CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanlarının yaklaşık iki yıldan beri düzenli olarak sürdürmekte oldukları etkinliğin'Eskişehir Buluşması', 11 Haziran 2022 Cumartesi günü Eskişehir'de Tasigo Otel'de gerçekleştirildi.
Buluşmanın sabahki açılış konuşmasında ve kapanışındaki ortak açıklamada, ülkemizin ve belediyelerin güncel sorunlarıyla ilgili çok önemli açıklamalar yapıldı.
Ben sizlere, Eskişehir Buluşmasının ayrıntılarını yerel ve yaygın basın kaynaklarından incelemenizi önererek; bu buluşmalarla ilgili bazı tespitlerimi ve gelecek önerilerimi paylaşmak istiyorum.
Öncelikle böyle bir buluşmanın, son 23 yıldan beri 'çağdaş belediyecilik' konusunda ülkemize ve hatta dünyaya örnek olan Eskişehir'de yapılmasından ve hepsi birer halk kahramanı özelliği kazanan başkanları canlı izlemekten mutlu olduğumu belirtmek isterim.
BAŞKANLAR BULUŞMASI KORUNMALI VE GELİŞTİRİLMELİ
31 Mart- 23 Haziran 2019 tarihlerinde yapılan yerel seçimlerde CHP'nin kazandığı büyükşehir belediyeleri sınırlarında Türkiye nüfusunun %45'i, büyükşehir olmayan illerle birlikte nüfusumuzun 'yarısı' yaşıyor.
Ülke çapında üretilen mal ve hizmetlerin ise %59'ubu sınırlarda üretiliyor. Bu coğrafyada yaşayan insanlarımızın sosyokültürel özelliklerinin 'daha gelişmiş' olduğu da bilinen bir gerçekliktir.
CHP'li belediyelerin özellikle son üç yıl içinde(RTE/AKP/MHP iktidarının tüm engellerine karşın) çağdaş belediyecilikte çok başarılı oldukları ise gerçeklerin başka bir boyutudur.
Dahası, son aylarda ülkemizi kasıp kavuran ayrımcı ve kışkırtıcı siyasal ortamda, 'CHP'li 11 büyükşehir başkanını 'birlikte' gösteren güler yüzlü fotoğraflar' bile insanlara güven ve umut veriyor.
(Kıssadan Hisse: Bence her ildeki CHP'li belediye başkanları da sıkça buluşarak, güler yüzlü fotoğraflar çektirmeli…)
Bu güzel gerçekler CHP'ye büyük sorumluluklar yüklüyor. Çünkü CHP'nin belediyelerde gösterdiği başarıyı koruyup geliştirilebilmesi; CHP'yi ülke iktidarına taşıyacak en büyük etken olacaktır.
Bu bağlamda, 'Başkanlar Buluşmasının daha sağlıklı sürdürülebilmesi içinhukuksal dayanak oluşturulmalıdır.' Bu konuda günümüz koşullarında yasal düzenleme yapılamayacağı açıktır. Ama 'CHP'li belediye başkanları buluşmalarının oluşumu, görev ve yetkileri…' konusu, CHP Tüzüğünde yapılacak bazı düzenlemelerle daha işlevsel duruma getirilebilir.
BÜYÜKŞEHİR SİSTEMİ DEMOKRATİKLEŞTİRİLMELİ
TODAİE'de 1987- 1988 akademik yılında katıldığım 'kamu yönetimi uzmanlık programı' yüksek lisans eğitim süreci, ülkemizde 'büyükşehir oluşumu' üzerinde ilk yasal düzenlemelerin ve yoğun tartışmaların yapıldığı yıllardı. Konumumuz gereği biz de bu çetrefilli konuda çok kafa yormuştuk.
O yıllardan günümüze değin, 'büyükşehir' konusuyla ilgili yasal düzenlemeleri yakından izlemeye çalıştım. Son 20 yıllık AKP iktidarları döneminde büyükşehirlerle ilgili yapılan yasal düzenlemeler ve uygulamalar 'Büyükşehirler, merkezi hükümetlerin yerel uzantılarıdır…' olarak özetlenebilir.
