Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Rektörü Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu önceki gün basın toplantısı düzenledi.

Davet üzerine toplantıya katıldım.

Tuncay Hoca ESTÜ Rektörlüğüne 2018 yılında atandı.

İtiraf edeyim 3 yıl oldu kendileriyle ilk kez basın toplantısında tanıştım.

Bazı toplantılarda aynı ortamda oldum ama tanışma fırsatımız olmamıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2018 yılı Eylül ayında ESTÜ Rektörlüğüne atandığında birileri 'Eskişehir'deki üniversitelerde rektörlük yapacak isimler yokmuş gibi dışarıdan atama yapıldı' diyerek eleştirmişlerdi.

Oysaki Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu Anadolu Üniversitesinde öğretim görevlisi, dekan yardımcısı ve dekanlık yapmış bir isim.

Tanımayanlar için Tuncay Hoca'yı kısaca tanıtayım: '1985 Lisans derecesini, 1988 ve 1993 yıllarında ise Yüksek Lisans ve doktora derecelerini Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliğinde aldı. 1994 yılında Anadolu Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümüne Yardımcı Doçent olarak atandı. 2003'de Doçent, 2008'de ise Profesör unvanını aldı. 2004-2010 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı, 2010-2016 yılları arasında da yine aynı Fakültenin Dekanı olarak görev yaptı. Haziran 2015'te Yükseköğretim Kurulu Kurum Danışmanı, Aralık 2015'ten 2018 yılının eylül ayına kadar da Yükseköğretim Kalite Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı görevlerinde bulundu. Eylül 2018 tarihinde Eskişehir Teknik Üniversitesi rektörü olarak atandı. Ayrıca Ekim 2018 tarihi itibarıyla Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu üyesi.'

Yukarıdaki tanıtımdan da anlaşılacağı üzere 1985 yılından beri Anadolu Üniversitesi bünyesi içerisinde olan bir isim.

* * *

Basın toplantısında Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Rektörü Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu'nu daha yakından tanıma fırsatım oldu.

Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu Eskişehir Teknik Üniversitesi'nin ikinci rektörü.

Anadolu Üniversitesinin bünyesinden doğan Teknik Üniversite'nin kurucu Rektörü Anadolu Üniversitesi'ndeki rektörlük dönemini tamamlayan Prof. Dr. Naci Gündoğan olmuştu.

Prof. Dr. Naci Gündoğan, 23 Kasım 2018 tarihinde YÖK Üyeliğine seçilmesiyle ESTÜ Rektörlüğünü Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu'na devretti.

Prof. Dr. Döğeroğlu 3 yıldır Teknik Üniversitesi'nin rektörlüğünü yapıyor.

Önce şunu itiraf edeyim.

Tuncay Hoca hakkında bir tek bile olumsuz söz eden olmadı.

Demek ki Anadolu Üniversitesi bünyesinde yıllarca görev yapan Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu demek ki olumlu izler bırakmış.

* * *

Prof. Dr. Döğeroğlu, basın mensuplarının sorularını da cevaplandırdığı basın toplantısında dikkatimi çeken nokta şu.

Gazetecilerin sorduğu sorularını cevaplarken bazılarını ise önce üst başlıklarıyla kendisi yanıtladı.

Detaylarını Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Gürsoy Arslan ile Prof. Dr. Alper Çubuk'a anlattırdı.

Bu da katılımcı bir yönetim anlayışı gösterdiğinin göstergesi…

Basın toplantısı sonunda üniversitenin kapısının gazetecilere her zaman açık olduğunu özellikle vurguladı.

'ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ MİSYONUYLA YOLA ÇIKTIK'

Gelelim basın toplantısında söylediklerine.

*Araştırma üniversitesi misyonuyla yola çıktıklarını ve üniversitesinin araştırma potansiyelinin yüksek olduğunu, üniversitesinin 3 yılı geride bıraktığını, söz konusu sürenin uzun bir döneminin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla geçtiğini hatırlattı.

*Yeni akademi yılla birlikte öğrencileri yeniden kampüste görmenin kendilerini mutlu ettiğini.

*Köklü bir geçmişe sahibiz. Güçlü bir alt yapı ve insan kaynağımız var. 2021 yılı itibarıyla yeni stratejik planımız devreye girdi. Faaliyet planlarımızı hazırladık. Çalışmalarımız sonunda iyi geri bildirimler aldık. Bu da bizi mutlu ediyor. Bir araştırma üniversitesi misyonuyla yola çıktık. Bu üniversitenin araştırma potansiyeli yüksek. *Yayın, patent ve proje potansiyelimizi artırmak istiyoruz. Proje başvurularımız arttı. *TÜBİTAK'a en fazla proje sunan üniversiteler arasındayız. Nitelikli mezunlar vermeyi hedefliyoruz. Sürdürülebilir eko kampüs yaklaşımımız var.

