7 yıl aradan sonra ilk kez toplanan 20. Milli Eğitim Şûrası'nda beklenen oldu.

Şûra öncesinde eğitimcilerin ve bazı eğitim sendikalarının 'Okul öncesine din eğitimi getirilmek isteniyor, bu madde şûra kararı olarak çıkacak' uyarıları gerçek oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı'nca düzenlenen 20. Milli Eğitim Şurası Genel Kurulu'nda

oluşturulan 'Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği, Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi ve Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi' özel ihtisas komisyonlarından Genel Kurul'a gelen maddelerden reddedilen olmadı.

20. Milli Eğitim Şurası Genel Kurulu'nda yapılan açık oylama neticesinde özel ihtisas komisyonlarında benimsenen 124 maddeden 107'si oy birliği, 17'si oy çokluğu ile kabul edildi. İhtisas komisyonlarında görüşülmeyen ve Genel Kurul Toplantısı'na sonradan sunulan 4 öneriden 2'si oy birliği, 2'si oy çokluğuyla kabul edildi.

MEB'in 1-3 Aralık'ta düzenlediği Şûraya, 600'ün üzerinde kişi katılırken, MHP hariç grubu bulunan hiçbir siyasi parti, Eğitim-İş, Eğitim Sen gibi önemli sendikalar katılmadı.

KOMİSYON KABUL ETMEDİ AMA!..

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, özel ihtisas komisyonlarından gelen 124 maddenin yanında 'ihtisas komisyonlarından geçmeyen' ve Genel Kurul toplantısı sırasında 'gündem dışı' getirilen 4 yeni önerinin de okunarak oylamaya sunulmasını kabul etti.

Eğitim-Bir-Sen'den 2 Genel Başkan Yardımcısı ile Genel Sekreter, Şûra Başkanlık Divanı'na 2 yazılı öneri sundu. Bu önerilerden biri 'Kalkınmada öncelikli ve sosyoekonomik açıdan dezavantajlı bölgelerde görev yapan öğretmenlere ilave özlük hakları ve teşvikler verilmelidir' önerisi oldu. Bu öneri oy çokluğu ile kabul edildi.

İkinci öneri de 'Okul öncesi öğretim programında din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır' önerisi oldu. Bu önerinin daha önce komisyona getirilmek istendiği ancak ilgili ihtisas komisyonu tarafından kabul edilmediği, buna rağmen Genel Kurul'a getirildiği öğrenildi.

Genel Kurul'da oylanan bu öneri oy çokluğu ile geçti ama 46 eğitimci bu maddeye şerh koydu.

LİSE ÖĞRENCİSİNDEN DERS...

Aselsan Mesleki ve Teknik Anadolu lisesi 9. sınıf öğrencisi İsmet Çağrı Kızılağıl'ın söz alarak bir önerisini dile getirmesi Genel Kurul'un 'en sevimli tarafı' oldu.

İsmet Çağrı önerisinde 'Bilgisayar, tablet gibi teknolojik aletlerde öğrencilere vergi indirimi gibi olumlu durumlar sağlanmalıdır' derken; 'bir eğitim şûrasında bile kafalarında bin türlü tilki (!) dolaştıranlara' adeta ders verdi.

ŞÛRA'DAN ÖNCE AÇIKLANDI…

20.Milli Eğitim Şurası'nda en çok tartışılması beklenen 'Öğretmenlik Meslek Kanunu' ayrıntılarının Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan tarafından açılış konuşmasında açıklanması ve kanunun önümüzdeki hafta TBMM'ye getirileceğinin belirtilmesi geriye tartışılacak fazla bir şey bırakmadı. Ancak eğitimcilerin ve bazı sendikaların Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkarılmasını desteklemelerine rağmen; kanunun içeriğindeki 'kariyer sınavları' başta olmak üzere bazı konulara olan itirazları artarak sürecek gibi görünüyor.

BAĞLAYICI DEĞİL AMA!...

20.Milli Eğitim Şûrası'na yakından tanıdığım çok sayıda değerli eğitimci ve akademisyen katılarak her türlü ön yargıdan uzak eğitim sistemine olumlu katkılarda bulunmak için çabaladılar. Umarım siyasetin 'arka bahçe yaratma' hedefleri bu çabaların üstüne çıkmaz.

Şûra kararları bağlayıcı değil, tavsiye niteliğinde. Ancak 4+4+4 sistemine geçilmesi, liselerde din derslerinin artırılması 'Şûra Kararları' referans gösterilerek yaşama geçirildi. Bu şûradan sonra da aynı 'taktik anlayışın!' devam edeceğini düşünenlerin sayısı hayli fazla…

Şûra kararları ile ilgili yaptığım 'ilk' değerlendirmelerde, Şûra'nın temel izlemini oluşturan 'eğitimde fırsat eşitliği' sorununun yeterince tartışılmadığı ve yazılı kararlara dönüştürülmediğini gözlemledim. Bu durumda, salgın sürecinde ekonomik koşulları daha da zorlaşan, kırılgan nüfusu oluşturan dar gelirli ailelerin eğitime erişim olanakları iyice daralan çocuklarının işi 'bir başka bahar kalmış' gibi görünüyor...