Geçtiğimiz hafta sonu CHP Odunpazarı İlçe Kongresi gerçekleşti, Hasan Polatkan Kültür Merkezi'nde…'Değişim' ve 'özeleştiri' temelinde konuşmalar yapıldı.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'tan tutun da vekiller Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü, İl Başkanı Recep Taşel, Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar'a kadar gündem CHP'deki değişim tutkusuydu.
Kaybedilen seçimin ardından CHP 'değişim'le yatıyor, 'değişim'le kalkıyor. Ama ne değişen var ne değiştiren!
*
CHP bence seçimi neden kaybettiğini, eksikleri nelerdi ve bunları nasıl gidermeliydi çok çabuk unuttu. Hemen kurultay kavgaları, kongre davalarının hesapları başladı. Halbuki bakın partiye; üyesinden genel başkanına herkesin yapabilecekleri ortada.
Formül basit samimiyet ve güven sağlamak. Halk en yalın haliyle bunu bekliyor, bunu istiyor. Göremeyince de oy vermiyor, CHP kaybediyor!
Tabi kaybetmeyi sindirmek büyük yetenek, CHP bunu da yapamıyor…
*
Benim ilgimi çeken değişim fitilini yakan CHP'de bu kez özeleştirinin kürsüden art arda yapılmasıydı.
Ama yine aynı eksikle… Samimiyet!
Samimiyet olmayınca özeleştiri de boşa gidiyor gazete sayfalarında, internet sitelerinde kalıyor…
Mesela şimdi isimlere hiç değinmeden bir düşünün; kim değişti CHP'de? Kim değişecek? Kim değişim istiyor? Kim değişim istemiyor da değiştirmek istiyor?
Yanıtları hepimiz biliyoruz!
Değişen bir üst koltuğa çıkmak istiyor, değişmeyen koltuğunu bırakmamak istiyor! Bakın bıraktım değişimi ben başlattım diyen, tüzük gereği belediye başkanlığına aday olanların il yönetiminden istifa etmek zorunda olduğunu ekliyor…
*
Unutmayalım ki değişim kişinin kendisinde başlar. Partisinde değişim isteyen önce kendi değişmeli!