*Eğitim öğretim, araştırma, toplumsal katkı ve sürdürülebilirlik anlamında iddialıyız. Kentteki Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversite ile çalışmalar ve projelerle birliktelikler yapıyoruz.

*Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi'nde 19'ncu sıradayız. Yeni kurulan üniversitelerden bu listeye giren olmadı. Sadece ESTÜ'nün bu listede yer almış olması hem hocalarımızı motive etmesi açısından, yaptıklarının karşılığının iyi bir şekilde görünüyor olması açısından önemli ve kıymetliydi. Üniversitemizin de geleceğinin aslında parlak olduğunu, çabalandığı sürece bir yerlere geleceğini gösteriyor

*Yine URAP (University Ranking By Academic Performance) sıralamasında 87'nci sıradaydık ama bu sıralamalar genelde beş ila yedi yıllık performansın değerlendirilmesini gerektiriyor. Sadece bizim 1,5 yıllık bir performansımızla girdiğimiz bir sıralamaydı bu… Dolayısıyla birkaç yıl içerisinde sıçramalı bir iyileşmeyle çok daha iyi yerlere geleceğimizin de göstergesi
*Şu anda 26 lisans programımızın 15 tanesi akredite. Her geçen yıl da sayıları artıyor. Türkiye ortalaması yüzde 12'ler civarında. Ama bizim üniversitemizde belki bir belki de ikinci sıradayız Türkiye'de… Şu anda yüzde 60'a yaklaşmış durumda akredite program sayımız. Dolayısıyla dış kuruluşların değerlendirmesi sonucunda güvence altına alınan bir eğitim öğretim faaliyetlerinin iç kalite güvencesinin ya da dış kalite güvencesinde birlikte ifade ediyor.

*Diğer husus sürdürülebilir Eko kampüs yaklaşımımız… İlk günden bu yana önemsediğimiz bir konu. Green Matric sıralamasına 2019 yılında 617'nci sıradan girmiştik; geçen yıl ki sıralamamız 525. Bu tüm dünya genelinde bir sıralama… Tabi burada sadece yeşil alan değil; enerji tüketimi, su tüketimi, doğal kaynakların tüketimi gibi bir takım parametreler de dikkate alınıyor. O nedenle hem eğitim öğretimde hem araştırmada, toplumsal katkıda ve sürdürülebilirlik anlamında da iddialarımız olduğunu ifade etmek yararlı olacaktır.

* * *

Daha üç yaşında yeni yeni ayakları üzerinde durmaya çalışan bir üniversitenin kısa dönemde atmış olduğu bu adımlar ilerisi için neler yapabileceklerinin göstergesi.

Yolunuz açık olsun Tuncay Hocam.

* * *

ACABA EKREM BİRSEN NE CEVAP VERDİ?

'Adım adım Anadolu programı' kapsamında Eskişehir'e gelen MHP Genel Başkan Yardımcısı ve heyet başkanı İzzet Ulvi Yönter ile heyet üyeleri Esnaf Sanatkarlar Birliği Başkan ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret ettiğini dün yazmıştım.

Yazımda MHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter'in Esnaf Odaları Birliği'ni ziyaretinde neler söyledikleri de yer alıyordu.

Yazımı okuyan esnaf olduklarını söyleyen 5 kişi telefon etti.

İsimleri bende.

Önce Yönter'in Esnaf Odaları Birliği ziyaretindeki konuşmasının içerisinde yer alan o sözleri sarf ettikten sonra Birlik Başkanı Ekrem Birsen'in ne gibi cevap verip vermediğini sordular.

'Yazınızda cevap verdi ise ne söylemiş o yok' dediler.

Gönderilen haber metninde Ekrem Birsen'in cevap verip vermediği yoktu.

MHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter'in o sözü şöyle: 'Özellikle son günlerde yaşanan fiyat artışlarıyla mücadele de, esnaf ve sanatkarların kar oranlarını bir miktar düşürerek fahiş fiyatlarla mücadelede ulusal ekonomiye destek vermeleri gerekir.'

