Bildiğiniz gibi geçen hafta içerisinde Resmi Gazete'de Cumhurbaşkanlığı 2019 programı yayımlandı, çok da uzun olan program da; Kıdem Tazminatı Reformu'ndan bahsedilerek 'Sosyal taraflarla diyalog içerisinde tüm işçiler açısından erişilebilirliğin sağlanacağı bireysel hesaba dayanan bir kıdem tazminatı sistemi oluşturulacak. Sosyal tarafların mutabakatıyla tüm işçilerin erişilebilirliğini güvence altına alan bireysel hesaba dayalı bir kıdem tazminatı reformu yapılacak.' denilmiş.
Yani 2019 yılının muhtemel mart ayındaki yerel seçimlerden sonra Kıdem Tazminatı Kaldırılarak yerine fon uygulaması getirilecek!..
Uzun zamandır yapılmak istenilen bu değişiklik aslına bakılırsa sosyal tarafların yani işçi-işverenler tarafından da şu an istenmiyor. Konunun sürekli olarak gündeme getirilmesi ve değişiklik talebini yapan tek taraf var o da Hükümet!
Kıdem tazminatı ile yapılmak istenilen değişiklikleri Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel, çok net özetlemiş aslında olacak olan şu diyerek;
'Şimdi 7 hal gerçekleştiğinde kıdem tazminatlarımızı alabiliyoruz.
1-Emeklilik
2-Yaş hariç diğer emeklilik şartlarını tamamladığımız da yani 15 yıl ve 3600 günümüz varsa,
3-Ölüm
4-Erkeklerin askere gitmesi
5-Kadınların evlenmesi
6-Haklı nedenle işi bıraktığımızda
7-İşveren tarafından işten atıldığımızda
Peki fon gelince ne zaman alacağız;
1-Ölünce
2-65 yaşında gelip emekli olunca
3-Fonda en az 15 yıl kalırsak ve ev veya araba alacaksak fondaki paranın yarısını alacağız,
Son 10 yılda ve özellikle de son aylarda çalışanlara ödenen kıdem tazminatının kaldırılması konusu sık sık gündeme getirilmektedir. Bazı hallerde kıdem tazminatının tamamen kaldırılması bazı hallerde de yerine devlet kontrollü fon getirilmesi dile getirilmektedir.
Fakat, kıdem tazminatının bugünkü uygulaması gereğince sahip olduğu birçok fonksiyonunu, kıdem tazminatı fonu getirilmesiyle kaybedecek. Kıdem tazminatı fonunun getirilmesiyle öncelikle çalışanlar zarar görecek, sonra işverenler zarar görecek bu işten en karlı çıkacak olan ise devlet olacaktır.

Tıpkı TTF (Tasarrufu Teşvik Fonu) tıpkı KEY (Konut Edindirme Fonu) gibi devletin eline iç borçlanma için kullanabileceği bir fon daha getirilmiş olacak ve kurulacak kıdem tazminatı fonu ile devlet, 10 yıl süresince tepe tepe tek başına kullanacağı bir fona sahip olacak. 10 yıl sonra ise işçilerle birlikte kullanmaya başlayacak o zaman geldiğinde ise TTF ve KEY gibi fonun tasfiyesi ile karşı karşıya kalacağımız da geçmiş tecrübelerimizden anlaşılmaktadır.

İster kıdem tazminatı tamamen kaldırılsın isterse de yerine kıdem tazminatı fonu getirilsin sanmayın işverenler çok karlı çıkacak, fon işverenleri de üzer çünkü işçilerini işyerlerinde tutamazlar.
Birçok tarafında katıldığı görüşlere göre,
-Kıdem tazminatı ikramiyedir.
İşverenin, uzun yıllar bağlılıkla hizmet eden işçisini, işinden ayrılıp köşesine çekilmesi esnasında ödüllendirmesidir.
-İşsizlik dönemi güvencesidir.
Konforlu bir iş arama süreci yaşatır.
İşinden ayrılan ya da işinden çıkarılan işçinin işsiz kaldığı dönemde geçimini temin etmesi içindir.
-Ücretin sonraya bırakılmış kısmıdır.
Ücret bir hizmet karşılığı işçiye ödenen ücrettir bu ücretin bir kısmı haftalık, aylık gibi belirli periyotlarla ödenirken bir kısmı da en sona bırakılmıştır. Sona bırakılan kısım ise kıdem tazminatıdır.
-Gerçek anlamda tazminattır.
İşçisinin işine haklı bir neden olmaksınız son veren işverenin ödemesi gereken tazminattır.
Yukarıda sayılan Kıdem Tazminatı adlandırmalarının her biri kendilerine göre doğrudur. Kıdem tazminatı bazen bir ikramiye (emeklilikte), bazen bir güvence (işten atılma, işsiz kalma), bazen ücretin sonraya bırakılmış kısmı (Özellikle yurtdışına götürülen işçiler) ve bazen de tazminattır (Haksız olarak işten çıkarılma).
En önemlisi ise çalışanın emeğinin karşılığı, işyerine ve işverene bağlılığının ödülüdür.

Kıdem tazminatının bugünkü uygulaması gereğince sahip olduğu birçok fonksiyonunu ve özelliğini kıdem tazminatı fonu getirilmesiyle kaybedecek. Kıdem tazminatı fonunun getirilmesiyle öncelikle çalışanlar zarar görecek, sonra işverenler zarar görecek bu işten en karlı çıkacak olan ise devlet.

-Kıdeme esas ücret de düşecek; Halen geçerli olan kanunlara göre kıdem tazminatı ödenirken 30 günlük ücret bulunurken, geriye doğru bir yıl içinde işçiye ödenen her türlü maddi menfaatler dikkate alınmaktadır. Yani, servisler, işyerinde verilen yemekler, özel sigorta yardımları gibi para ve para ile ölçülebilen her türlü ödemeler kıdem tazminatında dikkate alınıyor ama fon gelirse bu iş bitecek. Sadece işçinin brüt ücretine göre fona prim ödeneceğinden işçilerin kıdem tazminatına esas ücretleri düşecektir.
Kayıtdışı çalışanların kıdemi yok olacak.
Ülkemizde, gerçekte ücreti 2500 TL olan bir çalışanın, SSK'ya asgari ücretten bildirildiği bilinen kayıtdışılıklardan biridir. İşte bu işçi şu an işten kıdem tazminatı alma hakkıyla ayrıldığında muhatap işveren olduğu için gerçek ücreti olan 2500 TL'den ödenmesini temin edebilmektedir. Kıdemi işveren değil de 10 yıl sonra fon öderse asgari ücreti dikkate alacaktır. Tabi, tamamen kayıtdışı olanlar da işyerlerinden ayrılırken, sigortasız da olsalar işverenden kıdem tazminatı alabilmektedirler ama fon gelirse, fondan tek kuruş alamayacaklardır.'
Ne dersiniz Kıdem Tazminatı fonu gelsin mi?..