Bilindiği üzere Ülkemizde her yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Bu yıl da her zaman olduğu gibi öğretmenler günü öğretmenlerin dağlar kadar büyük sorunu arasında küçük mesajlarla ile kutlandı. Öğretmenler tartışmasız eğitimin olmazsa olmaz ana unsurudur. Eğitim toplumlarda iki şeyi gerçekleştirmek amacıyla düzenlenir. Birinci amaç, toplumu oluşturan bireyin kendisini tanımasına, bireyde oluşacak özgün ve bağımsız düşünce yapısıyla hayatı kavramasına ve topluma şekil vermesine yardımcı olmaktır. İkinci amaç ise bu kavrama sonrasında bireyin zekasını insanlık yararına kullanmasıdır. Söz konusu iki amacında yerine getirilmesi öğretmenlerimiz sayesinde gerçekleşmektedir. Ancak özellikle bizim gibi ülkelerde eğitim, amacından tamamen saptırılmakta ve her iktidara gelen kendi siyasi, ideolojik görüşleri doğrultusunda bir eğitim sistemi yaratarak kendilerine göre nesil yaratmaya çalışmaktadır. Bu durumdan da maalesef en fazla öğretmenler etkilenmektedir. Son dönemlerde yine bunun açık örnekleri yaşandı. 'Dindar nesil yetiştirmek istiyoruz' söylemlerinden, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması girişimleri bunun somut örnekleridir. Eğitimde yapılan değişikliklere sendikalar, eğitim bilimciler, üniversitelerin eğitim fakülteleri ve toplumun geniş kesimi itirazlarda bulunmuş olmasına rağmen değişen bir şey olmamış iktidar dediğim dedik çaldığım düdük diyerek dediklerini yapmış, yaptırmıştır. Yapılan bu değişimler, milyonlarca öğrenci başta olmak üzere, öğretmenleri ve tüm toplum kesimlerini yakından ilgilendiriyor. Belirli görüşlerin hakim olması amacı ile sık sık yapılan değişimler ise, öğrencilerin, öğretmenlerin, velilerin, okul yönetimlerinin ve toplumun büyük bir bölümünün kafasını karıştırmaktadır. Öğretmenlerin yaşadıkları sorunlarla beraber yıllar içerisinde eğitimde kaos ortamının arttığı kabul edilmesi gerekilen bir gerçektir. Yaşanan, yaşanacak kaosun tek sorumlusu ise eğitim gibi önemli bir alanda dayatmayla değişiklik yapan olumlu eleştirileri bile dikkate almayarak resmi ideolojisini dayatan 'çocuklarını erken yaşta okula göndermek istemeyen ailelere hitaben çocuklarınız geri zekalı mı? diyen ya da siz terörist misiniz muamelesi yapan iktidardır. Yapılan muamelenin en büyük mağduru ise aileler, çocukların yanı sıra eğitim emekçileri öğretmenlerimiz olacaktır. Her geçen gün çalışma koşulları, maddi durumları ve toplumsal konumları geriye giden öğretmenler ağır bir darbe daha almaktadır. Başta öğretmenler olmak üzere yaşanacak kaos ortamından olumsuz etkilenecek toplumun geniş kesimlerinin ve onların örgütlü güçlerinin yaşanacak sorunlara karşı ortak talepler etrafında birlikte hareket ederek sürece emekçiler cephesinden müdahale etmesi hem görev hem de zorunluluktur. Geçmiş yıllarda toplumun en itibarlı mesleği öğretmenlik mesleği iken kültürümüz, anlayışımız Hz. Ali'nin sözlerinde olduğu gibi 'Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum' anlayışı üzerine kurulu iken başta siyasetçilerin yapmış olduğu büyük hatalar, öğretmelerimiz bakımından ciddi bir itibar problemi yaratmıştır. Ekonomik, sosyal birçok problemi de bir araya getirirsek kutlanan öğretmenler gününün aslında ne kadar anlamlı olduğunu anlamış oluruz.