Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlana haritaya güre Türkiye yüzde 66.8’lik bir oranla Avrupa’nın en obez ülkesi oldu. Yıllardır bu noktada Avrupa 1 ‘incisi olan Türkiye’de yetişkinlerde yaygın olarak görülen obezite oranı çocuklarda da giderek yükseliyor.

Diyetisyen Ayşegül Akkaya Erden, toplum tarafından obezitenin bir hastalık olarak kabul edilmediği için Türkiye’nin yıllardır bu konuda zirvede yer aldığını belirtti. Yağlı yemek üzerine geniş bir gastronomi kültürüne sahip olduğumuzun altını çizen Erden, “Porsiyon kontrolümüz yok. Kilonun sağlık olduğuna inancımız var. Bu yönde ilerlersek eğer obezitede birinci sırada olmaya devam edeceğiz ne yazık ki” dedi.

DİYET SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI

Pandemiden sonra sağlıklı beslenmeye olan ilginin çok arttığını ifade eden Erden, “İnsanlarda daha doğal, daha sağlıklı beslenme çabası arttı ama hala yeterli bilgi ve donanıma sahip değiliz. Bir şeyleri kısıtlama, yasaklama eylemi… Örneğin biraz kilo aldığında 1 hafta ekmeği keseyim, suyu çok içeyim, birkaç gün detoks yapayım, sonra eski düzenime geri döneyim kültürü var. Sürdürülebilir bir diyet profili yok. Daha sürdürülebilir olması için öncelikle her şeyi zamanında ve mevsiminde tüketerek hiçbir yasaklama yapmadan, doğru porsiyonlama ile sürdürülebilir olması daha önemli. Bu noktada yine zayıfız” ifadelerini kullandı.

Eskişehir'de skandal iddia: Kanser hastalarına... Eskişehir'de skandal iddia: Kanser hastalarına...

EGZERSİZ KÜLTÜRÜMÜZ YOK

Türkiye’de kadınlarda görülen obezite oranının erkeklere göre daha yüksek olmasının nedenleri üzerine değerlendirmede bulunan Erden, “Erkekler daha aktif ve ağır işlerde çalışabiliyorlar. Kadınlar bir tık daha ev ortamında, geri planda kaldıkları için… Egzersiz yapma kültürleri yok, çocukla uğraşıyorlar, yemekle uğraşıyorlar, kendilerine vakit ayıramıyorlar. Bundan dolayı vücutlarına ve sağlıklarına dikkat etmiyorlar. Bunun hormonal yatkınlığı da var. Östrojen vücutta kiloyu, ödemi, suyu depo eden bir hormondur. Erkeklerde testosteron biraz daha metabolizmayı hızlandıran bir hormon olduğu için fizyolojik faktörler de devreye girmekte” şeklinde konuştu.

SU TÜKETİMİNE DİKKAT!

Obeziteye karşı su tüketimine dikkat çeken Erden, “Su tüketimine çok dikkat etmek gerekiyor. Kilogram üzerinden hesaplamamız gerekiyor. Kaç kiloysak kilogram x 30 ml üzerinden suyu hesaplamamız gerekiyor. Örneğin; 70 kilo bir insan, 30 ile çarptığımızda 2 bin 100 ml suyu hayatına yerleştirmesi gerekiyor. Su tüketimini düzenli hale getirmek için gün içine yaymamız gerekiyor. Akşam saatlerinde değil. Neden? Akşam saatlerinde tükettiğiniz su miktarı uyku bölünmesine neden olur. Uyku kalitesi çok önemli. Özellikle 22.00 ila 02.00 arasındaki RAM uykusunu alınmasını tavsiye ediyorum. Çay ve kahvenin de şekersiz içilmesini tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.

Muhabir: Ali Çalık