Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart tarihinden bu tarafa olağandışı bir dönem yaşıyoruz…
Uzak Asya korona denen illetle savaşırken biz,
'Türk geninin bağışıklığı var…'
'Ağzını sirkeli suyla gargara yap…'
'Karbonatlı suya biraz bor katıp için, bir şey olmaz' gibi geyiklerle günümüzü geçirip, salgının gelip kapımızı çalacağı günü ve anı bekledik…
Bu arada, hem devlet kurumları hem de belediyeler çalışmalarını çoktan başlatmışlardı…
Kimse tek ayaküstünde yakalanmak istemediği için, kurumlar ön hazırlıklarını sürdürüyorlardı…
Nihayetinde,
Eninde sonunda olacak olan oldu ve kapı üç kere çaldı…
Tık tık tık…
'Kim o?'
'Ben virüs, korona…'
'Sonunda geldin demek ki…
'Bizi es geçsen bu seferlik…'
'Olmaz, emir büyük yerden…'
***
Bir önceki yıl 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde,
30 büyükşehirden en büyük 11 tanesini kazanan Cumhuriyet Halk Partisi derhal harekete geçti…
Belediyelere gerekli talimatları verip, yapılan ön hazırlıklar hızla hayata geçirilmeye başlandı…
İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Antalya, Adana, Mersin, Aydın, Muğla, Tekirdağ ve Hatay…
Ülke nüfusunun yarısından fazlası bu şehirlerde yaşıyordu…
Dolayısıyla da,
En büyük mücadele bu şehirlerde verilecekti…
CHP'li belediyeler, tereddüt etmeden işe giriştiler…
O sırada bir şey oldu…
Görünmeyen bir el, aniden el frenini çekiverdi…
Yardım kampanyaları durduruldu, bankalardaki hesaplar bloke edildi, aşevleri için yapılan bağışlara bile el konuldu…
Kim tarafından?
Elbette devlet tarafından…
Ancak, nedenini kimse anlayamıyordu…
'Devlet içinde devlet olmaya çalışıyorlar' gibi, garip bir gerekçenin ardına sığınıp, belediyelerin elini ayağını bağladılar…
Denildi ki,
'Bu olağanüstü bir durum ve süreç tek elden yönetilecek…'
İş öyle bir hale geldi ki,
Devletin izni olmadan belediyeler kendi inisiyatifleri ile hiçbir şey yapamaz oldular…
Personel rejiminden tutun da, çalışma saat ve koşullarına kadar her şey genelgelerle yönlendiriliyordu…
Halen de öyle…
Özellikle CHP'li belediyeler, salgınla mücadelede ne vakit öne çıksalar, hemen önlerine duvarlar örüldü…
***
Belediye meclisleri de askıya alındı haliyle…
TBMM bile askıya alındıktan sonra söylenecek bir şey yoktu…
Son günlerde işte bu yapılamayan aylık belediye meclis toplantılarının neden yapılmadığına yönelik eleştiriler gelmeye başladı…
Mesela Eskişehir'de bu eleştiriler, AKP kanadından geliyordu…
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt geçtiğimiz günlerde, gelen bu eleştirilere açık şekilde yanıt verdi…
'Devlet bize hiçbir şey yaptırmıyor ki,
Belediye meclislerini toplayıp neye karar vereceğiz?'
***
Vatandaş, taraflı olsun olmasın, şunu çok iyi görüyor ve biliyor…
İktidar kanadı,
CHP'li belediyelerin halk nezrinde itibarlarını arttırmamaları için onları dizginlemeye çalışıyor…
İktidar böyle davranmaya devam ettikçe,
CHP'li belediyeler ile halkın bağı zayıflamıyor, bilakis güçleniyor…
Ve su kaçınılmaz olan, birilerini fena halde kızdırıyor…