Açıkçası, 'Türkiye'deki mevcut büyükşehir düzenlemeleri ve uygulamaları, uluslararası özleşmelerde yer alan hukuksal ve demokratik değerlere aykırı olan birçok hüküm taşımaktadır.'
Bu bağlamda, 'Büyükşehir yönetimlerinin merkezi hükümetle ve siyasal partilerle ilişkileri, büyükşehir meclisinin oluşumu, büyükşehir ile alt belediyelerin ilişkileri vb.'konularda demokratik düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
Böylesi bir düzenleme ise 'Yerel yönetimlerden merkezi iktidara uzanacak demokratik bir değişimi…' gerektirmektedir…
YEREL YÖNETİMLERİN DEMOKRATİK YETKİLERİ GÜÇLENDİRİLMELİ
Konumuzla yakından ilişkili olan: 'İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Yerel Yönetimler Evrensel Bildirgesi, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Gündem 21, Yerel Gündem 21 ve Kent Konseyleri, Avrupa Kentsel şartı 1- 2'gibi uluslararası belgelerde, yerel yönetimlere yöneltilen ortak nitelikler şöyle özetlenebilir:
  • 'Katılımcılık ve çoğulculuk' demokrasinin temel ilkeleri olarak kabul ediliyor ve bu bağlamda 'Yerel yönetimler demokrasinin beşiğidir…' deniliyor.
  • 'Yerinden yönetim' uygulamalarının daha işlevsel ve verimli olduğu ortaya konularak, 'Yerel yönetimlerin görev ve yetkilerinin artırılması' öneriliyor.
  • Diğer yandan, 'Yereldeki toplumsal yatırımların ve hizmetlerin merkezi hükümetlerce değil, yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilmesinin maliyet ve verimlilik açısından daha avantajlı olduğu…' bir yönetim bilimi gerçekliği olarak çoğunlukla kabul ediliyor…
Bu bağlamda, gelişmiş ülkelerdeki toplumsal yaşam içinde yerel yönetimlerin ağırlıkları giderek artıyor.
Ülkemizde de 'Yerel yönetimlerin en önemli unsuru olan belediyeleri' çok önemli görevler bekliyor.
Bu görevlerin temel boyutu isesiyasal partileri,STK'leri (sendikalar, meslek örgütleri, dernekler, vakıflar, kooperatifler) ve duyarlı yurttaşları ilgilendiriyor.
Bunun için de tüm ilgililerin'birliktegeziye çıkmaları…'gerekiyor.
BİZE 'GEZİTERAPİ' GEREK…
Biz eşimle birlikte uzun süreden beri yaşamımıza 'Gezi Terapi' uyguluyoruz…Bizim geziterapimizin iki boyutu var.
Gezi Terapinin bireysel/ ailesel boyutu:'Acıları, sıkıntıları ve mutlulukları gezerek paylaşmayı' içeriyor.Eşimle birlikte özellikle son sekiz yılda sıkça uyguladığımız buterapi; bize yaşama sevinci veriyor ve yaşama bağlılığımızı güçlendiriyor… En önemlisi detıp alanındaki bazı acımasız terapilere karşı direncimizi artırıyor…Bu düşüncelerle geziterapinin bireysel boyutunu sizlere de öneriyoruz…
Gezi Terapinin toplumsal anlamdaki düşünsel boyutu ise tıpkı 'Gezi Direnişinde' olduğu gibi 'Özgürlük, eşitlik, barış, çok seslilik, birlik, çağdaş yaşam, Cumhuriyet değerleri vb...' ilkeleri kapsıyor. Biz toplumsal konularda başımız sıkıştıkça hemen Gezi Terapinin düşünsel boyutuna başvuruyoruz…
Gezi terapinin düşünsel boyutunun tüm duyarlı yurttaşlara önerisi/ uyarısı da şöyle:
'Geleceğin aydınlık Türkiye'si için; tüm demokrasi güçlerinin örgütlü birlikteliği çok önemlidir…'
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…