Aşağıdaki iki fotoğraf, Belçika'nın başkenti Brüksel'den…

Üstelik Belçika Kraliyet Sarayı'nın hemen önü…

Öğlen saatleri…

Elbette 'kötü, örnek olmaz…'

Örnek olsun diye taşımadık bu sütunlara, gerçekleri gözler önüne sermek için aldık…

Brüksel,

Avrupa Birliği'nin de başkenti aynı zamanda…

Avrupa'nın hemen tüm ülkelerinden insanların yaşadığı bir şehir…

Nüfusu Eskişehir'den biraz fazla, 1 milyon civarında…

***

Fotoğraflar, hafta içi ve öğlen saatlerinde çekildi…

Trafiğin halini görmek-göstermek için…

Fotoğrafın çekildiği caddede, aynı Eskişehir'deki gibi 'geliş-gidiş iki hat' tramvay yolu bulunuyor.

Aynı trafik yoğunluğunu, şehrin birçok noktasında görebilmek mümkün…

Bizden ayrılan en önemli özellik şu;

Tüm bu kargaşaya ve yoğunluğa ve trafik sıkışıklığına rağmen, son derece sakin sürücüler…

Biz de olsa, en az 4-5 sürücünün tekme tokat kavga edeceği durumlarda bile sükûnetlerini koruyorlar…

Kimse kornaya basmıyor, kimse camdan kafasını uzatıp olur olmaz şeyler söylemiyor…

Sakince o kargaşadan çıkmanın ve hızla uzaklaşmanın yolunu arıyorlar ve buluyorlar…

***

Brüksel trafiğinin o halini görünce, Eskişehir'de bazı kesimlerin hiç durmadan şikayet ettikleri trafik geldi aklıma…

Gülümsedim; trafiğin haline değil, şikayet ve eleştirilerin anlamsızlığına, gereksizliğine ve tarafgirliğine…

Dedik ya,

'Kötü örnek olmaz…'

Ya da;

'Bizde kötü ama bakın başka ülkelerde de en az bizdeki kadar kötü' demek için değil…

21. yüzyılın çağdaş işkence biçimi olan trafiğin, hemen hemen dünyanın her ülkesinde aynı şekilde olduğunu göstermek için…

***

Saatlerce filme alıp gösterseniz de;

Gidip oralarda günlerce gezdirseniz de,

Hatta oturtup bir otomobilin içine o hengamenin içine bıraksanız da;

Bazı kesimler;

'Trafiğin tüm dünya için evrensel bir sorun olduğunu' görmezden gelecek ve Eskişehir trafiği üzerinden eleştirilerini sürdürecekler…

Belki günün birinde trafik sorununa çare bulunur ama,

Böyle düşünenlere çare falan bulunamaz…

----------------------------------------------------------------------------

BU MALZEMEYLE BU KADAR…

Elbette Eskişehirspor'dan söz ediyorum…

7'nci haftanın ardından Skibbe'nin görevine son verilip, yerine İsmail Kartal'ın getirildiği Eskişehirspor, Akhisar seferinden de eli boş döndü…

8 haftada 6 mağlubiyet, 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 4 puan…

Neredeyse ilk yarıdaki mağlubiyet limitimizi ilk 8 haftada doldurduk…

Bu gidişle de taşıracak gibiyiz…

Pazar günkü maçta, gördüğümüz tablo şuydu;

Eskişehirspor hem kadro yapısı olarak, hem de taktik olarak belirli bir farkla çıktı sahaya…

Daha çok koşan, topun olduğu her yerde basan, uzun toplarla değil, ayağa paslarla çıkmaya çalışan bir takım vardı karşımızda…

Futbolcular ellerinden geleni yaptılar;

Gelin görün ki kapasiteleri-yetenekleri bu kadar…

Kapasite de, yetenek de çalışarak geliştirilebilir, ancak yoktan var edilebilir mi emin değilim…

Sahadaki futbolcuların hallerine bakınca,

Değil İsmail Kartal, JoséMourinho gelse çare olmaz gibi…

***

Sanırım bu sezon boyunca hop oturup hop kalkacağız ya da ligin bitmesine haftalar kala rahatlayacağız!