NE HALKIN SESİ DİNLENİYOR
NE DE DOĞANIN HAYKIRIŞI
OKK İklim Krizi ve Çevre Çalışma Grubu adına konuşan Nezahat Telci, artan orman yangınları ve çevre politikalarındaki yetersizliklere dikkat çekerek, “Ne halkın sesi dinleniyor ne de doğanın haykırışı” dedi.
Son yıllarda yaşanan orman yangınlarının sadece ağaçları değil, tüm bir ekosistemi yok ettiğini belirten Odunpazarı Kent Konseyi (OKK) İklim Krizi ve Çevre Çalışma Grubu adına konuşan Nezahat Telci, iklim krizinin yıkıcı etkilerine karşı yanlış politikalar ve ekipman eksikliği nedeniyle felaketlerin büyüdüğünü söyledi.
ANLATMAKLA BİTMEZ
“Orman yangınları her geçen yıl daha da yıkıcı hale geliyor” diyen Telci, “İklim krizi ve yanlış müdahale politikaları ,ekipman eksikliği sonucu yok olan yaşam kaynağımız ekosistemimiz.. Seyitgazi Orman yangınında ‘Ben anlamam güvenli bölgeden, bunda 80 milyonun hakkı var’ ’diyerek aracını terk etmeyen, helikopterin su sıkmasını bekleyen evladımızın feryadını, ‘Maaşımızı zamlı alabilecek miyiz?’ cümlesiyle ile işçinin geçim derdini, gerçek gündemini ortaya koyduğu son mesajını, 10 günlük evli evladımızın yeşil vatan uğruna hayatını vermesini, hemen hemen tüm yangın söndürme çalışmalarına çağrılan AKUT gönüllülerini, kaçamayarak sırtlarında taşıdıkları yavrularıyla kömür karası olan kaplumbağalarımızı, isimsiz binlerce canlarımızın çığlıklarını ve bunlarla birlikte yanan yürekleri anlatmakla bitmez” diye konuştu.
İKLİM ADALETİ ZORUNLULUKTUR
Telci, “11. maddeyle birlikte gelen Torba Maden Yasası, bu kadim alanları maden faaliyetlerine açma tehdidi taşıyor. İkizköylülerin nöbeti ise; sadece bir direniş değil, bir vicdan çağrısıdır. Ne yazık ki ne halkın sesi dinleniyor ne de doğanın haykırışı. İklim Kanunu’nun 5. maddesi, Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda doğal varlıkların korunmasını, iklim değişikliğine uyumlu arazi kullanımı ve ekosistem bütünlüğünün gözetilmesini zorunlu kılıyor. Bu madde, ormanların, tarım alanlarının ve zeytinliklerin iklim krizine karşı dirençli hale getirilmesini hedefliyor. En az sorumluluğu olan yoksul kesimler en ağır bedeli ödüyor. Bu nedenle, iklim adaleti talep etmek artık bir lüks değil, zorunluluktur. Gerçek ve etkin bir iklim politikası için, yerel halkın bilgisi, bilimsel veriler ve katılımcı süreçler esas alınmalıdır” ifadelerini kullandı.