Digital dünyanın bu denli gelişmesi,
MOBESE (Güvenlik kameralarının) bu kadar yaygınlaşması,
Artık herkesin cebinde,
Bir adet fotoğraf makinesi, bir adet kamera, ses alma cihazı (hepsi bir arada cep telefonlarında) olması,
Digital paylaşım ağının bağımsızlığı, bir yerde de zapt edilemezliği...
Tüm bunlar,
Günlük yaşantımızı sonsuza dek değiştirdi...
Bir yerde bir kaza, bir kavga, bir çatışma mı var,
Ya da tam tersi bir güzellik, bir mutluluk, kaçırılmayacak bir manzara mı var;
Hemen kayıt altında...
Yukarıda söz ettiğim değişim,
Medyanın habercilik anlayışını bile değiştirdi...
Artık birçok televizyon kanalı, haberleri mobese kameralarındaki görüntülerden ibaret...
Bazen,
Cinayet anlarını bile saniye saniye gösteriyorlar...

***

Bu tür görüntüler, bazı insanların içindeki öfkeyi, bunalımı, hiddeti ne kadar körüklüyor bilmiyorum...
Ancak bildiğim,
Son bir kaç yıldır 'toplumsal cinnet halimizin' giderek korkulur bir seviyeye yükselmeye başladığı...
Otobüste, metrobüste, vapurda, trafikte tekme tekmeye, yumruk yumruğa kavga edenler...
Konuşma bahanesiyle,
Barışma bahanesiyle ayrıldığı eşini ya da eski sevgilisini ikna edip, yol ortasında veya bir kafede herkesin içinde vurup öldürenler...
Ufak bir tartışmanın sonunda silahını çekip karşısındakine kurşun yağdıranlar...
Toplu taşıma sürücülerine, kadın-erkek demeden sille tokat saldıranlar...
Trafikte, sırf yol verdin vermedin, önüme kırdın kırmadın diye sonu saçma sapan yerlere giden tacizler, kavgalar, tartışmalar, cinayetler...
Televizyonda haberleri açıyorsunuz, aynı...
Gazeteleri okuyorsunuz, aynı...
Sosyal medyaya bakıyorsunuz, aynı...
Her yerde şiddet,
Her yerde şiddet...

***

Ne yazık ki,
Bu şiddetten en çok mağdur olan ve bedel ödeyenler kadınlar...
Sonra çocuklar,
Sonra da hayvanlar...
Bir köpeği,
Kendisi gibi canı olan ama dili olmayan başka bir canlıyı, nasıl bir insan otomobilinin ardına iple bağlayıp sürükler acaba?
Bunu, ona yaptıran nedir, aklım almıyor...
Zaten aklımın alması yerine, aklımı yitirmeyi yeğlerim...

***

Başka bir nefret ve şiddet dili de, giderek yükseliyor...
Kadınların kıyafetleri üzerinden yapılan 'iğrenç' benzetmeler...
Bu yolla da, kadının okumasına, çalışmasına karşı bir zihniyeti hortlatmaya çalışıyorlar...
Eşlere, babalara, abilere,
'Hiç mi kıskanmıyor musunuz?' diye soruluyor...
Bir başkası çıkıyor,
Sağlık çalışanlarının gördükleri şiddeti onaylayanlar var...
Üstelik bu insanların bazıları,
Geniş yığınlara kolayca ulaşabilen cami imamları...
Çocukluğunu bir cami imamının himayesinde geçiren bir insan olarak, inanamıyorum bu olan bitene...

***

Sosyologlar, psikologlar, uzmanlar bu yaşananların nedenlerini topluma, insanlara, yöneticileri anlatabilirler...
Yapılması gerekenleri, bilimsel yönleriyle anlatabilirler...
Belki bizler de,
Hem kendimizi, hem karşımızdakini daha anlayabilme şansını elde edebiliriz...
Eğer, televizyon ekranlarında her akşam birbirlerine abuk sabuk sözlerle saldıran siyasetçilerden ya da onların yancılarından zaman kalırsa...
Rahmetli Doğan Cüceloğlu'nun kulakları çınlasın...