Her geçen gün endişe ve korku artıyor, umutlar azalıyor. Türkiye inanılmaz zor bir süreçten geçiyor. Yıllar sonra daha iyi anlaşılacağını tahmin ettiğim büyük bir sınav veriyor. Ne yazık ki sınavın başarı ile gitmediğini üzülerek izliyoruz. Zaten kendi Anayasasını ve Hukukunu tanımayan Cumhurbaşkanı olan bir ülkede başka ne beklenebilir ki? Her şey karmaraşık bir hal aldı. Kısa süre içerisinde de bu karmaraşık durumun bu keşmekeşliğin düzeleceğine yönelik bir delalet yok. İran Libya, Suriye konularında mazlumun yanında yer alması gerekirken Ülkemizi yöneten Hükümetin iktidara geldiği dönemin tam aksine bir politika yoluna girmesi, dünyanın iki süper gücü ABD ve Rusya nın oyuncağı haline gelmesi sanırım zoru başarmanın net ifadesidir. İzlediği yol bizi düzlüğe çıkaracak olsa katlanılacak bir durum diyelim ama artık böyle bir şansımız da kalmadı. Çünkü Suriye sınırımızda önümüzdeki dönemde ya Esad hakim olacak ya da Kürtler. Ve biz ülke olarak Mezhepçilik ve Ülke iç siyaseti ile bağlantılı alınan tutum neticesinde İkisine de düşman bir durumdayız sonuç; ortadoğuyu alacağız derken neredeyse Ortadoğu bizi alacak hale geldi. Komşu ülkeler ile sıfır sorun derken sorunumuz olmayan komşumuz neredeyse kalmadı. İç siyasetinde dıştan bir farkı yok devletin her tarafı partinin emri altına alınmak yasama, yargı, yürütme tek adamın söylediklerini emir kabul edecek bir yapıya büründürülmek isteniyor. Israrla ve ısrarla toplumsal yaşamda, kamu yönetiminde, kamu açısından hayati önem taşıyan kurumlarda köklü değişiklik yapmaları ,durmadan şekil vermeye çalışmaları bunun açık ispatıdır. Zaten ülkeyi de zora sokan bu değil midir? Kadrolaşıp istediklerimi hayata geçireyim derken ne kadar basiretsiz, liyakatsiz ama siyasi olarak partinin adamı varsa bir yerlere getirildi. Ve ne kadar hata yaparlarsa yapılsın bu kişiler inadına bu görevlerinde tutulmaya devam edildi. Yazık. Hak ediyor mu Ülkemiz bu durumları? Anlaşılan hem dış hem iç siyasette ard arda gelen başarısızlıklar ne yapılması gerektiği noktasında iktidarı da şaşırtmış durumda. Ne yapacaklarını bilmez bir şekilde açıklama üstüne açıklama yapıyor oluşturdukları yandaş medya ordu ile sürekli birilerine ayar vermeye çalışıyor. Tüm bu yaşananlarda maalesef dünya çapında ciddi bir itibar kaybına neden olmuş durumda. Ağırlığını ve ciddiyetini kaybeden bir ülke geleceğini şekillendirmekte zorlanır. Dokularının zarar görmesini engel olamaz. Tarihi geçmişleri ile binbir emekle bir arada tuttuğu vatandaşlarının kontrolünü kaybeder. Barış, demokrasi, kardeşlik söylemleri hayal olur. Bu nedenle bir an önce girilen yanlış ve karanlık yollardan dönmek gerekir aksi takdirde Ülkemize yazık olur.