Ülkemiz Çalışma Hayatında birkaç gündür Eskişehir Sanayi Odası tarafından kamuoyu ile paylaşılan bir rapor konuşuluyor: Eskişehir Sanayi Odası Hukuk Birimi tarafından hazırlanan ve açıklanan raporda, 'Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 2020/12 sayılı corona virüsü (Covid-19) Hakkında Genelgesi kapsamında corona virüsü salgınının bulaşıcı hastalık kabul edildiği belirtilerek, 'İş yerinde veya iş yeri dışında salgına yakalanıp yakalanmadığına bakılmaksızın hiçbir Covid-19 pozitif vakasının SGK'ya iş kazası veya meslek hastalığı olarak bildirilmesine gerek yoktur denilmiştir.' ifadelerine yer verildi. Açıkçası insanı şaşırtan hatta hayrete düşüren söz konusu rapor bir de Sanayi Odası tarafından adeta zafer kazanmışçasına duyurulunca bir şeyler söylemek bazı tespitler yapmak kaçınılmaz oluyor.
Covid 19 nedeniyle son günlerde yoğun bir şekilde gündeme oturan Corona virüsünün neden olduğu hastalıkların İş Kazası olup olmadığını ele alıp, beraber bakalım. Konumuzun temeli olduğu için öncelikli olarak başta kaza/iş kazası olmak üzere bazı tanımları bir kez daha hatırlamakta fayda var; Kaza dışarıdan gelen, istenilmeyen ve bedensel bütünlüğün zedelenmesine veya ölümüne neden olan olaydır. İş Kazasına sorumluluk yönünden baktığımızda iki ayrı iş kazası kavramı bulunmaktadır. Birincisi Sosyal Sigortalar ve Genel Sigortası anlamında ikincisi Bireysel İş Hukuku anlamında İş kazası.
İş Kazası 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 5510 Sayılı Kanun Madde 13 uyarınca aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır:
a)Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b)İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c)Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d)Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e)Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaydır.
Bu kapsamda, bir olayın iş kazası olarak nitelendirilebilmesi için 5510 Sayılı Kanun Madde 13'teki hallerden birine uygun olarak meydana gelen bir kaza neticesinde sigortalı işçinin ruhen veya bedenen zarara uğraması ve sigortalı işçinin uğradığı zarar ile iş kazası arasında illiyet bağı bulunması gerekmektedir.
Türk Hukuku mevzuatında, bulaşıcı hastalık, 30.5.2007 tarihinde yürürlüğe giren Bulaşıcı Hastalıklar Sürveyans ve Kontrol Esasları Yönetmeliği'nde; 'Enfekte olmuş bir kişi ile doğrudan temas yoluyla veya bir vektör, hayvan, ürün veya çevreye maruz kalma gibi dolaylı yollardan veya bulaşıcı madde ile kirlenmiş olan sıvı alışverişi yolu ile insandan insana bulaşan, bir mikroorganizma veya onun toksik ürünlerine bağlı olarak ortaya çıkan hastalık' olarak tanımlanmıştır.
Hukukçuların bu kapsamdaki yorumu şudur; 'Yönetmelik'te COVID-19 enfeksiyonuna açıkça yer verilmese de coronavirüs temelli salgın hastalıklardan Ortadoğu Solunum Sendromu olarak bilinen MERS Coronovirus (Middle East Respiratory Syndrom) ve Ağır Akut Solunum Yetmezliği Sendromu olarak bilinen SARS Coronavirus Yönetmelik'te bulaşıcı hastalık olarak sayılmaktadır. Bu sebeple, COVID-19 salgınını da Yönetmelik hükümlerince bulaşıcı hastalık sınıfındadır.'
Yargıtayın geçmiş dönemlerde verdiği kararlarda bu şekildedir; Her ne kadar dünya çapında 3 aydan kısa bir süredir başlayıp Türkiye'de 11 Mart 2020 tarihinden itibaren etkisini göstermeye başlayan COVID-19 salgınının işçilerde görülmesinin iş kazası olarak nitelendirileceğine ilişkin bir mahkeme kararı olmasa da, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 15.04.2020 Tarih, 2018/5018 Esas, 2019/2931 Numaralı Kararı, COVID-19 için de ışık tutması açısından önem teşkil etmektedir. Söz konusu kararda Yargıtay, işçinin bir bulaşıcı hastalık olan H1N1 virüsünü işini ifa ederken kapmasını ve bu virüs nedeniyle vefat etmesini iş kazası olarak değerlendirmiştir.
Ayrıca her ne kadar Eskişehir Sanayi Odası Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 2020/12 sayılı corona virüsü (Covid-19) Hakkında Genelgesini yazmayı sağlamış olsa da bu kapsamda, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından İl Sağlık Müdürlükleri'ne gönderilen 72300690-918.01 sayılı 'COVID-19 İş Kazası' bildirimi ile sağlık çalışanlarında COVID-19 tespit edilmesi halinde, durumun iş kazası olarak nitelendirilerek Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirim yapılması hususunda bilgilendirme yapılmıştır. Yani atasözü ile sesli düşünürsek 'bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' demekten başka bir şey gelmiyor aklımıza.
Sonuç olarak; mevzuat hükümleri, tanımlamalar Yargıtay kararları bu kadar açık ve ortada iken çalışanların COVID-19 ile enfekte olması halinin iş kazası sayılmaması hukuken sakat bir durumdur ve kesin bir hüküm içermekten uzaktır. 5510 sayılı Kanun Madde 13 uyarınca bir işçinin maddede sayılan haller neticesinde COVID-19 ile enfekte olması halinin iş kazası olarak nitelendirilmesi gerekmekte sadece işçiye virüsün kendi çevresinden veya özel amaçlı seyahati sırasında bulaşmış olduğunun tespiti halinde iş kazası olarak tanımlanmaması doğru olan yaklaşımdır.
Çalışanlar açısından sıkıntıların had safhada olduğu bu dönemde de Sanayi odalarının görevi üretimin gerçek kahramanları olan çalışanların aleyhinde olacak kararları değil çalışanlarının özlük haklarını sosyal haklarını koruyacak kararlar alması aldırabilmesidir.