* * *

Telefon eden ve esnaf olduklarını özellikle üzerine basa basa söyleyen esnaflar İzzet Ulvi Yönter'in yukarıdaki sözlerine alınmışlar. 'İzzet Bey esnaf ve sanatkarların kar oranlarını bir miktar düşürsünler diyor Ekrem Birsen'de cevap vermiyor. Ekrem Bey esnaf ve sanatkarların kar oranlarını düşürsünler sözlerine cevap vermediğine göre bizim ürünlerimizi aşırı kar oranıyla sattığımızı kabullenmiş olmuyor mu? Oysa bizim ne kadar kar veya zarar ettiğimizi en iyi bilenlerden birisi Ekrem Birsen. Neden susmuş veya cevap vermemiş kendisine sorar mısınız? Bakalım nasıl savunma yapacak? Ulvi Bey Cumhurbaşkanlığını Hükümet sistemini savunuyor. Olabilir. Bizi ilgilendirmez. Ancak esnaf ve sanatkarların pandemiden dolayı kapalı kaldıkları 1,5 yıl da ne yiyip yemediklerini sordu mu? Kapalı kaldığımız süre içerisinde ne gibi devletten ne gibi yardım alıp almadığımızı da sormuş mu? Sormuşsa Ekrem Bey nasıl yanıt vermiş. Sormadı ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine kayıtsız şartsız destek veren MHP'nin Genel Başkan Yardımcısına esnaf ve sanatların yaşadıkları sorunlarının giderilmesi için neler yaptıklarını sormamış mı? Bugün sattığımız ürünü yarın sattığımız fiyattan alamadığımızı hatırlatmış mı?'.

* * *

Yazdıklarım soruların yarısı.

Onlara sorularını köşemde yazacağımı Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen'in cevap vermesi halinde onu da yazacağım sözünü verdim.

Ekrem Birsen bu sorulara cevap verirse kendisine de cevabını yazacağıma söz veriyorum.

Ben de Ekrem Birsen'in İzzet Ulvi Yönter'in 'esnaf ve sanatkarların kar oranlarını bir miktar düşürerek fahiş fiyatlarla mücadelede ulusal ekonomiye destek vermeleri gerekir' sözlerine nasıl yanıt verdiğini doğrusu ben de çok merak ediyorum.

* * *

EKMEĞE GİZLİ ZAM

Un fiyatlarının yüzde 300 artmasının ardından fırın işverenleri ekmek fiyatlarının yeniden ayarlanması konusunda talepleri olmuştu.

Bazı illerde fırın işverenlerin bu talepleri haklı bulunarak ekmeğe zam yapıldı.

Eskişehir'de İç Anadolu Fırın İşletmecileri Sendikası, Ticaret Odası'ndan ekmek fiyatının artırılması için talepleri olmuştu.

Ticaret Odası bu talebi haklı bularak 230 gramı 2 lira olan ekmeğin 2 Aralık'tan itibaren 200 gramı 2 liradan satılmasını kararlaştırdı.

Eskişehir Ticaret Odası'nın geçen hafta yapılan meclis toplantısında ekmeğe gramaj zammı kararı aldı.

Buna göre Eskişehir'de 230 gramı 2 liradan satılan ekmeğin fiyatı 200 gramı 2 lira olarak belirlendi.

Bugünden itibaren 30 gram daha düşük ekmek 2 liradan satılacak.

Yani ETO Meclisi ekmeğe gizli zam yapmış oldu.

* * *

Eskişehir Ticaret Odası Meclisinin ekmeğin gramajının 30 gram düşürülerek fiyatının aynı kalmasını kararlaştırması fırın işverenlerini memnun etmedi.

İç Anadolu Fırın İşletmecileri Sendikası Başkanı Musa Kazım Mülazımoğlu, verilen zammın asla yeterli olmadığını belirterek şöyle bir açıklama yapmış:

'Bizim feryadımız 30 gram için değildi. Bu yeni tarife kesinlikle fırıncıları kurtarmıyor. Bir ay önce 53 liraya satılan 50 kilogram ağırlığındaki bir çuval un, bugünlerde kalitesine göre 58-62 lira arasında satılıyor. Önümüzdeki günlerde, una yeniden zam yapılması ve 65 liraya yükselmesi bekleniyor. 65 kg buğdaydan 50 kg un çıkıyor. Maya, tuz, kira, işçilik, elektrik ve diğer girdi maliyetleri de sürekli arttı. Ekmek üretiminde maliyetler katlandı. Elektrik, işçilik, maya ve tuz fiyatlarındaki artışın yanında una gelen yüksek zamlar da fırıncı esnafını mağdur ediyor. Maliyetlerimizi açıkladık. En azından fırıncıların uğradığı kayıplar telafi edilmeli. Onlara destek sağlanmalı. Ekmeğe fiyat ayarlaması yerine fırıncı girdilerini azaltacak uygulamalara gidilmelidir. Yoksa ekmek üretecek fırıncı da bulamayız.'

