3 kardeşin en küçüğü idi. Yokluk içinde ve zor şartlarda büyümüş. SGK'da önce işçi daha sonra memur olan babasının aldığı asgari ücretlerle geçimini sağlamışlardı. Bayramlarda, okullarda sınıf atladığında, özel günlerde ağabeylerinin kullandığı elbise ve kitaplarla okudu, büyüdü. Ülkemizde her dar gelirli ailenin çocuklarının yaptığı gibi kısa yoldan hayata atılmak istedi. Askeri işyerine girmeyi başaran abisi Gürkan, kaymakamlık yolunda ilerleyen diğer abisi Tuncay'ı örnek aldı ve astsubay olmak için Jandarma Kuvvet Komutanlığına başvuru yaptı, başardı. Başarısını mesleğe girdikten sonra da devam ettirdi ve halk arasında bordo bereli olarak bilinen Özel Hareket Komutanlığı'nda görev yapmaya başladı. Evlendi dünya tatlısı biri erkek biri kız iki evlat sahibi oldu. İsimlerini Emir Kayra ve Beren Balım koydu. Çocuklarına, eşine, anne, babasına, kardeşlerine duyduğu sorumluluktan birçok kez göreve gittiği yerleri söylemezdi. Herkes onu Ankara'da görevde zannettiği bir cumartesi haberi geldi. Vatan korumasını, güvenliğini ve bizlerin rahat, huzurlu uymasını sağlamak için Dağlıca'da şehit olmuştu. O kahramanın adı Turgay Topsakaloğlu idi. Gerisinde birçok acılı hikaye bırakan, yürek burkan hayatları olan ve sevdiklerine elveda dahi diyemeden giden kardeşlerimizden bir tanesi daha aramızdan ayrılmıştı. Ateş düştüğü yeri yakıyordu yakmıştı. 7 yaşındaki oğlu Emir Kayra arkasından 'Amca babam ölmüş. Babamı gömeceklermiş amca' diye seslendi. Annesi Vasfiye hanım, 'Kimselere evlat acısı yaşatma Yarabbi. Sabır isteyeceğim. Düşmanlarımıza güldürmeyeceğiz kendimizi. Allah onları bildiği gibi yaksın, yaksın. Ölmemiş, yavrum ölememiş. Yavrum ölmemiş, gülüyordu. Yavrum yatmış gülüyor. Bomba patlasaydı da görmeseydim ne yapardım? Yine gördüm, ölmemiş benim yavrum, hiç ölmemiş. Sadece gülüyor yavrum. Allah bize sabır verecek inşallah. Sabır istiyorum, başka bir şey istemiyorum' dedi. Ama olan olmuş, Turgay aramızdan ayrılmıştı. Geride kalanlar acıları ile baş başa kalacak ve birileri yine sadece konuşacak, elden bir şey gelmeyecekti. Ne demişti Orhan Veli o ünlü şiirinde; 'Neler neler yapmadık bu ülke için kimimiz nutuk attık. Kimimiz öldük' olayın özeti budur. Biz sadece konuşuruz ama gerçek vatanseverler yokluk içinde büyür ve gerçek hikayeyi onlar yazarlar. Bizim payımıza sadece başsağlığı dilemek, arkadan dua okumak, teröre lanet demek düşer. Onların payına kahramanlık ailelerinin payına acı, ülkeyi bu hale getirenlerin payına ise ne düşer bilemem. Herkes her şeyin farkında aslında. Bu noktaya nasıl geldiğimizi biliyoruz. Sorumlularda, sorunlarda, sorunlularda belli. Suriye'de PYD devirmeye çalıştığımız Esad'la işbirliği içinde yıllardır görmezden geldiğimiz IŞİD'e karşı savaşıyor. Havaalanlarımızı açtığımız ABD'nin ezeli rakibi Rusya ve İran, Suriye konusunda anlaştılar. Ve İsrail'de bu ittifaka evet dedi. Barzani ile Talabani de PYD'nin IŞİD'i yok ettikten sonra; petroldü, doğalgazdı ne varsa uygun biçimde paylaşacaklar. O yüzden şimdilik susuyorlar. Bunlar olurken terörü bitirmek her geçen gün bizim için zorlaşıyor ve olanlar Turgay'lara oluyor. Kimileri nutuk atmaya kimileri ölmeye devam ediyor.