim yine sahneye çıktılar:

Birincisi, 'çağdaş eğitimle tırnak kadar ilgisi olmayan ve aslında öğretmenleri hiç sevmeyenlerin, 'öğretmenlik' üzerine attıkları takiyyeci hamasi nutuklar…'

İkincisi, 'Cumhuriyet tarihimize tırnak kadar saygısı olmayanların, 12 Eylül bahanesi arkasına sığınarak ve aslında 24 Kasım'ı ve Cumhuriyet değerlerini suçlayarak 'demokrasi' üzerine attıkları takiyyeci hamasi nutuklar…'

Demokratik öğretmen hareketi artık 24 Kasım konusunda '12 Eylül dayatması…' söylemlerini bir yana bırakarak; 'ülkemizde gerici diktatörlüğün dayatmalarına karşı, Cumhuriyet değerlerini korumak ve geliştirmek için 'birlikte' mücadele vermelidir…'

XXX

24 Kasım akşamı 'EĞİT-DER Eskişehir Şubesi üyeleri' lokallerinde bir araya gelerek, 'anılarını, bilinçlerini ve umutlarını şarkılarla/danslarla kaynaştırarak birlikte yudumladılar…' Hem de çok kaliteli ve çağdaş bir biçimde.

XXX

Rus Uçağı Nereye Düştü?...: '24 Kasım günü Rus SU 24' uçağının düşmesinden beri bizim RTE ile Rusların PUTİN'i karşılıklı olarak salvolaşıyorlar…

Üstelik her iki tarafın parlamentoları, yargı organları ve hatta hükümetleri de sessizce onları dinliyorlar…

Sanırsınız ki 'bir zamanların Rus Çarı ve Osmanlı Sultanı' yeniden tarih sahnesine çıktılar…

Oysa 'o uçak tam isabetle barışın ve demokrasinin tam göbeğine düşürüldü…'

Barışın ve demokrasinin göbeğinde oynanan böylesi tehlikeli oyunlar karşısında, Türkiye'nin ve dünyanın duyarlı insanlarına çok önemli görevler düşüyor.

XXX

26 Kasım'da Can' ve Erdem'e Kıyıldı: Bir 'hilkat garibesi' olan böyle bir karara bir de 'Cumhuriyet' düşmanlarının salyalı tutumları eklenince; ben ağzımı siyah bantla kapatarak susma hakkımı kullanıyorum…

XXX

28 Kasım'da Tahir (Barış) ELÇİ Katledildi: Bu konuda da 'ülkemizdeki terörün iki karşı kanadında yer alanlar arasındaki 'kayıkçı kavgası', aklıma siyah bant çektiği için yorum yapmıyorum…

XXX

29 Kasım – İyi ki Sanat Var: 29 Kasım akşamı, EĞİT-DER, TEÖ-DER ve EĞİTİM SEN üyesi ikiyüz öğretmenle birlikte EBB-ŞT'nin 'Lüküs Hayat' oyununu izledik.

EBB Atatürk Kongre Merkezi'nin görkemli salonunda izlediğimiz bu oyunda, tiyatromuzun ve senfoni orkestramızın elemanları yine harikalar yarattılar.

Bizlere sıkıntılarımızı unutturan o güzel oyunu izlerken 'iyi ki sanat var ve iyi ki sanat dolu bir kentte yaşıyoruz…' demekten kendimi alamadım.

Öğretmenler Günü dolayısıyla Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve EĞİT-DER tarafından organize edilen bu anlamlı etkinliğe katkısı olan herkese çok teşekkür ediyorum.

Sağlıkla, sevgiyle ve dostlukla…