* * *

Eğer artan un fiyatı durdurulamaz ise Eskişehir'de 200 gramı 2 liradan aldığımız ekmeği 2022 yılında 3-4 liraya almak zorunda kalabiliriz.

ÇAY SİMİT BİLE LÜKS OLDU

Ekmeğe yapılan gizli zamdan sonra simit de zamlandı.

Simit esnafının talebini değerlendiren Esnaf Odaları Birliği 2 TL olan susamlı 100 gr simidin 2,5 lira olarak satılmasına karar verdi.

Sadece simit değil.

Diğer unlu mamullerinde fiyatları arttı.

Yeni tarifeler şöyle:

100 gr simit 2.5 TL

80 gr Kek 3 TL

80 gr açma 3 TL

80 gr Karaköy 3 TL

80 gr börek 3 TL

* * *

Ekmek ve simitten sonra sırada çay zammı var.

Kahvecilerde şeker ve çaya gelen zamlardan sonra maliyetlerinin arttığını belirterek zam talebinde bulunmuşlar.

Kahvelerde içilen bir bardak çayın 2 lira olmasını istiyorlar.

Şeker'e, çaya gelen zamlar ve bir bardak çayın fiyatı 1,5 lira olması haklı olarak kahvecileri kurtarmıyor.

Talepleri kabul edilirse bir bardak çay 2 lira olacak.

Eskişehir'de çok kullanılan bir söz var.

'İki simit aşa şehirde yaşa' diye.

Dar gelirli memurların ve asgari ücretlilerin çoğu öğle yemeği yerine iki simit bir bardak çayla karınlarını doyuruyorlardı.

5 liraya öğle yemeğini aradan çıkarıyordu.

Şimdi ise 2 simit 5, bir bardak çay 2 + 7 lira.

Yaklaşık yüzde 40 zamlı.

Simit ve çay zamlarından sonra dar gelirli memur ve asgari ücretle çalışanlar iki simit yerine 1 simitle öğlen karınlarını doyuracaklar.

* * *

İğneden ipliğe her şeye zam gelmesine rağmen maaşlar bırakın yerinde saymayı geriledi.

Çalışanlar ile emeklilerin maaşları da yüzde 20 civarında geriledi.

İnsanlar ayın sonunu getiremiyor.

Dün Tarım Kredi Kooperatifi'ne gittim.

Yağ fiyatlarına baktım.

Bir hafta önce 1 kilosu 17 lira olan Ayçiçek yağı 20 lira olmuş.

Onu da bir kilodan fazla vermiyorlar.

* * *

Yeni yılda memurlara, işçilere, emeklilere yüzde 50 zam verilse dahi onların geçim zorluğunu gidermez.

Ama birileri çıkıp, '3-4 ay sonra enflasyon düşecek. Fiyatlarda gerileyecek' diyerek insanlara hayal satıyorlar.

Birileri de 'domatesi 2 adet, kıymayı 100 gram alın. Lokmalarınızı küçültün' diyor.

Zaten artık insanlar geçmişte kilo ile aldıklarını çoktan yarım kiloya, kıymayı da ayda hatta iki ayda bir almaya başladı.

Artık çoğu eline tesbih aldı 'ya sabır-ya sabır' çekmeye başladı.

Bakalım daha ne kadar çekecekler?

* * *

FIKRA:

KARYOLANIN BACAĞINI KES

Psikoloğa Giden Bir Adam, ''Geceleri uyuyamıyorum. Sürekli yatağın altında biri var gibi geliyor, yatağın altına girip orda uyumayı deniyorum. Bu defa da yatağın üstünde biri var gibi geliyor' demiş.

Adamı dikkatle dinleyen psikolog;

''Hallederiz bu saplantıyı'' demiş.

'Bana haftada iki kere geleceksin. 6 Aylık bir tedavi sonunda sizi iyileştireceğimi umuyorum.''

'Peki, her viziteye ne kadar ödeyeceğim?' diye sormuş.

'Her vizite 200 TL. Buna göre 6 Ayda 9600 TL ödeyeceksin...'

Adam 'peki' deyip gitmiş, gidiş o gidiş.

Psikolog; birkaç ay sonra adama sokakta rastlamış.

'Ne oldu hastalığınız?' diye sormuş.

10 TL ye hallettim!

Psikolog suaskın bir ifadeyle;

'Nasıl oldu?' diye sormuş.

Adam: Sizden çıktıktan sonra, ilerde ki kafeye oturdum. Cay söyleyip kara kara düşünürken yan masada bir amca gördüm. Ona uzun uzun hastalığımı anlattım.

O da bana 'Karyolanın bacaklarını kes' dedi.

-Kestim!

Mesele halloldu...

* *